M. Ali Köseoğlu
Çok uzaklaştınız, eve gelin!
Meşhur hadistir:
Sevdiğinizi aşırı sevmeyin, bir gün düşmanınız olabilir. Düşmanlıkta da ileri gitmeyin, bir gün dostunuz olabilir.
Bu hadisin muhatabı kimler olabilir?
Kim üzerine alınıp da “Evet ben sevgide ileri gitmişim” diyebilir…
Yahut “düşmanlıkta zirve yapmışım, hata yapmışım” diyen çıkar mı?
***
Bu süreçte çok fazla kişinin çıkacağını düşünmüyorum…
Geri adım atan olacağını düşünmüyorum.
Çünkü herkes kendi davasının azizi olmuş.
***
Israrla ortada durmaya çalışıyorum…
Fitne kazanının altına bir odun da ben atmayayım…
Sevgimde de, düşmanlığımda da ileri gitmeyeyim.
Bugünkü duruşum yüzünden yarın mahcup olmayayım diye…
***
O kadar zor ki…
Bu süreçte ‘ortada’ olmaya çalışmak, her taraftan ateş altında kalmayı göze almak anlamına geliyor…
İyiliği tavsiye ettiğiniz her kişi “ama görmüyor musun” diyerek ötekinin ‘ayıbını’ açıklıyor…
Duyduğunuz üzüntü, kimsenin umurunda değil…
***
Üstelik saflar da karışmış…
Necip Fazıl’ın “baba katili ile baban bir safta” dediği gibi…
Senin orada ne işin var?
Bir bak etrafına…
Kimlerle yan yana durduğuna bir bak…
Bakmıyor…
***
Beni telefonla arayan bir muhterem hem de teşekkür ediyor, duruşuma…
“İyi ama, benim durduğum yerde siz niye durmuyorsunuz?”
Ben taş atmıyorum, teşekkür ediyorsun, sen sapan sallamaya devam ediyorsun…
Oldu mu ama?
***
Şu twitterdan yapılan sataşmalara bir bakın…
Beni kendinizden nefret ettirmeyin, diyeni bile soğutuyor…
Yapmayın.
***
Depresyona giren bir genç, uzak bir ülkeye seyahat etmeye karar verir.
Yolculuğa çıkarken babası ona bir mektup verir. ‘Bu mektubu ancak gittiğin yere varıp, yerleştikten sonra aç, oğlum!’ der.
Genç, vardığı yerde de birçok sıkıntılarla karşılaşır.
Yine çok mutsuzdur. Babasının mektubunu açıp okumaya karar verir.
Mektupta şunlar yazmaktadır: Oğlum! Yurdundan çok uzaklardasın. Hâlin hiç değişmedi değil mi? Öyle olacağını biliyordum. Çünkü bütün dertlerinin yegane sebebini yanında götürdün. O da kendindir. Senin, ne bedeninde ne de zihninde hiçbir arıza yok. Seni yıldıran karşılaştığın hâller değil, o hâlleri nasıl gördüğündür. İnsan kalben ne düşünürse kendisi odur. Bunu idrak edince eve gel oğlum! Çünkü o zaman şifa bulmuş olacaksın.
***
Şimdi bir kez daha aramızdan uzaklaşan, mesafeyi açan dostlarımıza sesleniyorum…
Eve gelin!