"Çocukluk çağı kanserlerinde tedavi şansı yüksek"

"Çocukluk çağı kanserlerinde tedavi şansı yüksek"

İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kebudi:- "Çocukluk çağı kanserlerinin tedavi şansları yüksektir. Tüm çocukların, gerek büyüme gelişmelerinin takibi, gerekse genel muayeneleri açısından düzenli d

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediyatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rejin Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin tedavi şanslarının yüksek olduğunu belirterek, "Tüm çocukların, gerek büyüme gelişmelerinin takibi, gerekse genel muayeneleri açısından düzenli doktor kontrolüne gitmeleri önemlidir. Çocukluk çağı kanserlerine ilişkin bulgu ve belirtiler gözlendiğinde ise derhal hekime ve kanser şüphesi varsa tam teşeküllü sağlık kurumlarına başvurmak gerekir. Unutulmamalıdır ki erken tanı ile başarı daha da artmaktadır." dedi.

Kebudi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünyanın en önemli sağlık sorunlarının başında yer aldığını belirterek, erişkinlerde, sigara, sağlıksız diyet ve enfeksiyonların her yıl yaklaşık 4 milyon kanser olgusunun oluşumundan sorumlu faktörler olduğunu söyledi.

Kanserlerin yüzde 30-50'sinin sigaradan uzak durmak, sağlıklı beslenmek ve fiziksel aktivite gibi bazı önlemlerle engellenebileceğini ancak bu konuda farkındalığın artırılmasının önemli olduğunu vurgulayan Kebudi, "Çocukluk çağı kanserlerinde ise erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri yoktur. Çocuklarda kanseri düşündürebilecek bulgu ve belirtilerin bilinmesi ve erken tanı çok önemlidir." diye konuştu.

- "Çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 60-70'i tamamen iyileşebilmektedir"

Prof. Dr. Kebudi, dünyada ve Türkiye'de kanser ve tedavisi hakkındaki araştırmaların son hızla devam ettiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Çocukluk çağı kanserleri tüm kanserlerin yüzde 2-4'ünü oluşturur. Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 bin 500-3 bin çocuk kanser tanısı almaktadır. Çocuklarda görülen kanser tipleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun süreli sağkalım açısından erişkin kanserlerinden farklılıklar gösterir. Çocukluk çağı kanserleri doğumdan ergenliğe kadar her yaşta görülebilir. Ancak çoğu ilk 5 yaşta görülür ve hızlı gelişir. Kemik tümörleri gibi bazı kanserler 10-15 yaşta daha sık görülür.

Kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sonucunda, günümüzde çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 60-70'i tamamen iyileşebilmektedir. Türkiye'de Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği ve Türk Pediatrik Hematoloji Derneği çocuk kanser kayıtlarına göre, 5 yıllık sağkalım yaklaşık yüzde 65'dir. Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvurmaktadır, son yıllarda erken tanı alanların sayısının artışı ümit vericidir. Erken tanı alan olgularda sağkalım oranının anlamlı olarak daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bu hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılmasıyla mümkündür. Bunun için bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde tedavisi çok önemlidir."

- "Bazı kalıtsal hastalıklarda kanser riski artıyor"

Çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 30'unu lösemilerin (kan kanserleri), kalan yüzde 70'ini de solid tümörlerin (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturduğunu dile getiren Kebudi, kanser oluşumuna neden olan çeşitli yapısal ve çevresel risk faktörleri olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Kebudi, bu faktörleri, "bazı kromozom bozuklukları, doğumsal bazı bozukluklar ve hastalıklar, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, çeşitli virüs enfeksiyonları, radyasyona, bazı kimyasal maddelere maruz kalma, hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar ve alkol ile ailede kanser olgularının fazla olması" şeklinde sıralayarak, şöyle devam etti:

"Bazı kalıtsal hastalıklarda kanser riski artmıştır. Örneğin Down sendromlu bebeklerde lösemi riski artar. Ciltte yaygın sütlü kahverengi lekelerle seyreden nörofibromatosiste, beyin tümörleri ve diğer bazı tümörlerin görülme riski artar. Bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenfoid dokudan köken alan kanserlerin gelişme olasılığı artmıştır. Halk arasında 'öpücük hastalığı' olarak bilinen hastalığın etkeni Epstein Barr Virüsü, bazı lenfomaların ve nazofarenks kanserinin gelişmesinde rol oynayabilir. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer kanserlerine yol açabilir. Tüm çocukların hepatit B aşısı olmaları, ayrıca tüm çocukluk çağı aşılarını olmaları çok önemlidir."

- Çocukluk çağı kanserlerinde uyarıcı bulgu ve belirtilere dikkat

Prof. Dr. Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmenin ve bunların varlığında hızla doktora başvurmanın önemine işaret etti.

Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin en sık, boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde lenf bezelerinde şişlikler, vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik, solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, ciltte morluk ve çürükler, burun, dişeti kanamaları, başağrısı, kusma, ateşsiz havale geçirme, dengesizlik, yürüme bozukluğu, görme bozukluğu, kemik, eklem ağrıları, enfeksiyon tedavisine rağmen sebat eden öksürük, nefes darlığı, gelişme geriliği, aşırı tartı kaybı, idrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma, göz bebeğinde parlaklık, gözde kayma gibi belirtiler verdiğini anlattı.

Ergenlik döneminde de kanser görülme oranının 15 yaş altına göre iki kat fazla olduğunu dile getiren Kebudi, "Ergenlik döneminde görülen kanser tipleri de erişkin dönemine göre farklılıklar gösterir. Ergenlerde malign melanom görülme oranın son yıllarda arttığı dikkati çekmektedir. O nedenle ultraviyole ışınlarından korunma, güneş ışınlarına aşırı maruz kalmama, koruyucu kremler sürme gibi önlemler hatırlanmalıdır." dedi.

Rejin Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin çoğunun tam teşeküllü onkoloji merkezlerinde ve belirli klinik çalışmalar dahilinde tedavi edildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Başarı oranı da çok yüksek olmaktadır. Halbuki dünyada ergenlerin ancak yüzde 20'sinin tam teşeküllü kanser merkezlerinde ve yüzde 10'unun klinik çalışmalar dahilinde tedavi edildiği ve başarının çocukluk çağından düşük olduğu bildirilmektedir. Bazı kanser tiplerinde ergenlerde çocuklar için geliştirilen protokollerle tedavinin, erişkin protokollerine göre daha iyi sonuç verdiği saptanmıştır. Bu dönemin özellikleri göz önüne alınarak, Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı merkezlerde pediyatrik onkolog ve medikal onkologların birlikte çalıştıkları 'ergenlik dönemi onkoloji üniteleri' kurulmuştur. Bu şekilde başarının artacağına inanılmaktadır. Ülkemizde yeni düzenlemelerle 18 yaş altındaki ergenler, çocuk hematoloji-onkoloji merkezlerinde tedavi görmektedirler."

- "Kanser tedavisi ekip işidir"

Prof. Dr. Rejin Kebudi, kanser tedavisinin bir ekip işi olduğunu ve tedavinin cerrahi, ilaç (kemoterapi) ve ışın (radyoterapi) olmak üzere üç yöntemle gerçekleştirildiğini anlattı.

Kanserden korunma yollarına ilişkin bilgi de veren Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinde kesin korunma yollarının olmadığını ancak iyi beslenme ve enfeksiyonlardan korunarak bağışıklık sisteminin güçlenmesinin, kimyasal karsinojenlerden ve radyasyondan korunmanın, anne adaylarının doğumsal bozukluklar, kullandıkları ilaç ve alkol açısından kontrol altında olmasının riski azaltabileceğini vurguladı.

Kebudi, hepatit B aşılaması ile hepatit B virüsünün yol açabileceği habis bazı karaciğer tümörlerinden korunma sağlanabileceğine işaret ederek, "Sonuç olarak, çocukluk çağı kanserlerinin tedavi şansları yüksektir. Tüm çocukların, gerek büyüme gelişmelerinin takibi, gerekse genel muayeneleri açısından düzenli doktor kontrolüne gitmeleri önemlidir. Çocukluk çağı kanserlerine ilişkin bulgu ve belirtiler gözlendiğinde ise derhal hekime ve kanser şüphesi varsa tam teşeküllü sağlık kurumlarına başvurmak gerekir. Unutulmamalıdır ki erken tanı ile başarı daha da artmaktadır." ifadelerini kullandı.








AA

Kaynak:Haber Kaynağı