Bulaç: Aç kalmak Allah'a adanmaktır
Eskiden Ramazan gelince medya karalama kampanyasına başlardı. Şimdilerde bu tavır yok, Ramazan duruşu var. Ali Bulaç Ramazan söyleşimizde bu konuya değindi
Ramazan ayının gelmesi ile birlikte caddeler, meydanlar, TV ekranları da ramazan havasına büründü. Üsküdar Belediyesinin düzenlediği etkinlikler kapsamında Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde vatandaşlarla söyleşen sosyolog ve ilahiyatçı yazar Ali Bulaç daha sonra da Haber 7 için sorularımızı yanıtladı…
AÇ KALMAK ALLAH’A ADANMAKTIR
Orucun en önemli hikmetlerinden biri aslında kendi bedenimize ait olmadığımızdır” diyen Bulaç, bedenimizin yüce bir varlığa ait olduğunu, sabahtan akşama kadar fecr-i sadıktan şems-e kadar kendimizi meşru olan yiyeceklerden mahrum tutmak suretiyle bunu anlıyoruz. Hem kendi içimizde muhasebe yapma imkânını bulabiliyoruz hem de açlık çeken insanlarla da empati yapma imkanını bulabiliyoruz. Kendi irademizle kendimizi aç bırakmamız aslında kendimizi Allah’a adamamızın göstergelerinden bir tanesidir.
BABAM SIRTINDA GEZDİRMİŞTİ
İlk orucumu 7 yaşındayken tuttum. Zorlandım fakat dayandım. İftar vakti geldiğinde de babam bana güzel yiyecekler aldı. Bir de bizim oradaki geleneklere göre çocuk ilk orucu tuttuğunda onu sırtınıza alıp taşırsanız. Bunun bel ağrılarına iyi gelir inancı var. Hiç unutamam, babam beni sırtına alıp avluda öyle gezdirmişti.
KÜLTÜREL SEVİYE YÜKSELTİLMELİ
Ramazan ayının bir şenlik havasında geçmesi çok güzel… Etkinliklerde daha nitelikli, sanat ve edebiyatın daha yoğun, kültürel seviyenin daha yüksek olduğu programlara yer vermek gerekiyor. Burada seçkinciliği önermiyorum ama halkın kültürel zevk ve estetiğini de bir miktar yükseltilmesinde fayda var.
HER ŞEYE FETVA VEREN İLAHİYATÇILARA İTİBAR ETMEYİN
Her Ramazan ilahiyatçılara aynı sorular soruyor. Bu konuda herkese itibar etmemeli. Bizim çok değerli, Kuran ve sünnete göre bir de geleneksel İslam âlimlerinin kullandığı usule bağlı kalarak fikir beyan eden ilim adamlarımız var. Onları referans almak gerekir. Her şeye, bu da olur, o da olur, ne olsa gider, türünden fetvalar veren bazı ilahiyatçılara itibar etmemek gerekir.
MEDYA RAMAZANI MÜSLÜMANLARA ZEHİR ZIKKIM EDERDİ!
Eskiden mutlaka Ramazan aylarında malum medya Ramazanı Müslümanlara zehir zıkkım ederdi. Bir tartışma konusu çıkarırdı ve bu Ramazan boyunca da devam ederdi. Bu Ramazanı ibadeti küçük düşürmek ve insanların gözünde itibarsızlaştırmak için bilinçli yapılırdı. Fakat son senelerde alternatif medya ortaya çıktı. Hamdolsun çok iyi haber kanalları gazeteler var artık. Bunlar bu olaylara fırsat vermiyorlar. İkincisi, medya ibadete, Ramazana karşı saygılı olmaya başladı. Medyanın bu şekilde ramazan programlarına el atması ramazan ve oruç ibadetini yaygınlaştırmak açısından olumlu bir rol oynamaktadır. Genel olarak gelişmeler çok olumlu.
"HAVASIN ORUCU"
İyi bir mümin kalbini, zihnini, ruhunu da günahlardan ve günah sayılabilecek olan fiillerden arındırarak yaşamalı. Buna İmam-ı Gazali tarafından “havasın orucu” adını veriliyor. Oruç; “kalbin, ruhun, zihnin de oruca girmesidir.” Bir de seçkinlerin de orucu var ki o da kalbi Allah’ın dışında her şeyden arındırmak demek