Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)
"(Fırat Kalkanı Harekatı) Bizim buradaki mücadelemiz DEAŞ'ladır. Eğer hakikaten müttefiklerimiz DEAŞ'la olan mücadelemizde samimiyseler, biz de diyoruz ki 'Sizinle birlikte hareket ederiz.' Yeter ki DEAŞ'ı Rakka'dan da temizleyelim. Burayı da gerçek sahip
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin, "Bizim buradaki mücadelemiz DEAŞ'ladır. Dolayısıyla eğer hakikaten müttefiklerimiz DEAŞ'la olan mücadelemizde samimiyseler, biz de diyoruz ki 'Sizinle birlikte hareket ederiz.' Yeter ki DEAŞ'ı Rakka'dan da temizleyelim. Burayı da gerçek sahiplerine teslim etmiş olalım. Yani Türkiye olarak bizim buralarda kalma diye bir derdimiz, bir amacımız yok. Buraların sahipleri kimlerse onlar gelsin. Çünkü buralar bize tehdit oluşturuyor. Bize tehdit oluşturacak bir bölge çevremizde istemiyoruz." dedi.
Erdoğan, resmi temaslarda bulunacağı Pakistan'a hareketi öncesi Atatürk Havalimanında düzenlendiği basın toplantısının ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Genelkurmay Başkanı Akar'ın "Fırat Kalkanı Harekatında arzulan hedefe ulaştı." açıklamasını hatırlatarak, "Bundan sonraki adım ne olacak? Münbiç'e yapılacak olası bir harekat yine Türk Silahlı Kuvvetleri ile Özgür Suriye Ordusu tarafından birlikte mi gerçekleştirilecek? Yoksa Amerika ve Rusya'nın da içerisinde olacağı bir operasyon mu olması planlanıyor? Bir de Rakka ile ilgili ne düşünüyorsunuz?" soruları üzerine Erdoğan, başından beri kara harekatının Özgür Suriye Ordusu ile beraber yürütüldüğünü ifade etti.
Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerin, Özgür Suriye Ordusu'na gerekli desteği verdiğini dile getirerek, "Ama başından beri hatırlayın, benim hep kullandığım bir ifade var; burada üç başlık bir defa uygulamada olmalı. Bunun birincisi eğit-donattır. Diğeri terörden arındırılmış bir güvenli bölgedir ki bu bölge aynı zamanda üçüncüsü uçuşa yasak bölgedir. Tabii bunu, Amerikalı dostlarımızla ne yazık ki anlaşamadık." dedi.
ABD'nin eğit-donat fikrine bir yere kadar olumlu bakarken, uçuşa yasak bölge olayına sıcak bakmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hatta terörden arındırılmış güvenli bölge olayına Antalya'daki G20 toplantısında 'gayet güzel' filan demiş olmalarına rağmen bu konuda da adım atmadılar. Biz tabii burada bir yerde yalnız kaldık. Nereye kadar? Gaziantep'teki o malum olaya kadar. Tabii Gaziantep'te 56 vatandaşımız, çocuk, kadın, yaşlı şehit edilince ki DEAŞ'ın bir operasyonuydu ve ondan sonra 'Artık durmak yok, şimdi gereği neyse bunu yapacağız.' dedik ve böylece Özgür Suriye Ordusu ki bu bizim yetiştirdiğimiz eğit-donat kapsamındaki oranın halkı, yani ağırlıklı olarak Araplardan oluşan bir yapıydı. Onlarla birlikte buraya girildi. Biz de kendilerine destek verdik. Tabii bu desteğin birçok boyutu var, bunları da sizler biliyorsunuz. Fakat Amerika yine burada Özgür Suriye Ordusu'na başta olumlu yaklaşmasına rağmen, daha sonra Suriye Demokratik Güçleri diye bir yapı ortaya koydu. Biz de buna tabii karşı çıktık. Çünkü bu yapının içerisinde terör örgütü mensupları da var. PYD gibi, YPG gibi... Bunlar da olduğu için buna karşı çıktık. Dedik ki 'Biz kesinlikle PYD ve YPG'den kimse ile mutabık veya beraber olmamız mümkün değil. Bunlarla beraber böyle bir mücadelenin içerisine girmeyiz. Çünkü biz bir terör örgütünü diğer terör örgütünün asla karşıtı gibi görmemiz mümkün değil'. Çünkü terör örgütlerinin birisi iyi birisi kötü diye bir şey olmaz, hepsi kötüdür. Mücadelemizi de Özgür Suriye Ordusu ile beraber bu kararlılıkla yürüttük. Cerablus'ta başarı, aynı şekilde Rai'de başarı. Dabık'ta başarı, El Bab'a geldik başarı. Özgür Suriye Ordusu'nun da birçok şehitleri oldu. Bu arada bizim de şehitlerimiz var ama DEAŞ'a da çok ciddi bir bedel ödetti buradaki kahramanlarımız."
- "Münbiç Araplara ait olan bir yerdir, PYD'nin veya YPG'nin yeri değildir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son rakamlara göre bölgede etkisiz hale getirilen DEAŞ mensubunun 3 bini geçtiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yani 3 bini geçti DEAŞ'ın tabii PYD filan da var. Bu kararlılığımız bizim aynen devam ediyor. Şimdiki safha nedir? Şimdiki safha, dediğim gibi daha önce belirlediğimiz Münbiç'tir ki Münbiç Araplara ait olan bir yerdir, PYD'nin veya YPG'nin yeri değildir. Biz bunu da Amerikalı dostlarımıza söyledik. 'Bir defa Fırat'ın doğusuna kesinlikle PYD ve YPG'nin geçmesi gerekir. Bunların burada kalmaması gerekir.' dedik. Onlar 'Geçti, geçiyor.' sürekli bize bunu söylediler ama hala geçmiş değil. Bunun bir defa oradan tamamen boşalması lazım. Oraya da Münbiç'in yerel halkının gelmesi lazım. Ondan sonraki süreç nedir? Çünkü bizim buradaki mücadelemiz DEAŞ'ladır. Dolayısıyla DEAŞ'la olan mücadelemizde de eğer hakikaten müttefiklerimiz, DEAŞ'la olan mücadelede samimiyseler biz de diyoruz ki 'Sizinle birlikte hareket ederiz. Yeter ki DEAŞ'ı Rakka'dan da temizleyelim. Burayı da gerçek sahiplerine teslim etmiş olalım.' Yani Türkiye olarak bizim buralarda kalma diye bir derdimiz, amacımız yok. Buraların sahipleri kimlerse onlar gelsin. Çünkü buralar bize tehdit oluşturuyor. Bize tehdit oluşturacak bir bölge çevremizde istemiyoruz. Biz buralarda dost olan Suriye halkını ki bunlar bizim dostluktan öte aslında kardeşlerimiz. Ama buraya maalesef böyle bir düşman güçler girmek suretiyle bize Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Kilis'te yaşattıkları o sıkıntıları sürdürdüler. 'Bundan sonra da bunları yaşamak istiyoruz.' dedik. Olay budur."
- "İnanıyorum ki bütün gerilimleri bunlar alacak"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetleri kıyafet yönetmeliğinde yapılan düzenlemeyle, kadın subay ve astsubayların başörtüsü takması yönündeki engel kaldırıldı. Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?" şeklindeki soru üzerine de şu değerlendirmede bulundu:
"Bu konu tabii yeni bir konu değil. Beklentiydi. Bu konuda arkadaşlarımız değerlendirmelerini yaptıktan sonra hükümet olarak ve konuyla ilgili olarak adım atıldı. Hayırlısıyla şu anda başlamış vaziyette. Temennimiz odur ki hazırlanan bu noktadaki mevzuata göre hanım kardeşlerimiz de kendilerinin inanç hürriyetinden bütün bu noktadaki emek noktasında, iş temini noktasındaki özgürlüklerinden, hürriyetinden her yerde istifade edebilmesidir. Bu Silahlı Kuvvetlerimizde de Emniyet Teşkilatımızda da yargıda da eğitimde de her yerde malum bu ön açılmış vaziyette. Bundan sonraki süreçte de bütün bu mağdur, mazlum hanım kardeşlerimiz bundan istifade etmek suretiyle tüm kurumlarda yerlerini alabileceklerdir. Yani dünyanın değişik ülkelerinde, bakıyorsunuz her birinde, silahlı kuvvetlerde de var. Amerika'da da var. Oradaki Müslümanlar aynı şekilde inancının gereği neyse onu yapabiliyor. İngiltere'ye geliyorsun bakıyorsun İmmigration'da başörtülü bayanlar oralarda görev yapabiliyorlar. Yani oralarda bu oluyor da bizim halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde niçin bunlar olmasın? Şu anda bu adımlar atılmış vaziyette. Temennim odur ki hiçbir aşırılığa fırsat vermeden, aşırılığa gitmeden bunların çerçeve içerisinde devamı. İnanıyorum ki bütün gerilimleri bunlar alacak. Bu kurumlarımız, müesseselerimiz inşallah rahat bir şekilde yoluna devam edecektir."
(Bitti)
AA
Kaynak: