Gerek kampanyalar gerekse düşen faiz oranları, satışların art arda rekor seviyelere ulaşmasını sağladı. Bu sayede yılın ilk 8 ayında toplam binek otomobil satışı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 17.9 artarak 269 bin 926'ya ulaştı.

TÜKETİCİ GÜVENİ ARTTI

Söz konusu dönemde asıl dikkat çekici nokta ise lüks otomobil satışlarında yaşandı. 2010 yılı ağustos ayı sonuna kadar ki dönemde lüks otomobil satışları, binek araç satışlarından yaklaşık 3' kat daha hızlı yol aldı. 2009'un ilk 8 ayında lüks segment (E) ve üst Lüks segmentte (F) toplam satışlar 7 bin 524 olarak gerçekleşirken 2010'un aynı döneminde satışlar yüzde 55 artarak 11 bin 700 adede yükseldi.

Lüks otomobil segmentindeki satışların artmasında tüketici güven endeksinin artması ile kredi faiz oranlarının düşük seyretmesi etkili oldu. Üst lüks olarak adlandırılan F sınıfında satışlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artışla bin 761 adetten 2 bin 133 adete çıktı. Burada ağırlığı SUV modeller oluşturdu. E (lüks) sınıfta ise satışlar ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 66 oranında arttı.

BÜYÜK HALİNİ GÖRMEK İÇİN GRAFİĞİN ÜSTÜNE TIKLAYIN

FERRARİ 14 ADET SATTI

Yılın ilk 8 aylık döneminde Audi 5 bin 840, BMW 4 bin 617, Chrysler 126, Jaguar 142, Mercedes-Benz 6 bin 314 ve Porsche ise 219 adet otomobil sattı. Bu rakamlara göre satışlarını en fazla artıran marka Audi oldu.

Lüks spor araç üreticilerinden Ferrari geçen yılla benzer şekilde ilk 8 ayda 14 araç satarken, Bentley satışlarını 7'den 8'e, Maserati 11'den 14'e ve Porsche de 144'ten 219'a çıkarmayı başardı. İtalyan Lamborghini, geçen yılın ilk 8 ayını oldukça hareketli geçirerek 15 araç satmıştı. Markanın bu yıl ki 3 araçlık satışı, en fazla kaybı İtalyan üreticiye getirmiş oldu.

Geçen yılın ilk 8 ayında 3 bin 716 adet otomobille Audi yüzde 57.1'lik artış oranını yakaladı ve satışlarını en fazla artıran lüks marka oldu. Audi'yi yine bir Alman olan Porsche izledi. Porsche, geçen yılın ilk 8 ayında sattığı 144 aracı, bu yıl 219'a yükselterek yüzde 52'lik büyüme gösterdi. İki Alman üreticiyi İngiliz Land Rover, yüzde 38.3 ile izledi.

Türk otomotiv pazarı 750 bine koşuyor

Fiat Marka Direktörü Okan Baş, yıl başında 450 bin adetlik bir otomotiv pazarın öngördüklerini belirterek, şimdi 700-750 bin adetlik bir pazarı konuşur hale geldiklerini bildirdi. 2009'un kriz yılı olduğunu ancak ÖTV desteğinin etkisiyle krizi hiç hissetmediklerinin altını çizen Baş, “2010 yılına başlarken, geçen yılki ÖTV teşvikleri ile alımların öne çıktığı öngörüsü yapıldı. Bu sebeple 2010'da 450 bin adetlik bir pazarın olabileceğini düşünüyorduk. Fakat bir kaç ay sonra pazarın canlı ve beklentilerin ötesinde pozitif bir trend içerisinde gittiğini gördükî dedi.

PAZAR PAYIMIZ YÜZDE 14

Baş, dünyada teşvik olan bir yılın ardından otomotiv pazarının genelde küçüldüğünü ifade ederek, ancak Türkiye'de geçmiş yıllarda o kadar fazla baskı altında olan bir talep olduğunu, bu talebin ortaya çıkması ile pazarın büyüme trendine girdiğini söyledi. “Yıl başında 450 bin adetlik bir otomotiv pazarın öngörürken, şimdi 700-750 bin adetlik bir pazarı konuşur hale geldikî diyen Baş, şu anda kendilerinin bu talebi yakalamaya çalıştıklarını belirtti.

Okan Baş, bu yılın 8 ayı sonunda toplam 56 bin 137 adetlik araç satışı gerçekleştirdiklerini ve yüzde 14'lük pazar payına ulaştıklarını anımsatarak, bu 56 bin adetlik satışın 50 bin adedinin yerli üretim olmasının ise kendilerini en çok sevindiren konulardan biri olduğunu anlattı.

100 BİNLİK SATIŞI GEÇERİZ

Yıl sonunda 100 bin adetlik bir satış rakamına ulaşmayı ve bu rakamı geçmeyi hedeflediklerine işaret eden Baş, bu 100 binlik toplam satışın 80-85 bininin yerli üretim olacağını ve bunun TOFAŞ'ın Fiat markasıyla son 15 yıldaki en iyi performansı olacağını kaydetti.

Yoğun bayilik talepleri alıyoruz 

Okan Baş, Tofaş çatısı altında yer alan ve Türkiye çapında 64 ilde toplam 112 adet Fiat markası için yetkili satış noktasına sahip olduklarını hatırlatarak, 2009 yılından bu yana hem Fiat markası olarak artan pazar payları hem yükselen marka imajının etkisiyle yoğun bayilik talepleri aldıklarını ancak bunları ihtiyaçlarına ve bayilik talebinin geldiği bölgenin potansiyeline göre ciddi bir fizibilite çalışmasından geçirdiklerini ve buna göre karar vererek gelen bayilik taleplerini değerlendirdiklerini anlattı.