Salih Sedat Ersöz
Bu uygulamayı değiştirin artık!
Bu uygulamayı değiştirin artık!
Yazımın konusunun hacca gidecekler için uygulanan kura sistemi ile ilgili olduğunu hemen belirtmeliyim.
6 yıldır üst üste yazıldığım halde bir türlü hacca gidemeyenlerden biriyim. Benim üstüme kaç tane arkadaşım ve tanıdığım ilk veya ikinci yazıldığı yılda gittikleri halde biz bir türlü gidemiyoruz. Neden? Çünkü kura çekiminde ismimiz çıkmıyor.
Bu konuda bazı dostlarımın; "birinci yıl beraber yazıldığımız halde, siz gidemediniz biz gittik, mümkün olsa da tekrar yazılsak, sizin üstünüze bir kere daha giderdik" şeklindeki takılmalarına şahit oldum. Bu bir espri de olsa altında acı bir gerçek yatıyor. Bu durum sadece benimle veya sayısı çok az olan bir grupla ilgili değil elbette… Bu durumdan muzdarip olan sayısı binlerle ifade edilen bir vatandaş topluluğu var. Türkiye genelinde toplam 1 milyon 372 bin hacı adayından, 295 bin kişi yeni kayıt yaptıranlardan, 1 milyon 77 bin kişi ise kayıt yeniletenlerden oluşuyor. Bu sayı her yıl daha da artıyor ve büyük bir birikim meydana getiriyor.
Artık hacca gitme uygulamasının değiştirilme zamanı geldi geçiyor bile. Biz ve bizim gibi olan binlerce kişi hacca gitmek için kurada çıkacağız diye kaç yıl daha bekleyecek belli değil. Bu uygulamanın daha net, daha adil, daha hakkaniyet ölçüleri içinde yapılması zaruri hale gelmiştir.
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in; “7 defa üst üste yazıldığı halde hacca gidemeyenlerin 2014 yılında gönderilecekleri” sözü de problemi tam çözmüyor. Diyelim ki, 7 defa yazıldığı halde gidemeyenlerin tamamı (zor görünüyor ama) 2014 yılında gönderildi. Peki daha sonraki yıllarda ne olacak. 7 defa yazıldığı halde gidemeyenler her yıl gönderilebilecek mi? Zira daha sonraki gelen her yıl, karşımıza 7 defa yazılan binlerce vatandaş çıkaracak. Sayın Görmez’in sözü sadece 1 yıllığına geçerli ise daha sonraki yıllarda meydana gelecek birikim nasıl önlenecek?
Bu durumda ne yapılabilir? Hacca gitmek için müracaat eden bir vatandaş sıraya alınsa ve kendisine sırasının hangi yıl geleceği yani hangi yıl hacca gideceği söylense şimdiki sistemden daha adil bir iş yapılmış olur. Böylece hacca gitmek için müracaat eden bir vatandaş, hangi yıl gideceğini bilir ve ona göre hareket eder. İşini gücünü, parasını, emekliliğini vb. ona göre ayarlar. Sırası gelen vatandaş, o yıl gitmek istemiyorsa veya beklenmedik bir mazereti çıkmış ise sırasını kaybetmeden bir yıl sonra erteleme hakkına sahip olabilir.
Diyanet İşleri Başkanı, “bu sistemde sıra 15 yıl gibi uzun bir süre sonra gelir. 80 yaşındaki bir hacı adayına 95 yaşında hacca gidebilirsin demek doğru olmaz” diyerek bu uygulamaya karşı çıkıyor. Tamam da, o sistem uygulansa hacı adayı müracaat için 80 yaşına kadar beklemez bu bir. İkincisi, Diyanet İşleri Başkanı çok uç bir örnek veriyor. Hacı adaylarının yüzde kaçı 80 yaşında müracaat ediyor ki? Ülkemizde hacca gitme yaşı ortalama 50-60 yaş arasıdır. Sıra sistemi uygulandığı zaman, kişi hangi yıl hacca gideceğini bileceği için, kendisini ona göre ayarlar ve kendisi için en uygun yılda müracaatını yapar. Yani 60 yaşında hacca gitmek isteyen bir kişi müracaatını 45-50 yaşında iken yapar ve sırasını beklerken hazırlığını da ona göre ayarlar.
Şimdiki sistemde nasıl olsa çıkmaz, biz müracaatımızı yapalım bakalım düşüncesiyle başvuran kişiye beklemediği zamanda çıkabiliyor veya gitmek isteyene de yıllarca çıkmayabiliyor.
Sıra sistemi kabul görmez ise, hiç değilse kura sistemi aşağıdaki ayarlama dâhilinde devam ettirilmelidir.
Hacca gideceklerin % 40 ı 7. defa yazılanların, % 30 u 6. defa yazılanların, % 20 si 5. defa yazılanların, % 5 i 4. defa yazılanların, % 5 i de ilk 3 yıl yazılanların içinden gönderilecek gibi bir kıstas uygulansa şimdikinden çok daha adil bir sonuç ortaya çıkar. Zira şimdi yıllardır bekleyenler çoğunlukta olduğu halde, ilk veya ikinci defa yazılanlar % 30-40 gibi yüksek bir oranda hacca gidiyor olabilirler. Tabiî ki bu oranlar değişebilir ama, burada önemli olan, 3-4 yıldan fazla bekleyen vatandaşları daha yüksek oranda hacca göndermektir.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda, daha adil ve daha hakkaniyet ölçüleri içinde bir uygulama düşünceleri varsa onu uygulasınlar. 6-7 yıldır kurada çıkmadığı için hacca gidemeyenlere ve ne zaman gideceği de belli olmayanlara bir çözüm sunsunlar ve onların bu sıkıntılarına derman olsunlar.
Sayın Diyanet İşleri Başkanımızın; “kuralara yıllarca girip de hacca gidemeyen kardeşlerimizin, hayatının sonuna kadar gidemediğini varsayalım, Cenab-ı Hakk'ın ondan bu görevin sorumluluğunu alacağından hiçbir endişeniz olmasın'' sözlerine İslam fıkhı açısından diyeceğimiz bir şey olamaz. Ancak Sayın Başkan’ında; hacca gitmek için her yıl büyük bir heyecan, aşk ve şevkle kura sonuçlarını bekleyen, sonra da büyük bir ümitsizliğe kapılan vatandaşlarımızın duygularını hesaba katması, onların ruh halini göz önüne alması gerekir. Zira bu vatandaşların da, o kutsal ve mübarek toprakları görme, o büyük heyecanı yaşama ve anasından yeni doğmuş bir çocuk gibi günahlardan arınma hakları olsa gerek. Mutlu yarınlar efendim.
Muhsin Başkan’a Rahmet: Siyasetini Allah’ın rızasını kazanmak ve yüce İslâm davasına hizmet etmek üzerine kuran ve hayatı boyunca bu ilkelerden taviz vermeden samimiyetle, canla başla, yılmadan gayret ederken elim bir helikopter kazasında (!) kaybettiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu Başkan’a, vefatının seneyi devriyesinde bir kere daha Cenab-ı Mevlâ’dan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun.