Donanma Komutanlığındaki darbe girişimi davası
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi- Tutuksuz sanık TCG Yavuz'un SHM astsubayı İ.K:- "2. gemi komutanı Meftun Metin personele, 'Arkadaşlar, merak edi
KOCAELİ (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki 250 kişi kapasiteli salonda görülen duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmaya, müdahil olarak Başbakanlık avukatları Halit Çokan, Emre Arık ve Gül Gülmez katıldı.
Tutuksuz sanık TCG Yavuz'un Savaş Harekat Merkezi (SHM) astsubayı İ.K, darbe girişimi sırasında "Darbeci amiral Ayhan Bay tarafından gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, Öztürk ve diğer şüphelilerle Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, silah zoruyla Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, koruma astsubayı Öztürk'ün etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanının kamarasının dışarıya açılan ve dışarıdan kaportası iple bağlanan kapısının önünde nöbet tutan şüphelilerden olduğu, darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği" suçlamalarıyla ilgili savunma yaptı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden sanık İ.K, darbeci olmadığını ve darbecilerle hareket etmediğini ileri sürdü.
- "Bu gemi dünyanın en güvenli yeri"
Geminin SHM'sinde görevli olduğunu belirten İ.K, 2. gemi komutanı Meftun Metin'in personele, "Arkadaşlar, merak edilecek bir durum yok. Donanma Komutanını bir süre gemide misafir ediyoruz. Gölcük'e gittiğimizde emniyete teslim edeceğiz." şeklinde konuşma yaptığını söyledi.
İ.K, oradakilerin, "Komutanım darbe olduğu söyleniyor. Ailelerimiz merak eder." dediğini, Metin'in de "Ailelerinizi arayıp iyi olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Bu gemi dünyanın en güvenli yeri." dediğini belirtti.
Gemide yaşanan olayların içinde olmadığını, Donanma Komutanının kamaraya kapatıldığını bilmediğini, sonradan öğrendiğini, sıkıyönetim direktifi mesajını görmediğini ve kanunsuz hiçbir emri yerine getirmediğini öne süren İ.K, "Gemide terör saldırısı alarmı verildiği için SHM'de görevimin başındaydım. Nöbetim bitince kamarama gittim uyudum. Sabah gemi komutanı Sezayi Öztürk, Donanma Komutanının emrine girdiğini ve geminin Gölcük'e doğru hareket ettiği şeklinde anons yaptı." şeklinde konuştu.
FETÖ ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, bununla ilgili iddianamede bir suçlamanın da olmadığını savunan İ.K, hakkındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.
- "Donanma Komutanımızın emrine girdim"
Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde astsubay olarak görev yapan tutuksuz sanık K.T, hakkındaki, sanık İ.K. ile benzer suçlamalarla ilgili savunma yaptı.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık, darbeci olmadığını ve darbecilerle birlikte hareket etmediğini ileri sürdü.
İstanbul'dan Gölcük'e seyir halinde, Osmangazi Köprüsü yakınındayken gelen bir emirle geminin Marmara Denizi'ne geri döndüğünü belirten K.T, personele önce eğitim yapılacağını, daha sonra da terör saldırısı tehlikesi olduğunun söylendiğini iddia etti.
Radar bölümünde görevine devam ettiği sırada 2 el silah sesi duyduğunu ve o tarafa doğru gittiklerini anlatan K.T, gemi 2. komutanı Meftun Metin'in, "Arkadaşlar, sizlik bir durum yok. Herkes görev yerlerine dönsün." şeklinde talimat verdiğini belirtti.
Silah seslerinin, Donanma Komutanı Kösele'nin koruma astsubayının etkisiz hale getirilirken gerçekleştiğini daha sonradan öğrendiğini savunan K.T, şöyle devam etti:
"Amiral kamarasının arka kapısının iple bağlı olduğunu gördüm. Kimsenin konuyla ilgili bilgisi yoktu. Kamarada Donanma Komutanının tutulduğunu bilmiyordum. Sabaha karşı kahvaltı yapmaya indim. Gemi komutanı Öztürk, personele 'Gemide yaşananların sizinle bir ilgisi yok. Sorumluluk bana aittir. Donanma Komutanımızın emrine girdim. Gölcük'e geri dönüyoruz.' şeklinde açıklama yaptı."
Kanunsuz bir şey yapmadığını, silah kullanmadığını, kimseye zarar vermediğini ve sadece görevinin gereği olan emirleri yerine getirdiğini savunan K.T, hakkındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.
- "İpleri kesip denize attık"
Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde astsubay olarak görev yapan tutuksuz sanık H.A. da benzer suçlamalarla ilgili savunma yaptı.
Devlet okullarında okuduğunu, FETÖ'nün dershane ve okullarına gitmediğini, bu yapıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri süren H.A, 10 aylık astsubay olduğunu ve olayların yaşandığı akşam SHM'de görev yaptığını söyledi.
Terör saldırısı alarmı verildiği için tüm personelin teyakkuzda olduğunu belirten sanık H.A, "24 saattir ayakta olduğum için istirahat etmek üzere izin alarak kamarama uyumaya gittim. Sabaha karşı kalktım. Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın kaporta dediğimiz arka kapısının iple bağlanmış olduğunu gördüm. Bir anlam veremedim. Gemi komutanı Sezayi Öztürk, 'Oradaki ipleri kesip denize atın ve kimseye görünmeden kaybolun.' emrini verdi. Biz de ipi kesip, denize attık. Daha sonra Öztürk, 'Her şeyden ben sorumluyum. Kendinize iyi bakın.' şeklinde anons yaptı." şeklinde konuştu.
Gölcük'e vardığımızda, gemiye gelen askeri savcıya ifade verdik. Gemide yaşanan olayların içinde değildim. Silah kullanmadım. Darbeye destek vermedim. Gemideki görevim neyse onu yaptım. Adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep ediyorum". dedi.
- "Eşimi telefonla arayıp ışıkları söndürmesini söyledim."
Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde astsubay olarak görev yapan tutuksuz sanık M.E.Ç de, saat 22.30'da televizyondan köprünün askerler tarafından kapatıldığını gördüğünü, bunun bir terör saldırısı olabileceğini düşündüğünü ancak Başbakan'ın "TSK içinde bir grubun kalkışması" şeklinde açıklamasından sonra darbe girişimi olduğunu anladığını belirtti.
Arkadaşlarıyla darbe zamanlarının çok geride kaldığını ve bunun Türkiye'yi geriye götüreceğinden bahsedip, darbeye karşı tepki gösterdiklerini ileri süren M.E.Ç, "Bilgi kirliliği vardı. Kimin darbeci, kimin darbe karşıtı olduğunu bilmiyorduk. Donanma Komutanlığı'nın darbeciler tarafından ele geçirildiği şeklinde bilgiler aldık. Bize kimseye zarar verecek bir emir verilmedi. Eşimi telefonla arayıp ışıkları söndürmesini ve kapıyı kimseye açmamasını söyledim." diye konuştu.
Televizyondan, Cumhurbaşkanı'nın darbeye karşı halkı sokağa davet ettiği konuşmasını ve Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın darbenin içinde olmadıkları yönündeki açıklamasını seyrettiklerini anlatan M.E.Ç, "Herhalde gemiler emniyette tutulmak isteniyor diye düşündüm. O sırada bir bot gemiye yanaştı. Kimin geldiğini göremedim. Donanma Komutanı olduğunu çok sonralar öğrendim. Bizim görevimiz geminin ve personelin güvenliğini sağlamaktı çünkü bir denizcinin birliğini koruması, vatanını korumasıdır." ifadelerini kullandı.
M.E.Ç, gemi 2. komutanı Meftun Metin'in, "Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanından emir alıyoruz. Meşru otoritenin emrindeyiz. Donanma Komutanını misafir ediyoruz. Gölcük'te emniyet güçlerine teslim edeceğiz." dediğini aktardı.
- "Donanma Komutanı gemiye binmeseydi yargılanmayacaktık"
Sabaha karşı gemi komutanı Sezayi Öztürk'ün, "Sizlerle bugüne kadar çok başarılı hizmetler yaptık. Şu andan itibaren Donanma Komutanının emrine giriyorum. Gölcük'e, üsse dönüyoruz." şeklinde genel bir anons yaptığını anlatan M.E.Ç, darbeci olmadığını ve suç oluşturacak hiçbir emri yerine getirmediğini öne sürdü.
"Donanma Komutanı Veysel Kösele Yavuz Gemisi'ne değil de başka bir gemiye binseydi şimdi biz burada yargılanıyor olmayacaktık ancak Kösele'nin gemiye gelmesi bizi darbeci yapmaz." diyen M.E.Ç, mahkemenin adil bir hüküm vereceğine inandığını söyledi.
Sanık M.E.Ç, hakkında uygulanan adli tedbir hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, bugün savunması alınan TCG Yavuz Savaş Gemisi’nde SAS Subayı görevinde bulunan tutuklu sanık eski teğmen Birkan Özkan'ın tahliye talebinin reddine, tutuksuz sanıklar K.T, H.A, İ.K. ve M.E.Ç'nin adli kontrol hükümlerinin devam etmesine karar verilmesini istedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, sanık Özkan'ın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol hükümlerinin kaldırılması yönündeki taleplerinin reddine, imza günlerinin pazar günü yapılmasına karar verdiklerini açıkladı.
Diğer sanıkların savunmalarını yapması için duruşmaya yarına kadar ara verildi.
- İddianameden
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "1" numaralı sanık olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanık bulunuyor.
İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetme" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Sanık askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i askeri öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6'şar aydan 29'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
AA
Kaynak: