Donanma Komutanlığındaki darbe girişimine ilişkin dava

Donanma Komutanlığındaki darbe girişimine ilişkin dava

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin açılan, 6'sı tutuklu, 13'ü firari 35 sanıklı davanın görülmesine devam edildi

KOCAELİ (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada hükümle dosyaları ayrılan 6'sı tutuklu, 13'ü firari 35 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında tanıklar dinlenildi.

Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 90 sanığın yargılandığı davada, 25 Ekim 2018'de açıklanan kararda, bazı sanıklara ceza verilmesinin yanı sıra dosyalarının ayrılmasına hükmedilen firari sanıklar örgüt elebaşı Fetullah Gülen, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ve tutuklu sanık eski Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ile 2'si tutuklu 12'si sivil "mahrem imam" olmak üzere, 35 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.

Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Tuba İkiz de duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle vatandaşlar da takip etti.

Duruşmada, darbe girişiminde Deniz Hava Komutanlığı'nda astsubay rütbesiyle Kule Uçuş Görevlisi olarak görev yapan M.Ş, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Hava Komutanlığındaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.

M.Ş, o akşam, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen uçuş yasağı emrini Harekat Merkezi ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan teyit ederek, havaalanını uçuşa kapattığını söyledi.

Saat 21.15 sıralarında Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan aradıklarını ve yarım saat içinde kalkış olacağını söylediklerini anlatan M.Ş, şöyle devam etti:

"Kendilerine uçuş yasağı olduğunu hatırlatınca, Genelkurmay'dan izin beklediklerini söylediler. Bir süre sonra tekrar arayarak gerekli izni aldıklarını ilettiler. Daha sonra dönemin Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma telefonla arayarak, pist kapalı olsa da, teknik personel olmasa da Sahil Güvenlik uçağına kalkış izni vermemi istedi. Ben de üs komutanının emri doğrultusunda, pilot sorumluluğunda gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra, kalkış yapabileceklerini anons ettim. Uçak kalktıktan 15 dakika sonra Kızılelma tekrar arayarak, pistin ışıklarını kapatmamı ve pisti açık tutmamı emretti. İşin ilginç yanı, Kızılelma, sahil güvenlik uçağına uçuş izni verilmesini ve pistin açık tutulmasını emretmesine rağmen, pisti hazırlayacak personel üs içerisine alınmadı."

Bu arada Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, ses kayıtlarından Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ile tanık M.Ş arasında geçen telefon konuşmasını okudu. Ses kaydında, Kızılelma'nın tanık M.Ş'ye, "Pist hazır olmasa da, görevli personel gelmemiş olsa da uçuş izni ver." şeklinde talimat verdiği tespit edildi.

Sevimli'nin, "Üs içinde hareket halinde olan veya uçuş yapan hava aracı var mıydı?" şeklindeki sorusuna M.Ş, "Hayır, görmedim. Ama uçuş izni verilip, ilgili personelin üsse sokulmaması bana ilginç geldi, dikkatimi çekti." diye cevap verdi.

Savcının, "18 Temmuz içim hazırlandığı söylenen 2 VIP uçağı hakkında bilgin var mı?" sorusuna üzerine tanık M.Ş, bilgisi olmadığını söyledi.

Tanık M.Ş, "Kalkış yapan uçağın, ineceği yere kadar pist açık tutulur. Çünkü acil bir durumda geri dönme ihtimali olabilir. Kalkıştan sonra Tezcan Kızılelma'nın pistin açık tutulması talimatı olağan bir emirdir." diye konuştu.

- Tanık E.A

Darbe girişimi sırasında, Deniz Hava Komutanlığı'nda Kule Komutanı olan, şu an albay rütbesiyle Harekat Komutanı olarak görev yapan tanık E.A, 15 Temmuz'da yıllık izinde olduğunu ve İzmir'de bulunduğunu söyledi.

Akşam ülke genelinde olayların yaşanması üzerine, dönemin Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe'yi aradığını ancak ulaşamadığını, daha sonra onun kendisini aradığını belirten E.A, "Kendisine İzmir'de olduğumu söyledim. Tüm personeli çağırdıklarını söyleyince, yola çıktım. Sabah 05.30 gibi birliğime ulaştım. Birlikte herhangi bir hareketlilik görmedim. Sadece kapılardaki nöbetçilerin sayısı artırılmıştı. Kuleye gidince sadece Sahil Güvenlik uçağının kalkış yaptığı bana rapor edildi. Ben geldiğimde pist kapalı durumdaydı." şeklinde konuştu.

Helikopterlerin uçuşa hazırlanması yönündeki bir faaliyete şahit olmadığını ifade eden E.A, sanık avukatının sorusu üzerine, "Uçuş yasağı olduğunda, hava araçlarının yatay ve dikey dağılım planlamasının olacağını düşünmüyorum. Filo veya hareket komutanı bu yönde emir veremez. Bu ancak üs komutanının emri ile olabilir." diye konuştu.

- Tanık A.K

Darbe girişiminde Deniz Hava Komutanlığı 301 Filo Uçuş Operatörü olarak görev yapan tanık A.K, o gün planlı uçuşlar tamamlandıktan sonra J-Chat'ten uçuş yasağı emri geldiğini ve bunu nöbetçi subayına bildirdiğini söyledi.

Saat 01.30 gibi üs komutanı Tezcan Kızılelma'nın geldiğini ve 'J-Chat'ten bir şey gelirse haberim olsun' diyerek gittiğini ifade eden A.K, şöyle konuştu:

"Sahil Güvenlik uçağı kalktıktan bir süre sonra sıkıyönetim mesajı geldi ve nöbetçi subaya bilgi verdim. O gece darbe yanlısı olabileceğini düşündüğüm kimse olmadı. Sadece Harekat Şube Müdürü Binbaşı Hasan Tuncay odaya gelerek, 'Telefonları kapatın. Kimseye bilgi vermeyin' dedi. Kimseye bir şey söylemeyin derken demekle neyi kastettiğini anlamadım. Sıkıyönetim mesajından haberdar olup olmadığını da bilmiyorum."

Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

- İddianameden

İddianamede, firari sanıklar örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, helikopterlere yakıt ikmali yapılması emrini verdiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına suikaste yardım etmek" suçlamasıyla yargılandığı davada 15 yıl hapis cezasına çarptırılan tutuklu sanık eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından, ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıldan 36 yıl altışar ay, diğer sanıklar hakkında da 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Kaynak:Haber Kaynağı