Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)

"Hesaplaşma günü inşallah 16 Nisan. Demokratik hakkını o gece nasıl demokrasiye sahip çıkarak benim vatandaşım koruduysa şimdi o gecenin devamı anlamında inşallah 16 Nisan'da da sandıkta demokratik hakkını çok daha güçlü bir şekilde kullanacaktır diye düş

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hesaplaşma günü inşallah 16 Nisan. Demokratik hakkını o gece nasıl demokrasiye sahip çıkarak benim vatandaşım koruduysa şimdi o gecenin devamı anlamında inşallah 16 Nisan'da da sandıkta demokratik hakkını çok daha güçlü bir şekilde kullanacaktır diye düşünüyorum." dedi.

Erdoğan, TRT ortak yayınındaki "Cumhurbaşkanı Özel" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Gerek 15 Temmuz ve sonrası, gerekse 1970'ten bu yana yaşanan sürecin halihazırdaki cumhurbaşkanlığı sistemi önerisine nasıl yansıdığının sorulması üzerine Erdoğan, 15 Temmuz'un çok önemli şeyler öğrettiğini belirtti.

15 Temmuz'un kısa bir sürecin neticesi olmadığını, bakıldığında bu işin 40 yıllık bir mazisinin olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O gece yapılan bu kalkışma hareketi karşısında milletimizin duruşu neyin ifadesiydi? Ben orada milletimizin imanını, vatan ve millet sevgisini görüyorum, Onların sadece bizim yaptığımız bir davetle meydanlara, havalimanlarına dökülmesini bu aşkın bir neticesi olarak görüyorum. Eğer bu inanç olmazsa zaten siz böyle bir neticeyi alamazsınız. Özellikle meydanlarda söylüyorum, Akif'in 'Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın' ifadesinde kendisini bulan, gövdesini tankların önüne koyan bir nesil var. Bakıyorsun iki paletin arasından Sabri kendini atıyor, oradan kurtarıyor, ikinci tank geliyor. İkinci tankın iki paleti arasına kendisini tekrar atıyor. Şu inanca, anlayışa, gözü pekliğe bak. Rabbim kendini hıfzediyor ve oradan çıkıyor. Bunun yanında param parça olan hanım kardeşlerimiz de var tankların sıkıştırması neticesinde. 11 hanım kardeşimizi şehit verdik."

Erdoğan, 15 Temmuz'da 249 şehit verildiğini, sadece Cumhurbaşkanlığı Külliyesi çevresinde 29 şehit ve 36 gazinin, Türkiye genelinde ise 2 bin 193 gazinin olduğunu anımsattı.

Bütün bu direnişi gösterenlerin, bu vatanı teslim almak isteyenlere karşı "Biz bu vatanı sizin gibi hainlere, katillere, alçaklara asla teslim etmeyeceğiz." dediklerini vurgulayan Erdoğan, bu direnişin farklı vesayet odaklarına milletin çok çok farklı bir cevabı olduğunu aktardı.

- "15 Temmuz kararlılığı devam ediyor"

FETÖ'nün darbe girişiminin olduğu gece her şeyin belli olduğunu, milletin ak süt içindeki o ipliği ayırır duruma geldiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"O kararlılık hala devam ediyor, bitirmedi işi. Şimdi nereye gidersek, hangi meydana gidersek gidelim artık 10 binler, 50 binler bakıyorsunuz o meydanlarda. Daha büyük meydanlara gitmedik oralarda da inanıyorum ki yüz binler bizi bekliyor. Çünkü bir şeyin kararını veriyor şimdi. '15 Temmuz'un anayasal bir teminat altına getirilmesini istiyoruz' diyor. Niye diyor bunu? Şimdi kim 'hayır' diyor, bakıyor. Kandil'deki teröristler 'hayır' diyor. Kim bunlar, PKK. Beyanatlarını veriyorlar ve diyorlar ki 'hayır' deyin. Kim diyor? Feto'cular 'hayır' diyor. Bunlar değil miydi 15 Temmuz'da milletime karşı bu darbe girişiminde bulunanlar. Benim vatanımı parçalamak isteyenler bunlar değil miydi? Şimdi hesaplaşma günü ne zaman? Hesaplaşma günü inşallah 16 Nisan. Demokratik hakkını o gece nasıl demokrasiye sahip çıkarak benim vatandaşım koruduysa şimdi o gecenin devamı anlamında inşallah 16 Nisan'da da sandıkta demokratik hakkını çok daha güçlü bir şekilde kullanacaktır diye düşünüyorum."

- "Yenikapı ruhu süreklilik arz etmedi"

Erdoğan, "Anayasa değişikliği de 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasıyla Yenikapı ruhu ile mümkün oldu. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle Türkiye reform, demokratikleşme yolunda yürür mü yoksa hayırcıların eleştirdiği gibi devam eder mi otoriterleşme mi ortaya çıkar?" sorusu üzerine, hassas bir noktaya temas edildiğini, Yenikapı ruhunun süreklilik arz etmediğini, gönüllerinin bu ruhun devam etmesini istediğini dile getirdi.

Anayasa değişikliğiyle ilgili Başbakan Binali Yıldırım'ın yaptığı ziyaretler ve çalışmaların ne yazık ki tavanda bu işin sürmediğini gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, tavanda bu iş sürmeyince bu adımların da hayata geçirilemediğini vurguladı.

- "Milletim bizi mahcup etmeyecek"

Erdoğan, tavandan ümidini kestiği için tabana hitap ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yenikapı ruhunu teessüs ettirelim istiyorum. Onun için AK Parti, MHP, CHP, HDP, Saadet Partisi ve BBP'ye gönül vermiş kardeşlerime diyorum. Gelin liderlerin gerçekleştiremediği bu reformu hep birlikte inşallah 16 Nisan'da sandıkta gerçekleştirelim. 339 milletvekili AK Parti ve MHP'den olmak üzere bu halk oylaması kararını aldı. Parlamentoda bu iki partinin omuz omuza vermesiyle böyle bir adım atıldı. Tabii bu yeterli değil. Yeterli olan 367 idi. Onu sağlayamadığımıza göre şimdi iş asillere kaldı. O da millet. Milli irade zaten en önemlisi. Meclis'te de başkanın arkasında 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Biz bu hakimiyetin gerçek sahibi olan milletimize diyoruz ki gelin siz tabanda el ele millet olarak 'Ey parlamentodakiler siz yapmadınız ama şimdi biz bu anayasanın en azından cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik olan boyutunu halledeceğiz'. Burada anayasanın tümüyle bir değişikliği söz konusu değil. Sadece cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik boyutu söz konusu. Onu biz yapacağız. Onun için de ben milletime inanıyorum. Milletim bu eksik kalan kısmı inşallah 16 Nisan'da sandıkta gerçekleştirecektir. Bu güvenim var. Bunu gittiğim her yerde, meydanlara okuyorum. Milletim bizi mahcup etmeyecek diye de inanıyorum."

- "Diyelim ki bir veya iki tane yardımcım olacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meseleye soğuk duranlar, 'Biz cumhurbaşkanımıza güveniyoruz, kendisini de seviyoruz ama ondan sonra ne olacak. Diyelim ki yurt dışı gezisine çıktı. Vekaleten onun görevinde bulunan kişi de hain çıktı. Böyle bir durumda biz kendimizi güvencede hissedebilir miyiz?' diyenlere ne cevap verirsiniz?" sorusuna karşılık, bu konuyu dillendirenlere meydanlarda gerekli cevabı verdiğini söyledi.

Erdoğan, "Yurt dışı dediniz, ben oradan gireyim. Diyelim ki bir veya iki tane yardımcım olacak, eğer ben isem. Bir başkası ise onun bir veya iki tane yardımcısı olacak. Yurt dışına çıktığı zaman da o ne yapacaktır, o ikiden birini veya bir taneyse atadığı yardımcısı zaten onun vekili anlamındadır. O vekili yönetecektir. Hükümet bunun ucunu açık bıraktı. İki tane de olabilir. Niye? Burayı sağlama almak için." ifadelerini kullandı.

- "16 Nisan'a kadar ömrümün olduğunu bana kimse garanti edemez"

Şahsıyla alakalı sorunun cevabının çok önemli ama değerler silsilesi içinde çok da basit olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Benim 16 Nisan'a kadar ömrümün olduğunu bana kimse garanti edemez. Burada olan arkadaşlarımın, aynı şekilde garanti edemez. Bugün 7 hanım kardeşim, Ankara'daki kadınlar gününü anmak için geliyorlardı ama onları kaybettik.

Samimi olmamız lazım. Bunlar samimiyetsiz yaklaşımın bana göre ifadesidir. Biz kendimize bir sistem yapmıyoruz. Biz ülkemizin geleceği için bir sistem inşa ediyoruz. Bu sistem geleceği kurtarmak, geleceği sağlama almak için kurulan bir sistemdir. Parlamenter demokrasi ile ülkemiz yönetilmedi mi? Yıllar yılı parlamenter demokrasi içinde koalisyonlar, darbeler görmedik mi? İstikrar, güven var mıydı? Sürekli olarak hükümetlerin değiştiği dönemler yaşadık ve sık sık hükümetlerin değişmesi, ülkemizde istikrarsızlığın en önemli boyutu oldu."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı