Aslında, doğan güneşle birlikte gelen her yeni gün bizler için yeni bir fırsattır.  Her yeni ayla başlayan ay da bir fırsat. Ama değerlendirebilenlere. Kendisine sunulan bu ikramların farkına varmayanlar için ise her gelen gün ve ay sıradan olmaya devam edecektir. Kur’ân’ın dediği gibi:

And olsun ki, onların hayata diğer insanlardan ve hatta Allah'a eş koşanlardan da daha düşkün olduklarını görürsün. Her biri ömrünün bin yıl olmasını ister. Oysa uzun ömürlü olması onu azaptan uzaklaştırmaz. Allah onların yaptıklarını görür. (2/96)

Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: «Rabbimiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; doğrusu kesin olarak inandık» derlerken bir görsen!(32/12)

Onların, ateşin kenarına getirilip durdurulduklarında, «keşke dünyaya tekrar döndürülseydik, Rabbimiz'in ayetlerini yalanlamasaydık ve inananlardan olsaydık» dediklerini bir görsen!

Hayır; daha önce gizledikleri onlara göründü. Eğer geri döndürülseler yine kendilerine yasak edilen şeylere dönerler. Doğrusu onlar yalancıdırlar. (6/27-28)

Orada; «Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim» diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: «Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz.» (35/37)

Demek ki mükellef olan her insana düşünüp aklını kullanacağı bir süre ve fırsat verilmektedir. Önemli olan bu fırsatları değerlendirebilmektir. Kendisine tanınan bu fırsatların farkına varmayan ve onları değerlendiremeyen kimseler için ise, bin yıl yahut daha fazla ömür verilse, yeni fırsatlar tanınsa onlar için bir anlamı olmayacaktır. Ahirette hesabı, azabı ve Cehennemi gördükten sonra yeniden dünyaya gönderilip yeniden sınava tabi tutulsalar bile böyleleri yine yanlışlarını sürdürecekler, küfür, şirk, isyan ve günah içerisinde hayatlarını tüketeceklerdir. Onun içindir ki onlar için azap ebedîdir. Onlar 60-70 yıllık ömürlerini gaflet ve dalalet içerisinde geçirmiş olsalar da cehennem azapları sonsuz olacaktır.

İşte şu içerisinde yaşadığımız mübarek ay ve mübarek gece fırsatları da öyledir. Onların mübarekliği/bereket ve hayır getirmesi, bu mübarek ay ve gecelerin kadr ü kıymetini bilen ve onları en güzel şekilde değerlendirebilenler içindir. Yoksa dünyada her yaşayan insanın üzerine Receb-Şaban-Ramazan gelir, Reğaib, Mirac, Berat ve Kadir geceleri gelir; ancak bu mübarek gün ve geceler onları değerlendirebilenlere, onları ibadet ve kulluk fırsatına dönüştürebilenlere hayır ve bereketler getirir. İşte Berat gecesi fırsatı, müminliği yenileme, Müslümanlığı gözden geçirme ve Müslümanlık kalitesini artırmak için iyi bir fırsat. Değerlendirenlere müjdeler olsun!