Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi davası
Sanık eski başyaver Yazıcı:- "Kara yaverini aradım ve 'Cumhurbaşkanı'nın yeriyle ilgili internette bazı şeyler dolaşıyor, bir araştırın' dedim"- "Başlangıçta bir astsubayla birlikte Antalya'ya araçla gidecektim, nizamiyeden çıkarken askeri bölgede kendisi
MUĞLA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklardan eski başyaver Ali Yazıcı, "Kara yaverini aradım ve 'Cumhurbaşkanı'nın yeriyle ilgili internette bazı şeyler dolaşıyor, bir araştırın' dedim." ifadelerini kullandı.
Muğla Adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının salonunda görülen davanın dördüncü duruşmasının dördüncü oturumunda ilk olarak eski başyaver Yazıcı dinlendi.
Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Temmuz öncesi tatile ayrılması nedeniyle kendisinin de memleketi Tokat'ın Erbaa ilçesine ailesinin yanına gittiğini, 14 Temmuz'da yola çıkarak Ankara'ya hareket ettiğini ve öğleden sonra yemek için Muhafız Alayı'na gittiğini söyledi.
Yanına gittiği Muhafız Alay Komutanının kendisini görünce şaşırdığını anlatan Yazıcı, "Bana 'Ne arıyorsun burada. Nerede Cumhurbaşkanı?' diye sordu. Bilmediğimi söyledim. 'Nasıl bilmiyorsun, internette bile Okluk Koyu'nda olduğu yazıyor' diyerek şaka yollu takıldı. Bunun üzerine kara yaverini aradım ve 'Cumhurbaşkanı'nın yeriyle ilgili internette bazı şeyler dolaşıyor, bir araştırın.' dedim." iddiasında bulundu.
Yazıcı, 15 Temmuz sabahında kahvaltı yapıp tıraş olmak için yeniden Muhafız Alayı'na gittiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Bir gün sonra Antalya'da resmi program vardı, orada olmam gerekiyordu. Alay Komutanının yanına gittim, birlikte kahvaltı yaptık. Öğleden sonra hareket etmeye karar verdim. Başlangıçta bir astsubayla birlikte Antalya'ya araçla gidecektim, nizamiyeden çıkarken askeri bölgede kendisini 'Emin Yarbay' diye tanıtan bir sivil geldi. 'Antalya'ya gittiğinizi öğrendim. Ben de tatil için o bölgeye gidiyorum sizinle gelebilir miyim?' diye sordu. Astsubayı indirip onu yanıma aldım. Muhafız Alayı'na atanan bir personel olarak düşündüm ve tereddüt duymadan araca aldım."
Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne gittiklerini, nizamiye kapıları tutulduğu için üsten çıkamadığını anlatan Yazıcı, saat 11.00 sıralarında Emin Yarbay (Emin Güven) ile üsten çıktıklarını ve birkaç kilometre sonra bu kişinin araçtan indiğini söyledi.
Yazıcı, daha sonra İstanbul'da olduğunu bildiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanına gitmeye hazırlandığı sırada genel sekreterin telefonu üzerine Ankara'ya gitmeye karar verdiğini anlattı.
Ankara'da 17 Temmuz sabahı evinde gözaltına alındığını hatırlatan Yazıcı, şöyle devam etti:
"Kripto FETÖ'cü olmakla suçlanıyorum. Kripto FETÖ'cü olsaydım suikastı ben yapardım. Yapsaydım bundan daha mı ağır suçlanacaktım? Saatte 180 kilometre hızla giden araçta bir Cumhurbaşkanı, bir ben, bir de şoför oluyordu. Silahım hep yanımdaydı, Cumhurbaşkanı'nı vuramazsam şoförünü vururdum. Kimse beni engelleyemezdi. Böyle bir suikast planı varsa, bana mı güvenilmedi?"
- "Müşteki avukatlarıyla oturup bir yerde yemek yemedik"
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda konuşan Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Emirşah Baştoğ, sanık Osman Kılıç'ın "mahkeme heyetinin müşteki avukatlarıyla yemek yediği" iddiası nedeniyle basında yanlış beyanlar olduğunu belirterek, iddiaların da gerçeği yansıtmadığını söyledi.
"Mahkeme heyetinizin müşteki avukatlarıyla yemek yediğine yönelik dedikodular var." sözlerinin farklı kesimlerce yanlış yerlere çekildiğini ve dedikodular yapıldığını anlatan Baştoğ, şunları söyledi:
"Bu konuyla ilgili son kez konuşacağım. Ben ve heyetim hiçbir yerde müşteki avukatlarıyla oturup bir yerde yemek yemedik. Hiçbir yerde hiçbir şekilde oturup bir bardak su veya çay içmişliğimiz yoktur. Hiçbir şekilde hiçbir ortamda yan yana bulunup iki lafın belini kırmışlığımız yoktur, hatta odama dahi gelme teşebbüsünde bulunmadılar. Bu iftirayı atanları Allah'a havale ediyorum. Ben meslek hayatımda böyle bir ithamla karşı karşıya kalmadım. Müşteki avukatlarının bizimle irtibata geçmek bir yana odamıza gelme yönünde dahi bir teşebbüsleri olmamıştır.”
Sanık Osman Kılıç ise bunun bir dedikodu olduğuna inandığını ve mahkeme heyetine güvendiğini dile getirdi.
- "Pireden yağ çıkarmayalım"
Duruşmada, eski Üsteğmen Murat Köse, esas hakkında savunmasını yaptı.
Köse, 15 Temmuz günü görev tebliğinin kendisine Şükrü Seymen tarafından yapıldığını belirterek, Özel Kuvvet harekatının prensibinde gizlilik esası bulunduğunu ve yazılı bir emir beklenmeyeceğini savundu.
Şükrü Seymen ile 15 Temmuz'da buluşarak Çiğli'ye gittiklerini anlatan Köse, darbe girişimini Çiğli'de öğrendiğini iddia ederek, bu girişimden önceden haberdar olduğuna ve planlama yaptığına dair en ufak bir delil olmadığını öne sürdü.
Sanık Köse'nin "Savcı Bey 00.43 olarak yazılan şehit Nedip Cengiz Eker'in ölüm raporunu önce 03.43 olarak sonra ise 04.43 olarak düzeltti. Bunu anlamış değilim çünkü ilk belirtilen saatte biz orada değildik. Sanırım düzeltmeyi bu nedenle yapma gereği duydu." sözleri üzerine mahkeme Başkanı Baştoğ, araya girerek şu açıklamaya yaptı:
"Pireden yağ çıkarmaya çalışmayalım. Burada Savcı Bey'in kasıtlı olduğunu düşünmüyorum çünkü çözümlemeyi yapan kişiler burada olmayan kişiler. Savcı Bey konuşmayı yaparken ismini söylemediği için bir avukat olarak geçti. Ayrıca Savcı Bey bu düzeltmeyi yaparken elindeki resmi belge evrak üzerinden yaptı. Bu nedenle en ufak pireden yağ çıkarmayalım."
- Köse'ye "Haddini bil" fırçası
Köse'nin "Birçok FETÖ'cü şu an kendini gizliyor, yargı sistemi buna göz yumuyor." ifadelerinin ardından Mahkeme Başkanı Baştoğ, "Dava üzerinde bizi de kullanarak bizi de FETÖ'cü ilan ediyorsun. Bu konuda haddini bil. Biz burada adil bir yargılama yapıyoruz. Senin hakkında da FETÖ üyeliği ile ilgili iddia var ve bu konuda yargılanıyorsun ama sen bize bu konuda ithamda bulunamazsın, suçlayamazsın, sen haddini bil." dedi.
Köse'nin hakaret içerikli ifadeleri üzerine Baştoğ, "Burada olmayan ve iddialarına cevap veremeyecek kişiler hakkında konuşma yapma. Sen savunmanı yap. Burası mahalle kahvesi değil. Konuşmalarına dikkat et. Hepimiz medeni insanlarız. Burası mahalle kahvehanesi değil. Belden aşağı vurarak kimse konuşamaz, kimseye hakaret edemez. Siz savunmanızı yapın ve kimseye hakaret etmeyin." diye konuştu.
Sanık Köse, savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyesini talep etti.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
AA
Kaynak: