Prof. Dr. Ali Akpınar
Cami ve üniversite
Arapca’da câmi, toplayan, bir araya getiren demektir. İslam Mabedlerine, müminleri aynı hedef için bir araya getirdikleri için bu isim verilmiştir. Yine çağdaş Arapca’da câmia, üniversite demektir. Üniversite de pek çok ilim merkezini ve ilim yolcusunu bir araya getirdiği için bu ismi almıştır. Buna göre mescidler, üniversite gibi olmalıdır. Zira İslam tarihinde cami, çok yönlü ve çok amaçlı olarak kullanılmış insan yetiştirme, insanları hayata hazırlama merkezleridir. Ancak iyi incelendiğinde cami ile câmia arasında bazı farklar vardır. Şöyle ki:
- Camiye abdestli girilir ve camide edeple durulur. Üniversite için ise böyle bir şart ve uygulama yoktur.
- İnsan camiye girdiğinde tahiyyatü’l mescid namazı kılar, üniversiteye girdiğinde ise böyle bir namaz yoktur.
- Camiye giren kimse bir ân bile olsun, itikâf niyetiyle içeri girse ibadet sevabı alır, üniversiteye giren için ise böyle bir şey yoktur.
- Camide bulunanlar mümkün mertebe haram ve günahlardan uzak kalırlar, namaz, zikir, ilim gibi pek çok sevabı tahsil ederler. Üniversitede bulunanlar ise hayır ve sevap kazandıkları gibi günahlara da bulaşabilirler.
- Camilerde hayat namaz vakitlerine göre planlanır, camiye gelenler namazlarını vaktinde kılarlar, sonra ilim, ezkâr ve benzeri şeylerle meşgul olurlar. Üniversitede ise planlar ders saatine göre yapılır, çoğu zaman namazlar vaktinden sonraya bırakılır, hatta kaçırıldığı bile olur.
- Hadiste haber verildiği üzere Camiler Allah’ın evleridir, orada ilim için bulananların üzerine sekine/huzur iner, onları rahmet kuşatır, melekler onların yanında durup onlara dua ederler ve Yüce Allah onları yüce katında anar. Üniversite için böyle bir şey yoktur.
- Camide erkekler kadınlardan ayrı yerlerde dururlar, üniversitede ise karışık dururlar. Bu ise insanları farklı ve kötü düşüncelere, yanlış birlikteliklere sevk edebilir.
- Cami derslerinde ilim yolcusu hocasıyla yakın oturur, aralarında ilim alışverişi yanında ülfet ve muhabbet de meydana gelir. Üniversitede ise hoca talebe ilişkileri resmî ve şekilseldir. Zira camiye göre üniversite daha kalabalıktır.
- Cami derslerinde saat sınırlaması yoktur, ders hoca ve talebenin iştiyakına göre uzar yahut kısalır. Üniversitede ise tarafların iştah ve iştiyakı olsun olmasın dersler, saatleri sona erinceye kadar devam eder.
- Cami derslerine devam edenler Allah rızasını kazanmak için ve kendi samimi arzularıyla derslere gelirler. Üniversiteye ise talebeler, öncelikle yok yazılmamak, sınıf geçip diploma almak için gelirler. Camidekilerin beklentileri daha çok uhrevî, üniversitedekilerin beklentileri ise daha çok dünyevîdir.
- Cami derslerinde ağırlıklı olarak şer’î ilimler tahsil edilir, öncelikle bu dersler okunur. Üniversitelerde ise her türlü ders okunur, hatta bazı bölümlerde şer’î derslere hiç yer verilmez, hatta dine aykırı şeyler bile okunabilir.
- Cami derslerinde güvenilir kaynaklardan ders yapılır. Üniversitelerde ise her türlü kitap okunabilir.
- Cami derslerinde yetişenler daha dindar, daha edepli ve daha yararlı insanlardır. Üniversitelerden ise iyi kötü her çeşit insan çıkabilir.
Elbette bu söylenenler cami ile üniversiteyi karşı karşıya getirmek için değildir. Ancak müminleri cami derslerine teşvik etmeye yöneliktir. Yoksa câmiler gibi, câmialar da hayatın vazgeçilmezleridir. Aslında toplumda hayatî önem taşıyan bu iki merkezin birbiriyle irtibatlı ve iç içe olması elzemdir. Nitekim bizim kültürümüzde medreseler, camiye bitişik yahut caminin hemen yanı başında yapılardır.