M. Ali Köseoğlu
Denktaş’ın ardından
Kayınpederim Kıbrıs Gazisi…
Askerliğimi Kıbrıs’ta yaptım…
Doğrusu bu süreç tam bir hayal kırıklığı…
Maalesef… Yavru Vatan’ın çoğu ferdi Türk askerinin adadaki varlığını ‘sevinçle’ karşılamıyordu.
Kıbrıs’taki bir kısım ‘yeni kuşak’ Rum’un Türk’e yaptığını unutmuş durumdaydı.
Oysa 1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırmış…
Talan etmişlerdi…
O yıllarda Türklere yapılanı, ‘saldırı’ ve ‘talan’ olarak nitelemek bile ‘vahşeti’ daraltır…
Kıbrıs Türk’ünün dün ebediyete uğurladığı efsane lideri Rauf Denktaş da o yıllarda Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmüş ve adaya Türk askeri gönderilmesi teklifini iletmişti.
Ve böylece 6 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı’na ayak basmıştı…
2009’un Temmuz’unda Konya’dan gazeteci arkadaşlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ‘Kıbrıs Barış Bayramı’ kutlamalarına katılmıştık.
Kokteylde rahmetli Denktaş’la kısa da olsa sohbet imkânımız olmuştu.
Adadaki Türk askerinin varlığıyla ilgili rahatsızlık duyan çevrelere en güzel cevabı Denktaş veriyordu:
Bu halk, Osmanlı Türk askerinin adadan gidişini yaşadı. Eğer böyle bir şey yeniden olacaksa, Türk askerinin gidişini Allah bana göstermeden canımı alsın.
Denktaş’ın o günlerde söylediği şu söz de Türkiye’nin Kıbrıs davasında neden sonuna kadar bulunması gerektiğinin gerçek idrakiydi: Biz Türkiye'nin Kıbrıs'tan vazgeçeceğine inanmıyoruz. Çünkü Türkiye bu topraklarda şehitler vermiştir.
Denktaş, Kıbrıs politikaları konusunda Türkiye’nin paralelinde hareket etmeyi bilmiş, ‘milli bir çizgide’ durmuş, böylece efsane bir lider olmayı hak etmiştir.
Öte yandan Kıbrıs’ta toprak mücadelesi yapılırken, ihmal edilen ‘öz kimlik davası’ ise yeni nesillerin bugünkü savruluşunun bir izahıdır.
KONYA BÜYÜDÜ
Malumunuz…
Karaman, Konya’ya bağlıyken 15 Haziran 1989’da il oldu.
Antalya da 19. yüzyıl sonunda hâlâ Konya Vilayetinin sancağı durumundaydı.
Birinci Dünya Savaşı’nda işgal edilen Antalya, 9 Temmuz 1921 tarihinde İtalyanların geri çekilmesiyle rahat bir nefes aldı. Cumhuriyet’in ilanından sonra da Antalya adı altında yeni bir il kuruldu.
Dolayısıyla…
Hem Antalya hem de Karaman tarihsel bağları dolayısıyla ‘hemşeri’ şehirlerdir.
Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanlığı’nın talebi üzerine İbradı Gembos bölgesi, Antalya sınırlarının dışına çıkarılıp, Konya sınırı içine alındı. Böylece Konya il sınırı, söz konusu bölgeden Antalya'ya doğru yaklaşık 12 kilometre daha genişledi.
Şimdi sıkı durun…
Bugünlerde Antalya’da çıkan gazetelerde, bu karar şiddetli bir şekilde eleştiriliyor.
Neymiş…
Antalya İl Genel Meclisi Maden Ocakları Komisyonu, Gembos bölgesinde bir taş ocağında inceleme yapmak için ‘karların erimesi’ni bekliyormuş.
Ancak bu kararname ile komisyonun inceleme yapması imkânsızlaşmış…
CHP Antalya İl Genel Meclisi Üyesi Ali Erkan da, “İl Genel Meclisi il sınırı değişikliğini mutlaka gündemine alıp tartışmalı ve araştırma yapmalı” demiş.
Yahu el insaf… Düne kadar hepiniz Konyalıydınız.
Bugünküne benzer bir kararla Konya’dan ayrılıp il oldunuz.
Sonra, bu 12 kilometre başka bir ülkeye de verilmiyor… Asli yerine dönüyor.
Benim teklifim şu: Bahsi geçen taş ocağıyla ilgili Antalya İl Genel Meclisi Maden Ocakları Komisyonu, elindeki bilgiyi hızlı bir şekilde Konya İl Genel Meclisi’ne versin.
Maden ocaklarında varsa bir kıymet, ülkenin rezervleri arasına girmesi sağlansın.
Kavgaya lüzum yok!