Son yıllarda Armagedon savaşı diye bir şeyler yazılıp konuşulmaya başlandı. Hatta filmi bile yapıldı. Bu savaş aslında Yahudiler ve Müslümanlar arasında Ortadoğuda çıkacağı söylenen savaş. Kudüs'ün kuzeyindeki Megiddo denen bölgede olacağına inanıldığından buna Megiddo savaşı da deniyor. Evanjelikler ve özellikle de Hıristiyanlar buna inanıyor. Hatta Bush Ortadoğuya girince sebebin bu savaş olduğu, kendi ifadesiyle haçlı savaşı olduğu da anlatıldı.

Tanrıyı kıyamete zorlamak kitabında Grace Halsell bu savaştan bahsediyor. Nasıl, nerede hatta ne zaman olacağını anlatıyor ve savaş sonrasında Yahudilerin büyük bir kıyıma uğrayacağını, Müslümanların yenileceğini ve gökten inen Mesihin bin yıl sürecek bir hâkimiyet kuracağını anlatıyor. Dünyanın nasıl mutlu ve müreffeh olacağını da anlatmadan geçmiyor.Kitapta olay şöyle dramatize ediliyor.

"Aha, işte nihayet" dedi Clyde, heyecan yüklü bir sesle, "son büyük savaşın cereyan edeceği yeri görüyorum." Ben, iyi de Armagedon'un gerçekleşeceği yerin burası olduğunu nereden biliyorsunuz, diye sordum. ''Megiddo ismini dikkatle inceleyin, dağ anlamına gelen İbranice har kelimesini ekleyin. Karşınıza Megiddo dağı anlamına gelen bir tabir veya Har-megiddo çıkar. Bu da Armagedon kelimesine dönüdür." Aslında herhangi bir dağ göremiyordum. Ama vadiye yukarıdan baktığımız dikkate alınınca üzerinde durduğumuz izleme yeri gayet tabii bir hur (dağ) olarak düşünülebilirdi. Böyle olsa bile, kelime anlamıyla Megiddo dağı demek olan Har-megiddo bir olayın değil, bir yerin adı değil miydi? "Hayır, hayır" dedi Clyde. "Burası var ya, bütün milletleri ilgilendiren bir yerdir, Hz. İsa'nın komutasındaki iyi güçler ile kötü güçler arasında yaşanacak nihai savaş işte burada olacak."

Başka milyonlarca insan gibi benim de daima Armagedon'u işittiğimi, ancak bu kelimenin nereden geldiğini bilmediğimi Clyde'c itiraf ettim. Clyde cevap verdi: "Bildiğiniz gibi Armagedon kelimesi Kitab-ı Mukaddes'te bir yerde geçiyor. Bu da tabii Book of Revelation bölümünde, yani 16. bölüm, 16. ayet" Clyde kısa bir ayet aktardı: "Ve o, onları hep birlikte İbranice dilinde Armagedon olarak isimlendirilen bir yerde topladı."

Benzer hikâye İslam ülkelerinde de anlatılmaktadır. Müslümanlarla Yahudiler arasında çıkacak bir savaşta sonuçta İslam'ın galip geleceği, öyle ki teknolojinin bitip insanların odun parçalarıyla dövüşecekleri bir savaş. Sonuçta İslam gelip gelecek ve kırk yıl süren yeniden İslam güneşinin doğmasını takiben, beklenen son. Bu konu ile ilgili olarak Efendimizin bir hadisi ve bunu desteleyen Kuranı Kerimde ki Zuhruf süresi İslam ülkelerinde anlatılır. Biz yanlışsız olanı anlar ve onu dinleriz.

Cevat Akşit hoca herkes tarafından bilinen ve sevilen bir zat. Yüz ifadeleri, anlatımındaki samimiyet ve hoşgörü onu en çok izlenenler arasına almıştır. Onun bir kitabı var. Kıyamet Alametleri. Cevat Hoca bu kitabında bir olaydan bahseder. Buna da melhemey-i Kübra denir diyor. Bu olayda Müslümanlar ve diğerleri arasında geçiyor.

Olay şu:

Hadis-i Şerif Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Hazretleri'nin hazırladığı Râmûz el-Ehàdîs isimli hadis mecmuasından alınmıştır. Hocamız bu kitabı dersler adı altında halkın değerlendirmesine açmaktadır. Efendimiz şöyle buyurmaktadır.

296/7. Altı şey kıyamet alâmetlerindendir: Benim ölümüm, Kudüs'ün fethi, bir adama bir dinar (altın) verildiği halde azımsaması, her Müslüman'ın evinde ateşi duyulan fitne, koyun boynuzu kıvrımları gibi insanlar arasında ölüm çokluğu, Rumun gadri. Hz. Muaz RA (Rumun bu gadri, Antakya Amik ovasında, müttefik oldukları halde, Müslümanlar üzerine yürümeleri hadisesi olan "Melhame-i Kübra" olayıdır.)

Bu  hadisi şerifin yorumunda başlangıçla bir Müslüman ülke ile Hıristiyanlar işbirliği içinde Ortadoğuda bir Müslüman ülkeye saldıracaklar, sonra aralarında ihtilaf çıkacak ve savaşacaklar deniyordu. Kaynağını okumuş ve bir yere not etmiş olmama rağmen bulamadım.