Fahri Kubilay
Burası dağ başı mı?
Seydişehir NotlarıÇıktığı günden beri Memleket gazetesi, gazeteciliğiyle ve Seydişehir de yaptığı habercilikle hep gündemde oldu. Gazeteciliği birilerine payanda olmadan, olayları speküle etmeden, hiçbir şekilde kökü bir yerlerden sulanmadan, sessiz çoğunluğun sesi olmayı kendine ilke edindi, bu ülkede gazetecilik adına kavga gürültü çıkarmadan gazetecilik yapılabileceğini tüm cümle aleme gösterdi. Tabi ki bu işi yaparken de bazı kendini bilmez güruhu kızdırmış, zaman zaman tehdit edilmiş, işyerine baskın yapılarak, yıldırma yoluna gidilmiş ve akla gelebilecek her yol denenmiştir. Çıktığı ilk günden itibaren ilkeli olmayı kendine şiar edinmiş Memleket gazetesi tüm bu sorunların üzerine gitmeyi kendine bir tarihi sorumluluk addederek tek başına en kritik zamanlarda korkmadan sadece gazetecilik adına, olayları olduğu gibi kamuoyuna duyurmayı bir vazife bilmiştirTüm bu işleri yaparken yuhalanmak, suçlanmak, ticari olarak ambargoya maruz kalmak gazetenin dağıtımını engellemek gibi yıldırma girişimleri bu görevi yapmaya bizi daha da motive etmiştir. Yaptığımız işin sorumluluğunu bilerek ve bu sorumlulukla hareket ederek hiç kimsenin gölgesinde kalmadan tarihi bir misyon üslendik ve işimize baktık. Tabii bunu yaparken birilerinin yaptığı yanlış hesaplara dikkat çektik, halkımıza paylaştık. Bunu da kimsenin etkisi altında kalmadan hiçbir ticari kaygı taşımadan özgür irademizle yaptık. Bu düşüncelerimiz toplumda bazı guruplar tarafından kabul gördü bazılarınca da beğenilmedi tepki gördük. Ancak biz gazetecilik yaptık karalama yapmadan, seviyeyi düşürmeden ilkeli düşüncelerimizi ve doğru bildiklerimizi kamuoyuyla paylaşmaya çalıştık ve bunda da başarılı olduğumuza inanıyorum. Gelinen noktanın bu söylediklerimizi doğrular olması bizi haklı çıkardı. Haklı çıkmak insanı her zaman mutlu etmiyor. Ve diyorsun ki keşke ben haklı olmasaydım da tüm bu olanlar yaşanmasaydı. Ama olmuyor. Bu konuştuğumuz konu daha uzun süre Seydişehirin gündemini meşgul etmeye devam edecek. Bunda isabet edenlerle, akıntıya kürek çekenlerin farkı ortaya çıkacak. Şişirilen balonlarla politika yapmaya çalışan, su üzerindeki köpük gibi zamanla kaybolup gidecek ve akan sular mecraını bulacaktır. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışanların politikalarının ne kadar havada olduğunu tüm Seydişehir zamanla görecek. Türkiye de bir hastalık haline gelen ve toplumun her kesime yayılan son zamanların modası, kutsal bilinen değerleri ağzında sakız gibi çiğneyerek birilerini hain, birilerini kahraman ilan etmek bir politik malzeme haline gelmiş. Kendisi gibi düşünmeyenlere belden aşağı vurarak seviyesiz ve müptezel bir şekilde saldırmak bu toplumun ahlaki bir değeri olmadığı halde bunu alışkanlık haline getirmişlerdir. Biz Memleket gazetesi olarak bu çirkin ve seviyesiz oyunların hiçbirine alet olmadık ve olmayacağız. Kapalı kapılar arkasında tezgahlanan ve bu milletin önüne servis yapılan oyunlara bizi alet etmeye çalışan o meşhur güruh bunu başaramayacaktır. Biz sadece gazetecilik yapmaya çalışıyoruz ve hep işimizi yapacağız. Bir görüşleri, bir fikirleri söyleyecekleri bir şeyleri varsa adam gibi konuşmak istiyoruz. Tehditle, baskıyla, saldırıyla belden aşağı çalışmayla, hakaretle sonuç almak isteyenler; bilsinler ki, burası dağ başı değildir!