Selman S. Akyüz
Deplasmana taraftar giderse...
Konyaspor Pazar günü Sivasspor ile ilginç bir maçta karşı karşıya geldi. Maçla ilgili görüşlerimi ve oynanan futbolun analizini Pazartesi günü yazmıştım. Ama tribünlerde ve saha içinde çıkan olaylarla ilgili bir kelime bile söylemedim. Çünkü bu tür olaylara alışmıştık artık. Hatırlayın Ankaragücü taraftarı Konya’da yüzlerce koltuk kırdı. Hem de hiç sebepsiz yere. Bahaneleri sadece yenilmekti. Ama hiçbir Konyalı bunu uzatmadı. Biz de Sivas’a giden taraftarların üzerine taş yağdığını, saha içerisinde gazeteci müsveddesi aptalların futbolculara küfür ettiğini, taraftarları kışkırttığını, koltukların kırıldığını, soyunma odası koridorlarında akreditasyon kartı takan şahısların futbolculara saldırdığını, gazetecilerinin Konyalı basın mensuplarına “şaklaban” dediğini, üzerimize yürüdüklerini yazmadık. Çünkü bu tür olaylar şehirler arasında düşmanlığa neden oluyordu. Diyarbakır şehriyle Konya arasındaki düşmanlık da bu tür tartışmaların üzerine körükle gidilmesinden sonra alevlendi. Halbuki Sivasspor ile Konyaspor arasında 2. ligde müthiş bir dostluk vardı. Olaylar kapandı derken, Sivasspor’un Basın Sözcüsü Fikret Ünsal çıktı, Konya halkını Süper Lig gibi büyük bir organizasyonda temsil eden futbolcu, yönetici, teknik adam ve taraftarlara ağza alınmayacak hakaretlerde bulundu. (Terörist, anarşist, alçak vb) Bu açıklamaları Konya’da ilk olarak ÜNTV’deki Futbol Analiz programında yayınladık. Telefonlar kilitlendi. Sayısız e-mail aldık. Konyasporlular Sivasspor’a artık eskisi gibi bakmıyordu. Niçin? Çünkü gazeteciler cemiyeti başkanı olmasına rağmen yanlış kelimeler kullanan birisi yüzünden. Kitle psikolojisinden anlamayan bir yönetici yüzünden. Konyaspor yönetimi kimseden korkmadan üzerine düşeni yapacak. Bu tartışmalar hukuki boyut kazanacak. Fikret Ünsal özür dileyecek. Bu iş kapanacak.
Şimdi bu olaylarla ilgili çuvaldızı biraz da kendimize batırmak gerekiyor. Konyaspor taraftarı deplasmana giderken eskisi gibi olay çıkarmıyor diye seviniyorduk. Ama Sivas’a giden taraftarların orada daha sakin olması gerekiyor. Bazılarının alkollü olduğunu da duyduk. Anlamıyorum. Deplasmana giderken otobüste içki içmek büyük bir zevk mi? Maç sırasında tezahürat yapmayı bilmeyen ev sahibi takım seyircisini harekete geçirecek kötü sloganlar atınca insanların içi rahat mı ediyor. Tamam, başınıza taş yağmış olabilir. Korunmak için koltukları kırıp başınıza tutmuş da olabilirsiniz. Peki onları saha içerisinde niçin atıyorsunuz. Nalçacı Grubu’nun liderleri “yapmayın, atmayın, sakin olun” diye adeta yırtınırken saha içindeki Sivaslı gazetecilere cevap vermeye devam etmek neyin nesi… Aslında bu soruların hepsinin cevabını biliyorum. Ve çözüm için yapacak çok fazla bir şey de yok. Taraftar ya deplasmana gitmeyecek (götürülmeyecek) ya Fenerbahçe gibi 5 bin kişi gidecek ya da gidenler “Konyaspor sen bizim her şeyimizsin, haydi gol atın” şeklinde centilmen tezahüratlar yapıp, tahriklere kapılmayacaksın. Bu zor bir ihtimal tabi. Bundan sonra bazı fedakar iş adamları da deplasmana giden taraftarlara destek olurken daha dikkatli davranacak.
Sivasspor’u Konya’daki maçta güzel karşılayacağız. Utanmaları için tabi. Ve rakip taraftar olmasa da Konya’da nasıl bir tribün desteği olduğunu her maçta gösterilmeli. Çünkü Burası Mevlana şehri…
Not: ( Unutmayın, Konyaspor’un deplasmanda oynadığı tüm maçlardan sonra bu köşede olacağız. Hafta içinde de maç dışında futbolun kulisini, fısıltılarını aktaracağız)