Yücel Kemendi
Bu kadar çelişki
Bu kadar çelişki bizi de öldürür, sizi de
Yıl 1980 12 Eylül sonrası, o günkü ismiyle Selçuk Üniversitesi ilahiyat fakültesinde TC İnkılap Tarihi dersindeyim.
Konu; Şeyh Sait isyanı. Hazırlığım iyi, sınıfın havası iyi, 24 yaşında çiçeği burnunda bir öğretmen olarak kendime göre Dünyayı fethediyor şahane bir ders anlatmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Tam zil çalacak bir Öğrenci hakaretler savurarak sınıfı terk etmeye hazırlanıyor.
“Bıktım bu yalanlardan bana kimse “Şey Sait” isyan etti bu vatana zarar verdi dedirtemez, benim dedem hain olamaz”
Donup kaldım ne söyleyeceğimi bilemeden şaşkın şaşkın bakakalmıştım. Ağzımdan Gayriihtiyari “bak evlat belki anlattıklarım sana ters geliyor beklide yanlış şeyler anlatıyorum ancak seni başarıya götürecek bu yanlışlarsa ben bunları anlatırım” sözleri çıkıverdi. Anlattıklarıma bende inanmamışım ki, bu sözleri söyleyiverdim.
O günler inanmasam da bunları anlattık. Çünkü sınavlarda doğru cevap olarak gerçekleri değil ders kitaplarında yazanları istiyorlardı.
O gün isteyemediklerimi Bugün istiyorum ve bugünleri bize gösterenlere de teşekkür ediyorum.
Peki neler istiyorum?
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi öğretilirken Öğretmenin anlattığı ile bölge insanının anlattıkları birbiriyle çelişmesin, örtüşsün istiyorum.
Açık ve net olarak Eğitimdeki ve hayatımızdaki çelişkilerin tamamen ortadan kalkmasını istiyorum.
Tarih dersi anlatırken tarihin tanımını yapıp sonrada tanıma aykırı işler yapmamak istiyorum. Şapka kanununa göre şapka takmayan suçlu deyip sonrada sadece Süleyman Demirel’in Şapkasını görmek istemiyorum.
Osmanlı alfabesini tamamen yasaklayıp Halka kullandırmayıp, kullananı cezalandırıp, sonrada bunu yasaklayanların ölünceye kadar bu alfabeyi kullanmalarını içime sindiremiyor. bu çelişkiyi de istemiyorum.
Yine "Eski yazı" yasak diyeceksin kullananı hapse atarım tehditlerini savuracaksın sonrada okullarda çocukları "failatün failatün failatün failün" vezninden sınav yapıp bunları bilmezsen sınıfta kalırsın diyeceksin. İşte hayatımızdaki bu çelişkiyi de istemiyorum
Coğrafya dersinde yada Tarih dersinde anlattıklarımızla Din kültürü dersinde anlattıklarımızın birbiriyle çelişmesini değil örtüşmesini istiyorum.
Türk Sanat Musikisi mucize guye olan tutiyi dinleyen yeni kuşaklarında bunları anlamasını istiyorum.
Anlasınlar ki Çalıkuşu yada Ömer Seyfettin ya da bir Reşat Nuri eserlerini orijinal haliyle okuyup öğrensinler istiyorum.
İnsanların birbirine “Aaa, sen Arapça biliyor musun yahu” sözlerinin değil sen neden Arapça bilmiyorsun sözlerinin kulaklarda çınlamasını istiyorum.
“O konu kitaplarda öyle yazar ama gel ben sana işin doğrusunu anlatayım” değil. “Ders kitaplarımızda ne yazıyorsa o doğrudur” demek istiyorum.
Yıllarca Anaokulundan itibaren İngilizce ile yatıp İngilizce ile kalkıp, sonrada bu kadar emek harcadığım İngilizceyi, kaç dil biliyorsun diyenlere cevap olsun diye ve cv ler de yazmak için istemiyorum.
Mustafa Kemal’in eseri Nutuk’u Hıfzı Veldet'in uyduruk saçma sapan tercümesinden değil aslından öğrenmek istiyorum.
Tüm eski eserlerimiz için "Bunlar yeni yazıya aktarıldı, eski yazıya ne gerek var?" değil bunu tercüme edende insandır bunu aslından okumak gerekir demek istiyorum.
Mezarlığa gidince atalarımın mezar taşını okumak. İslam coğrafyasındaki insanlarla dertleşmek, 31 mart olayının 13 nisanda olduğunu da bilmek istiyorum.
Muhteşem Yüzyıl dizisini, bir zamanlar Osmanlı Kıyam dizisini seyrederken, onların verdiklerini değil, bu filmi yaparken onların öğrendiği yerden, o devirde yaşayanlardan, mesela Baki Efendi'nin muhteşem beyit inden öğrenmek istiyorum.
Cihanı cam-ı nazmım şiir-i Baki gibi devreyler... Bu bezmin şimdi biz de Cami-i devranıyız cana!" Bu beyitten kim ne anladı değil, bu beyit i okuyan o günleri çok güzel anlar demek istiyorum.
Başka ne mi istiyorum?
Osmanlıca derslerinin ortaöğretimde ders olarak okutulmasını istiyorum. Ve bu dersin ehil insanlar tarafından öğretilmesini istiyorum.
Bunu kim öğretecek eski yazıyı bilen kaç kişi var ki diyenleri duyar gibiyim.
Nasıl Kürtçe program yapanları Kürtçe haber sunan spikerleri buldularsa bunu da bulurlar diyorum. Çünkü piyasada helal süt emmiş çok Osmanlı bulursunuz. Bulamazsanız yetiştirin diyorum..
Şu an bu olmasa bile; Konya için İl milli eğitim Müdürümüzden bu konulara el atmasını aklına yatanı hayata geçirmesini istiyorum.
Osmanlıca bugün için Ders olmasa, Kurs olur diyorum. Bize tarihimizi yaşatacak Türk el sanatlarıyla uğraşanların sayılarının artmasını bu sanata gönül verenlerin maddi olarak desteklenmese de manevi olarak desteklenmesini istiyorum.
Bugünde çok şey istedin hocam diyenlere, “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” diyorum
Yazımın başlığında “Bu kadar çelişki bizi de öldürür sizi de” demiştim “bizde öldük sizde öldünüz”. Lütfen bundan sonrakiler adam gibi yaşasın istiyorum…