Fahri Kubilay
Büyük şeytan vazgeçer mi?
Obama Türkiye’de bulunduğu iki gün içinde sarf ettiği birkaç süslü cümleyle bütün sorunları kökünden çözüverdi. Bütün savaşlar sona erdi ülkeler arasındaki gerilimleri yok etti, Batı-İslam bunalımını çözdü. İslam dünyasının, Arap dünyasının gönlünü fethetti. Dün ABD’ye ateş püsküren yazarlar, yorumcular iki günde ikna oldu.
Türkiye’de hemen herkesi bir şekilde tatmin eden mesajlar verdi; Türkiye’ye destek verdi, Hükümete destek verdi, Muhalefeti onurlandırdı, Ermenilere destek verdi, Kürtlere destek verdi. TBMM den benim ailemde Müslümanlar var dedi, Sultanahmet’te ayakkabılarını çıkararak İslam dünyasına mesaj verdi hatta kedi bile sevdi.
Seçildikten sonra Onu Mesih'in dönüşüne benzetenler oldu. Mehdi beklentisiyle örtüştürenler oldu. Amerika'yı değiştirecek, dünyayı değiştirecek, çatışmalara son verecek, , bütün insanlığa kurtuluşa giden bir kapı aralayacaktı. Zenciydi, beyazdı, melezdi, Afrikalıydı, Amerikalıydı, fakirdi, zengindi, ötekiler arasında büyümüştü, harikulade eğitim almıştı, hem en alt sınıftan hem de imtiyazlı sınıftandı, Müslüman'dı,
Hiçbir sorun birkaç günde çözülmez. Hiçbir sorun süslü cümlelerle sona ermez. Bu toprakların geçmişine bakalım, çok değil bir yüz yılına bakalım. İbret alacaksak oradan alalım. Bir zamanlar Afgan halkı Alman imparatorunu Müslüman sanıyordu. İngiltere İslam'ın koruyucusuydu. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlıya karşı savaşanlar böyle büyülenmişti.
Dünyada en büyük insan hakları ihlalcisi ABD değil mi? Irak'ta öldürülen bir milyondan fazla insanı ne çabuk unuttuk? İslam coğrafyasının kalbine hançer gibi saplanan İsraillin yaptıklarının destek veren kim Afganistan'daki kıyımı ne çabuk unuttuk? Yeryüzünün en tenha köşelerinde kurulan işkence hanelerini, esir kamplarını, karakol gemilerini Amerika yapmadı mı? Bütün bunlar hala devam etmiyor mu? Etmeyecek mi? “Bir seçim, bir devrim” ve her şeyi sıfırdan başlatmak.. Mümkün mü? İnsanlığın ortak hafızası bu kadar zayıf mı? ABD'nin istilacı, açgözlü, yağmacı tavrı son bulacak mı? Acaba Şeytanlıktan vazgeçecek mi?
SEYDİŞEHİR MYO NEDEN SIZDIRMAZLIK RAPORU VEREMİYOR?
Seydişehir’ de LPG’li araçlara sızdırmazlık raporu alınması tam anlamıyla çile olduğunu duymayan kalmadı. Hatta sıra için itiş kakışlar, küçük çaplı tatsızlıklar, sabahın körüyle başlayan sıra alma çilesi. İlçenin Pazaryerinde haftada bir gün (Cuma günü) Odanızdan gelen yetkili tüm gayretlerine rağmen günde ortalama 130 aracı kontrol edebiliyor. Oysa her hafta sırada bekleyen araç en bunun iki üç katı oluyor. Her gördüğümüz yerde konu ile ilgili şikâyetlerini dile getiren vatandaşlar, haklı olarak Seydişehir İlçe merkezinde 20.000 e yakın motorlu araç var, buna ilaveten Bozkır, Ahırlı, Yalıhüyük, Akseki, Çumra ve Beyşehir ilçelerinden de LPG li araçlara sızdırmazlık raporu almak için gelenler oluyor. Hiç kimsede kalkıp bu sorun nedir gerçekten anlatılan gibimi diye bu konu ile ilgilenmiyor diyor.
Sabahın erken saatinde sıraya giren bir vatandaşa ancak akşama doğru sıra geliyor, en ufak bir conta lazım olduğu zaman ta sanayiye gitmek mecburiyetinde kalıyor sanayi nere rapor verilen yer nere. Vatandaş yetişemediği zaman gelecek hafta sil baştan tekrar bir daha aynı muamele. Aracın vizesi yok nasıl trafiğe çıkacak, vizeye uygulanan günlük para cezası ne olacak. Yani sizin anlayacağınız sorunlar uzayıp gidiyor.
Şimdi sormak istiyorum. Sızdırmazlık raporu daha önceden Seydişehir meslek yüksek okulunda çalışan Makine mühendisi öğretim görevlilerince de yapılıyordu da acaba şimdi neden yapılmıyor? Ve Seydişehir meslek yüksek okulunda çalışan dört tane makine mühendisine neden bu iş için görevlendirilmiyor? Başka ilçelerde haftada iki gün sızdırmazlık yapılıyor da Neden Seydişehir de haftada bir yapılıyor?
POLİS TEŞKİLATIMIZA KUTLAMA
Seydişehir’de (Katillere, canilere, çetelere, hırsızlara, soysuzlara, gaspçılar, kapkaççılara, yankesicilere göz açtırmayan) başarılı çalışmalarla bizlere güven veren başta değerli İlçe Emniyet Müdürümüz Sayın Cemal Issı ve tüm emniyet teşkilatının değerli mensuplarının kuruluşunun 164 yılını gönülden kutluyorum.