"Çocukluktaki güneş yanığı, cilt kanseri riskini artırıyor"

"Çocukluktaki güneş yanığı, cilt kanseri riskini artırıyor"

Dermatoloji uzmanı Prof. Dr. İlter:- "Tüm güneş maruziyetinin yüzde 80'i çocukluk dönemindedir. Çocukluk ve ergenlik dönemindeki güneş yanıkları, ileride gelişebilecek deri kanserleri açısından çok risklidir" - "Kişiler tüm yaşamları boyunca alacakları to

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Dermatoloji uzmanı Prof. Dr. Nilsel İlter, çocukluk çağındaki güneş yanıklarının ileride deri kanseri oluşumunda risk meydana getirdiğini, bu nedenle küçük yaştakilerin güneşten korunmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.

Türk Dermatoloji Derneği üyesi Prof. Dr. Nilsel İlter, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deri kanserlerinin önlenebilen risk faktörlerinin başında, korunmasız güneş maruziyeti geldiğini belirterek, özellikle çocuklukta aşırı güneş ile temasın bu riski artırdığını söyledi.

"Tüm güneş maruziyetinin yüzde 80'i çocukluk dönemindedir. Çocukluk ve ergenlik dönemindeki güneş yanıkları, ileride gelişebilecek deri kanserleri açısından çok risklidir. Herhangi bir yaşta, beşten fazla güneş yanığı olması da 'melanom' denilen ve ölümcül olabilen deri kanseri riskini iki katına çıkarır" uyarısında bulunan İlter, açık tenlilerde güneş yanığı riskinin daha yüksek olduğunu belirtti.

İlter, çocukluk çağında karşılaşılan bir ya da daha fazla su kabarcıklı güneş yanığının, gelecekte deri kanseri geçirme olasılığını iki kattan fazla artırdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Kişiler tüm yaşamları boyunca alacakları toplam ultraviyole ışınlarının yüzde 50'sine yaşamlarının ilk 20 yılında maruz kalmaktadır. Bu nedenle özellikle çocukların güneşten korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek deri kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir.

Altı aydan küçük bebeklerin uzun süreli direkt güneş maruziyetinden, 6 aydan sonra ise yüksek koruma faktörlü ürünler ile korunması gerekmektedir. Güneşten koruyucular, güneşe maruziyet süresini uzatabilmek için kullanılmamalıdır çünkü böyle bir kullanım bazı güneşten koruyucular tarafından filtre edilmeyen ya da daha az filtre edilen dalga boylarına maruziyeti artırabilir."

- "Çocuklar ıslak tişörtle güneşte durmamalı"

Güneş ışıklarının en dik olduğu saatlerin 10.00-14.00 olduğunu anımsatan İlter, bu saatlerde dışarıda bulunmak gerektiğinde gölgede durulması gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. İlter, "Yalnızca açık ve güneşli havalarda değil, bulutlu ve kapalı günlerde de ultraviyole ışınlarının yüzde 80'i dünya yüzeyine ulaşır. Normal pencere camının UVB’yi geçirmediği ancak UVA ışınlarının geçmesine engel olmayacağı unutulmamalı." diye konuştu.

İlter, güneşli havada mutlaka şapka ve gözlük kullanılması gerektiğini vurgulayarak, çocukların koruyucusuz ve şapkasız dışarıda durmamasının önemine işaret etti. Kullanılacak şapkanın kumaşının ışığı geçirmemesi gerektiğine de dikkati çeken İlter, şu uyarılarda bulundu:

"İdeal olarak 10 santimetre güneşliği olan şapka kullanılmalı. Ayrıca, kalın kumaşlar, sıkı dokunan kumaşlar, yıkama ile hafif çekmiş kumaşlar, polyester giysiler daha yüksek koruyucu özelliğe sahiptir. Normal bir pamuklu tişört güneş ışınlarını yüzde 50, ıslak bir tişört yüzde 60-70 geçirir. Güneş ışınlarının gözdeki etkilerini ve katarakt oluşmasını önlemek için tam UVA-UVB filtreli güneş gözlükleri kullanılmalı.

Güneş koruyucular doğal deri rengine uygun şekilde seçilmeli, açık tene sahip kişiler daha yüksek koruma faktörlü kremleri tercih etmeli. Koruyucular, dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, 2-4 saatte bir yenilenmeli."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı