Münevver Karabulut'un 2009 yılında hunharca katledilmesi olayı, Cem Garipoğlu’nun mezarından alınan DNA örnekleri ile yeniden Türkiye’nin gündemine oturdu. Karabulut ailesinin mahkemeye yaptığı "yeniden DNA testi yapılsın" başvurusu, mahkeme tarafından onaylandı ve Cem Garipoğlu’nun mezarı geçtiğimiz hafta açılarak DNA örnekleri alındı. Alınan örneklerin İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesiyle birlikte, cinayetle ilgili yeni tartışmalar gündeme geldi.

FETÖ İddiaları Gündeme Geldi

Cem Garipoğlu, 3 Mart 2009’da Bahçeşehir’de bir villada sevgilisi Münevver Karabulut’u katletmiş ve cesedi Etiler’de bir çöp konteynırında bulunmuştu. Cinayet sonrası Garipoğlu, 197 gün sonra teslim olmuş ve cezaevindeyken intihar etmişti. Cinayetin ortaya çıkmasının ardından, villada inceleme yapan polis memurlarının 700 bin euro’yu zimmetlerine geçirdikleri iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

Ailenin avukatı Rezzan Epözdemir, zimmet olayının kişisel olmadığını ve paranın FETÖ’ye gittiğini iddia etti. Epözdemir, sanık polislerin avukatının daha sonra bir FETÖ kaçağı olduğunu belirtti.

Davada Gelişmeler ve Yargılama Süreci

Zimmet olayı sonrası, 6 polis memuru ve güvenlik kamera görüntülerini sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi yargılanmaya başladı. 16 Ocak 2018’de mahkeme, 6 polis memuruna "görevi kötüye kullanmak" suçundan 6’şar bin TL adli para cezası verirken, iki site görevlisi de "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan aynı ceza ile yargılandı.

Epözdemir, o günlerde iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmediğine dikkat çekerek, davanın zamanaşımına uğraması konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca, mahkemenin harici diski incelemek üzere TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu’na gönderdiğini ancak bu kurumların personel eksikliği nedeniyle diski incelemediklerini belirtti.

Gizemli Kaybolma ve Şüpheler

Epözdemir, "Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Dosyadaki polis olan altı sanığın avukatı, FETÖ'nün yargı imamından bahseden ve hakkında yakalama kararı olan bir avukattır" dedi. Bu açıklamalar, ailenin elindeki delillerin kaybolması ve cinayete dair şüphelerin artmasına neden oldu.

Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması ve alınan DNA örnekleri, cinayetle ilgili yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Bu gelişme, cinayetin aydınlatılmasına yönelik umutları artırırken, FETÖ ile bağlantılı iddiaların da yeniden gündeme gelmesine yol açtı.