Çevresel Etki Değerlendirmesi Çalıştayı

Çevresel Etki Değerlendirmesi Çalıştayı

– Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar:- "Nasıl tıpta hasta olmamak esastır. Hasta olduktan sonra tedavisi varsa ÇED'de de çevre meselelerinde havayı, suyu ve toprağı öncelikle kirletmemek esası vardır. Bence ÇED bunun en ön

ANTALYA (AA) – Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, "Nasıl tıpta hasta olmamak esastır. Hasta olduktan sonra tedavisi varsa ÇED'de de çevre meselelerinde havayı, suyu ve toprağı öncelikle kirletmemek esası vardır. Bence ÇED bunun en önemli ayaklarından bir tanesidir." dedi.

Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce (ÇED), Çevresel Etki Değerlendirmesi uygulamalarının güçlendirilmesi, geliştirilmesi, ilgili paydaş gruplarla bilgi alışverişinde bulunulması, ÇED raporlarının kalitesinin arttırılması ve ÇED uygulamaları konusundaki teknolojik yeniliklerin değerlendirilmesi ve ÇED Yönetmeliğinin güncellenmesi amacıyla düzenlenen "Çevresel Etki Değerlendirmesi Çalıştayı" Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'nde başladı.

Kongrenin açılış programında konuşan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Birpınar, ÇED meselesinin aslında önleyici hekimlik olduğunu ifade etti.

Birpınar, "Nasıl tıpta hasta olmamak esastır. Hasta olduktan sonra tedavisi varsa ÇED'de de çevre meselelerinde havayı, suyu ve toprağı öncelikle kirletmemek esası vardır. Bence ÇED bunun en önemli ayaklarından bir tanesidir. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz meselenin de en önemli sac ayaklarından bir tanesi olarak görünüyor." dedi.

- "ÇED sanayicinin önünde engel değil"

ÇED'in sanayicinin önünde engelmiş gibi görünen bir mesele olarak gözükse de aslında öyle olmadığına işaret eden Birpınar, şöyle konuştu:

"ÇED, sanayiciye yol gösteren, önceden havayı, suyu, toprağı, çevreyi nasıl koruyarak orada bir sanayi tesisinin kurulacağı, çevreye zarar vermeden bu işin nasıl yapılacağı ve aslında kalkınma sürecinin en önemli parçalarından bir tanesidir. Türkiye bunu 26 senedir başarı ile uyguluyor. Son dönemde de Avrupa Birliği (AB) uyum çalışmalarına bakıldığında AB'nin uyumunun içerisinde de en önemli kısım ÇED meselesidir ve sürekli revize edilip günün şartlarına uyum sağlaması gerekir. Çünkü yeni sanayi tipleri ve uygulamalar geliyor. Onların da ÇED yönetmeliği içerisindeki listelere dahil edilmesi gerekiyor."

Birpınar, TBMM'de "ÇED gerekli değildir" ifadesinin değiştirilmesinin istendiğini ancak ÇED'in herhangi bir şeyine dokunulduğunda muhalefetin inanılmaz karşı gelişi ile karşılaştıklarını kaydetti.

Birpınar, "ÇED gerekli değildir' ifadesi yerine A grubu, B grubu raporu verelim dedik ama çevre komisyonunda inanılmaz karşı çıkmayla karşılaştık ve mecburen geri adım attık. Aslında yapmak istediğimiz çok basit, kağıt üzerinde bir işlemdi, ama maalesef karşı çıktılar. Biz de madem öyle eski sistem devam etsin dedik. Ama vatandaşın ciddi kafasını karıştıran bir mesele 'ÇED gerekli değildir' ifadesi sanki çevre ile ilgili hiçbir önlemin alınması gerekmiyormuş gibi anlaşılıyor." ifadelerini kullandı.

- Bakanlıktan tasarruf

Zaman zaman alınan "ÇED gerekli değildir" ya da "ÇED olumlu" kararlarının mahkemelerden döndüğünü belirten Birpınar, bu çalıştay da nelere karşı gelindiğini, nerelerde sıkıntı olduğunun tespit edilerek iyi bir proje yapılmasını ve bu proje yapılırken de sadece bakanlığın değil aynı zamanda ÇED raporunu hazırlayan bütün tarafların bir araya getirilip, dünyadaki örneklerine bakılıp mahkemelerden dönmeyecek şekilde en mükemmelinin hazırlanması gerektiğini ifade etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binasındaki tasarruf tedbirlerinden de bahseden Birpınar, bakanlık binasına her ay 300 bin lira borç geldiğini, bunun 100 bin lirasının aydınlatmadan 200 bin lirasının da ısıtma ve soğutmadan kaynaklandığını söyledi.

Birpınar, tedbir olarak tüm binadaki aydınlatma sistemi armatürlerinin led ışık ile değiştirildiğini ve 100 bin liralık faturanın 30 bin liraya düştüğünü, 200 bin liralık fatura içinde kapalı otoparkın üzerine 1 megavatlık güneş enerji sistemini kurduklarını bu sayede de 200 bin liralık faturanın sıfırlandığını ve tasarruf elde ettiklerini, hafta sonları üretilen enerjiyi de sisteme geri sattıklarını söyledi.

- 5 bin 400 "ÇED olumlu" karar

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) İzin ve Denetim Genel Müdürü Ercan Gülay ise çevre kirliliğinin tüm dünyada sanayinin hızla gelişmesi ve sağlıksız şehirleşme ve hızlı teknolojik ilerlemelerin getirdiği olumsuz sonuçlarla birinci öncelikli konu olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak çeyrek asırdır ÇED uygulamalarını yürüttüklerini belirten Gülay, bu süreçte 5 bin 400 "ÇED olumlu" kararı, 328 kuruluşa da yeterlilik belgesinin verildiğini belirtti.

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü de sürdürülebilir kalkınmanın tek aracının ÇED olmadığını diğer tüm araçlarla entegre bir şekilde çevrenin korunmasına, çevreye karşı duyarlı üretim politikaları yaparak kalkınmanın gerçekleştirileceğini ortaya koyan bir süreç başlatıldığını söyledi.

İzleme maliyetleri, risk değerlendirmesi ve bir takım gönüllü çevresel uygulamaların da bu sürece katkıda bulunan sistemler olduğunu belirten Güllü, tüm dünyada yarım asırdır devam eden ÇED sürecinin nasıl daha iyileştirileceğine yönelik revizyonların sürekli olarak yapıldığını kaydetti.

Güllü ayrıca Türkiye'de de gerek teknolojik gelişmelerin getirdiği gereksinimler, gerekse yargı kararları sonucunda alınması gereken değişik önlemleri ile izleme çalışmalarından elde edilen deneyimle ÇED yönetmeliğinde değişikliklerin sıklıkla yapıldığına dikkati çekti.

Kümülatif Etki Değerlendirmesi, ÇED Sürecinde Halkın Katılımı ve Sosyal Etki Değerlendirmesi, ÇED Yönetmeliğinin Ek listelerinin Değerlendirilmesi, Altyapı Yatırımları, ÇED Yönetmeliğinin Ek listelerinin Değerlendirilmesi, Endüstriyel Yatırımlar, ÇED Yönetmeliğinin İdari Kısımlarının Değerlendirilmesi, ÇED Sürecinde İzleme ve Kontrol ve Yeterlilik temalarının ele alınacağı çalıştay, 17 Nisan'da sona erecek.

Kaynak:Haber Kaynağı