CERN'den Türkiye'ye beyin göçü
CERN'de görev yapan başarılı Türk araştırmacı Türkiye'ye döndü
Büyük Patlama deneyinin yapıldığı CERN'de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) görev yapan Barcelona Üniversitesinden başarılı Türk araştırmacı Doç. Dr. Bilge Demirköz Türkiye'ye döndü.
14 yıldır yurt dışında yaşayan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere pek çok kişiden ''Türkiye'ye dön'' telkini alan Demirköz, bundan sonraki çalışmalarını yürüteceği ODTÜ Fizik Bölümü'ndeki araştırmalarının bir ayağının CERN'de olacağına işaret etti.
Yıllar önce, okuduğu Robert Kolej'den bir ekiple Cenevre'de Avrupa Matematik Yarışması'na katılan ve aslında o yıllarda fiziği sevmediğini söyleyen Demirköz, yıllar sonra bugün dünyanın en büyük fizik laboratuvarı kabul edilen CERN'de görev alacağını hayal bile edememiş.
Yarışmadan sonra götürüldükleri CERN'i gördükten sonra hayatı yön değiştirmeye başlayan ve fizik okumaya karar veren Demirköz, dünyanın sayılı üniversitelerinden olan ABD'deki MIT'de fizik, matematik ve müzik eğitimi almış. Doktorasını Oxford'da tamamlayan ve CERN'de araştırmacı olan Demirköz, 14 yıllık yurtdışı deneyimini artık tamamlamak istiyor. Türkiye'ye dönme kararı alan Demirköz, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
''Ben 14 yıldan beri yurtdışındayım. İnsan Türkiye'yi özlüyor. Türkiye'deki ortamı yurtdışında bulamıyorsunuz. Bence hoşgörü önemli. Her ne kadar Türk insanı Avrupa'da hoşgörüsüz olarak yansıtılıyorsa da Türkiye'de yine de ayakta kalan bir hoşgörü ortamı var... Türkiye şu anda bazı zorluklardan geçse de sorunları olsa da ben yine de Türkiye için ümitliyim. Sonuç olarak Türkiye ekonomik yönden gelişmekte olan bir ülke. Ciddi bir büyümeyi ve ivmeyi yakalamış bir ülke. 20 yıl sonra Türkiye dünyanın süper güçlerinden olabilir. Ama bu 20 yılın çok önemi var. Onun için eğitime yatırımın çok önemli olduğunu düşünüyorum.''
Türkiye'den dışarıya beyin göçünü tersine döndürmek gerektiğini vurgulayan Demirköz, ''Türkiye'nin dışarı yolladığı çok ciddi beyinler var ve bunların geri dönmesi Türkiye açısından çok önemli'' diyor.
Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Arif Adlı ve pek çok kişiden ''Türkiye gelişen bir güç ve gelecekte çok parlak olacak. Biz beyin göçünü tersine çevirmek istiyoruz. Türkiye'ye dön'' şeklinde telkinler aldığını söyleyen Demirköz, bunları duymaktan çok mutlu olduğunu dile getirdi.
Bu süreçte kendisine Cenevre'deki Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki Büyükelçimiz Bozkurt Aran ve Birleşmiş Milletler nezdindeki eski Büyükelçimiz Ahmet Üzümcü'nin desteğinin çok önemli olduğunu belirten Demirköz, beyin göçünü tersine döndürmede yurtdışındaki temsilciliklerin rol oynamasının önemli olduğunu vurguladı.
Demirköz, ODTÜ'de öğretim üyesi olarak göreve başlamasında uzun yıllar CERN'de görev yapan ODTÜ Fizik Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zeyrek'in önayak olduğunu da söyledi.
''BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİRMEK''
Demirköz, kendisinin Türkiye'ye dönmesinin, diğer bilim insanlarına da örnek olmasını dileyerek, şu görüşleri ifade etti:
''Bence Türkiye'nin daha fazla yatırım yapması gereken konulardan biri beyin göçünü tersine döndürmek olmalı. Türkiye'de şu anda TÜBİTAK böyle bir proje yürütüyor. Tabii dönmeyi düşünen beyinler için bütçe ayrılmalı, katkı yapılmalı, laboratuvarlar kurulmalı. Bu, ciddi bir yatırım işi aslında.
Ben burada her istediğim bir anda olmayacağının bilincindeyim. Ama ben Amerika ve Avrupa öğrencileriyle karşılaştırdığım zaman Türk öğrencilerin daha şevkli olduğunu görüyorum. Onun için özellikle öğrencilerden çok ümitliyim.''
''İNGİLİZCE'Yİ İYİ ÖĞRENİN''
Bilim insanı olmak isteyen öğrencilere de önerilerde bulunan Demirköz, öncelikle İngilizce'yi iyi öğrenmek gerektiğini vurguladı.
Demirköz, şunları kaydetti:
''Benim hayattaki en önemli avantajım, ingilizce'yi hiç sorunsuz konuşup yazabilmem, anadilim gibi. Gençlere bunu tavsiye ediyorum. Çünkü dünyada ağırlıklı internet ve bilim dili İngilizce. İyi bir İngilizceniz varsa istediğiniz konuyu öğrenebilirsiniz. Mesela MIT'in bir programı var. MIT şu anda üniversite derslerini videoya çekip internete koyuyor. Bu nedenle insanların artık 'Ben iyi bir eğitim alamadım' deme lüksü yok. Bunun ötesinde İngilizce olarak kendinizi ifade edebilmek, bildiklerinizi aktarabilmek, kültürler arası diyaloglar için olduğu kadar, bilim için de çok önemli. Türkiye'nin kendini Dünya'ya kanıtlamaya çalıştığı bir devirde, dil eğitiminin önemi iyice ortaya çıkıyor. Unutmamak lazım ki, bir yabancı dili iyi öğrenmek için, ilk olarak anadile çok hakim olmak gerekli.''
Sanatla ilgilenmenin de önemli olduğunu vurgulayan Demirköz, gençlere ''İki vizyon sahibi olun. Vizyon sahibi olmak biraz bilimden biraz sanattan geçiyor. Harcamalarınızda sanata da yer ayırın'' diye sesleniyor.
''BİLİM VE SANATIN AMACI AYNI''
Kendi seçiminin müzik olduğunu söyleyen Demirköz, şu görüşleri paylaştı:
''Ayda iki kez konsere gitmeye çalışırım. Piyano çalıyorum. Sanatla ilgilenmek, insanın kendisine yaptığı çok büyük bir yatırım. Hem bilimde hem sanatta yaratıcılık gerekiyor çünkü ikisinde de bilinmeyene doğru bir yolculuk yapıyorsunuz. Bilim ve sanatın amacını aynı görüyorum, ikisinin de amacı insanı ve evreni anlamak...''
Türkiye'nin CERN'e üyelik sürecinin kabul edilmesinin de Türkiye'ye dönme kararında etkisi olduğuna değinen Demirköz, ''Türkiye'de yürüttüğüm çalışmaların bir ayağı da CERN'de olacak. Eskiden CERN'de yapabileceğim işleri artık Türkiye'de de yapabileceğime dair bir inancım var'' diye konuştu.
GERİ DÖNÜŞ SÜRECİ 1,5 YIL SÜRDÜ
ODTÜ Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kadri Sinan Bilikmen ise Demirköz'ün ODTÜ'de göreve başlamasına ilişkin yazışmaların 1,5 yıl sürdüğünü kaydetti.
Demirköz'ü uzun yıllardır tanıdıklarını ve bazı ODTÜ öğretim üyelerinin Demirköz'le birlikte çalıştığını anlatan Bilikmen, Demirköz'ün Türkiye'ye dönmek istediğini belirttiğinde ODTÜ'de kendisi ile çalışmasını önerdiklerini aktardı.
Demirköz'ün CERN'de görev yaptığı sırada ODTÜ fizik bölümünden gelen öğrencilerin seviyesini ''çok iyi'' olarak gördüğünü ve bu öğrencilerin yetişmesine katkı vermek istediğinden söz eden Bilikmen, ''Buna karşılık Demirköz'ün girişken kişiliği, yurt dışındaki merkezlerle ilişkileri bizim için de avantaj. ODTÜ'nün dışa açılan penceresi çok fazla ancak Bilge hanım da bizim için bu kapılardan biri oldu'' diye konuştu.