“Dost ve Müttefik Ülke Amerika ve Kurtlar Vadisi Irak”

“Kurtlar Vadisi” dizi olarak TV ekranlarından yayınlanmaya başladığında halk arasında ortak bir kanaat vardı “Helal olsun adamlara Türkiye gerçeklerini filmle örtüştürmüşler.”

Türkiye bulunduğu coğrafi konumu ile jeopolitik ve stratejik önemini yüzyıllarca yıl muhafaza etmiş bir ülke.

Bu topraklar üzerine oynanan ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar uzanan emperyalist senaryolar değişik zamanlarda, değişik metotlarla önümüze çıkmış.

Bu ülke ve insanın en temel prensibi bir cümle ile özetlenebilir: “Yurtta barış, Dünyada barış.” Kimsenin zerre kadar toprağında gözü olmayan yüce Türk milleti karşısındaki devletlerden de aynı yaklaşımı bekler ama ne var ki yüzyıllardır süren hain ve sinsi planlar iyi niyeti tek taraflı kılmaktan öteye de gitmez.

Ülkenin bölünmez bütünlüğüne göz diken emperyalizm kimi zaman sıcak harple kimi zaman soğuk harple önümüze çıkmıştır. Tarih ders almak isteyenler için ibret sayfalarıyla yüklüdür.

4 Temmuz 2005 tarihi bir gün…

Irak Süleymaniye’de şanlı, şerefli Türk askerinin başına çuval geçiren Amerikan askerleri tarihe çok önemli bir olayı şerh olarak geçirmişlerdir.

Irak’a özgürlük ve demokrasi vaadiyle giren yüzyılın sömürgecisi Amerika orada kendi eliyle besleyip büyüttüğü sonrasında söz geçiremediği Saddam Hüseyin’in hükümranlığına son vererek Kürt guruplarla girdiği asimile politikasıyla suçsuz, günahsız, masum halka karşı giriştiği katliam, zulüm politikalarını hala devam ettirirken sağ duyulu bir çok ülke dini, dili ne olursa olsun Irak üzerine oynanan oyunun farkına varsa da bu kirli oyunun durdurulması noktasında tavır koyamamış, müdahale edememiş zulme seyirci kalarak tarihin en büyük günahını işlemiştir.

Kerkük ve Musul’da yaşayan soydaşlarımız kardeşlerimiz Türkmen nüfusuna karşı yapılan asimile politikasının ardında yatan en önemli faktörlerden biri Kerkük ve Musul’daki zengin petrol yataklarıdır.

Bölge petrolüne göz diken Amerika, Kürt gruplarını silahlandırarak Türkmen nüfusunu göçe zorlayarak bölgeyi ele geçirmek istemesi sonucunda bölgede güvenliğin tesisi için bulunan Türk Karakolu’na yapmış olduğu saldırı ve sonrasında askerimize karşı uygulamış olduğu çirkin yaklaşım Türk kamuoyunda o günlerde büyük yankı bulmuştu.

Olayın ciddiyeti ve kamuoyunun etkisinden yola çıkılarak belki Türk sinema tarihinin en önemli yapımları arasına girebilecek “Kurtlar Vadisi Irak” adlı filmin çalışmalarına başlanılmıştı.

“Kurtlar Vadisi Irak” Şubat ayı başında vizyona girdi Türkiye’de, milyonlar bu filmi izledi. Ve daha nice milyonlar bu filmi izleyecek.

Siyaset dilinde “Dost ve müttefik ülke” diye anılan Amerika’nın masum halka yaptıkları, Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir adımı olarak bölgede uyguladığı senaryo ve Türk milletine bakış  açısını çok rahat hissedebileceğiniz mükemmel bir film.

Filmi izleyen herkesin Amerika’ya karşı bir kat daha fazla lanet, nefret ile dolu olarak çıkışını sinema salonlarından izlemek mümkün.

Bu filmi şayet izlemediyseniz acele edin.

Bu film çağdaşlığı, uygarlığı batıda arayanlara çok güzel bir ibret.

Bu film Türk milletinin özüne dönmesine bir işaret,

Bu film üretemeden tüketmeye alışmış bizim gibi toplumlara bir örnek. Filimden küçük bir pasaj: “Irak politikanızın içine ettik… Kırmızı çizgilerinizi bitirdik… Donunuzun lastiğine kadar bizden alıyorsunuz… Para dediniz verdik… Gırtlağınıza kadar bize borçlusunuz…” Bize, yarınımıza dair işaretler veriyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü ile bağlıyorum: Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybederler.