Dualı Bir Çift Ağız

İki yıl kadar önce Burkina Faso’nun Kaya şehrine bazı programlar için bir seyahate çıkmıştık. Burada yapılacak bazı ziyaretlerimiz olacaktı. En önemli uğrak noktalardan birisi Muhammed’in felçli olan ve sadece kapının önünde oturabilen annesiydi. Onunla tanışmamız Allah’ın başka bir lütfuydu. Ancak o şimdi ebedi dünyaya göçtü. Hem de arkasında 3 yetimi, yeniden öksüz bırakarak. Onlara ömür boyu unutamayacakları sabır imtihanlarıyla...

Burada uğramak istediğimiz bir başka kapımız daha vardı. Bu evle ilk kez tanışacağız. Burada Abdurreşit isimli hem de çok tatlı bir erkek ve ondan daha küçük bir kız kardeş var. Bunlar da yetim kalmışlar. Babaları bir trafik kazasında vefat etmiş. Baba vefat edince bölgede faaliyet gösteren Hristiyan misyonerler, hemen gelip çocukları almak istemişler. Ama dede vermemiş ve bunlara sahip çıkacağını söylemiş. Herkesin kendi karnını zor doyurduğu bir memlekette torunlara sahip çıkmak gerçekten zor bir karar. Lakin dede kararlı bir şekilde buna niyet etmiş ve çocukları vermemiş.

Küçük bir hediye verdik ve Abdurreşit’le bir resim çekildik. Bunu gören eski öğrencilerimden F.P uzaklardan ulaşıp ona destek olmak istediğini söyledi. Siz onu tanımazsınız ama uzaklarda olsa da hep kendini çok yakında ve bu işlerin merkezinde hisseder. Zira sizin nerede olduğunuz değil, kendinizi nereye ait hissettiğiniz ve nereyi daha yakın gördüğünüz önemlidir. Bundan sonra her ay küçük de olsa bir destek Abdurreşit’in dedesine ulaştı. Annesi eski eşin diğer kardeşiyle evlenmiş ve kız onunla gitmiş. Abdurreşit ise dedenin yanında. Allah dedesi ve babaannesine hayırlı uzun ömür versin.

Bunlar uzun zamandır bize bir ziyarete gelmek istiyorlardı. Geçen Pazar günü telefon geldi ve babaanne buraya gelmiş ve teşekkür etmek için ziyarete gelmek istiyormuş. Buyursunlar dedim. On dakika sonra da hemen geldiler. Meğer mahalleye girince bana haber verilmiş.

Ev yerine onları ofiste misafir etmek daha uygun olacak. Merdivenden çıkınca koridor başında hemen terliklerini çıkardılar. Biz müdahale ettik ve giydirdik. Sonra da odaya girerken yine çıkarmak istediler. Yeniden uyardık. Zira biz onların yaşadığı hayatı biliyoruz. Bize uzun süre dua ettiler. Her namazdan sonra dua ettiklerini söylediler. Ben de ben onlara “ben sadece bir aracı elim. Asıl emanet başkasından geliyor. Siz ona dua etmelisin” dedim. Gerçi duaları asıl duyacak olan makam bunu biliyor ama... Onlar da bu konuda katkısı olan herkesi dualarına ortak ettiklerini söylediler.

Annemin sağlığını sordular. Ben “iyileşiyor hamdolsun” dedim ama hayret ettim. Bunlar benim annemin sağlık sorunu olduğunu nereden biliyor. İsa araya girdi ve “ben haber vermiştim” dedi. Ah İsa... Yaşlı gözlerle benim bir an önce gelmemi bekleyen annem ne düşünür bilmem ama dünyanın öbür ucunda sizi tanımayan ve görmeyen ama sağlığınız için dua eden birileri var. Anladım ki bunlar parayla satın alınacak şeyler değilmiş. Kardeş olmak, kardeş olmanın hazzıyla ziyaret etmek ve ziyaret edilmek, dua etmek ve onların dualarında yer bulmak başka bir güzellikmiş.

Gene bize emanet edilen bir kısım ikramlarla onların ağzını tatlandırdık. Gerçi onların ağzının tadını dünyanın acıları bozmaya çalışsa da tevekkül şekerini çokça kulanmış ve buna engel oluşlar. Olsun biz de hurma ve şekerle buna destek olduk. O da kimlerden gelmeydi kim bilir. Buralar hesabın tutmadığı, planların işlemediği yerler.

Bizim Abdurreşit daha sonra gelecekmiş. Ona selam gönderdik ve çok çalışmasını istedik. Şayet iyi çalışırsa burada çok daha iyi şartlarda ve herhangi bir masraf derdi olmadan okuyabileceğini söyledik. Bunu duyunca çok daha fazla mutlu oldular. İnşallah o günleri de görmek nasip olur.

Hâsılı bu sefer ağzı dualı bir çift Müslümanı misafir etmek varmış.

Biz mutlu olduk. Allah da onları mutlu ede...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.