Kasım Çakır
Esad Coşan Hoca 24 Sene Önce Ne Demişti
Üst akıl, Müslümanların diğer cemaatlere şüpheyle bakması, ayrışması için F.G cemaatini Müslümanlara ihanet eden FETÖ/PDY örgütüne dönüştürdü. Bu projelerinde de başarılı oldular.
Anadolu’da, 30-40 yıl önce benim köyümde namaz kılmak, vaaz veya mevlid dinlemek için bir araya gelmiş kimselerden bir araya gelen topluluğa cemaat denirdi.
Şu cümleler içerisinde geçerdi:’Cemaat daha camiden çıkmadı!’, ‘Cemaat dağıldı’,’Cuma namazı cemaatle kılınır’,’Cemaat cenaze namazını kıldı’,’Cemaat mevlidde.’ Cemaat deyince bunları anlardık.
Şehirlerin çok büyümesinden sonra, İslam’a ve Müslüman halka hizmet etmek için bir araya gelen Müslüman topluluğuna cemaat denildi. Cemaat deyince, muhterem insanlar topluluğu akla gelirdi.
Cemaat toplulukları son 30 yıl içerisinde çok büyüdü ve hizmetleri geniş alanlarda yapmaya başladı.
Bu cemaatlerden F.G cemaati kontrol edilemez, akıl almaz büyüklüğe ulaşınca toplumun cemaat algısı yine değişti. Türkiye’de cemaat deyince % 90’ın aklına bu cemaat geldi. Birisi F.G cemaatindeyse onun için ‘cemaat, cemaatçi, cemaatten’ denildi.
Cemaatler İslam coğrafyasında ve ülkemizde Müslümanlar arasında çok güçlü bağ oluşmasına neden oldu. Yahudiler, Hıristiyanlar ve Batı dünyası bu bağdan çok rahatsızdı.
Üst akıl, Müslümanların diğer cemaatlere de şüpheyle bakması, ayrışması için F.G cemaatini, Müslümanlara ihanet eden FETÖ/PDY örgütüne dönüştürdü. Bu projelerinde de kısmen başarılı oldular.
Üst aklın bu oyununu bozmak için FETÖ cemaati dışındaki cemaatlere aynı pencereden bakmamak gerekir. Diğer cemaat mensuplarını incitmiş, Din birliğine zarar vermiş oluruz.
Alper Tan’ın, 05-042014 tarihli yazısından bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Bu analizde bundan sonraki kısmı Prof. Esad Coşan’ın bundan tam 24 sene önce 5 Mayıs 1990 tarihinde söylediklerine bırakmak istiyoruz. “Hocamız” “şeyhimiz” “gavsımız” diyerek aklını, mantığını, ruhunu, parasını, ahiretini, kayıtsız şartsız ve İslam’a da aykırı olarak başkalarına teslim etmiş olanların dikkatine sunuyoruz.
5 Mayıs 1990 sohbetinde şöyle diyordu Prof. Esad Coşan:
“İslam'da cemaatle beraber olunması tavsiye edilir. Cemaatle beraber olmak "hakla", "hakikatle" beraber olmaktır! Tek başına olsa bile, hakikatle beraber olan cemaattir. Hakikatten kopmuş olanlar, milyonlarca da olsa tefrikadadır.”
“Bugün maalesef tüm İslâm âlemi emperyalist güçlerin sultası altındadır. Kuş uçurtmazlar, takip ederler... Hem de kendisi takip etmez... Amerika seni John'la takip etmez, Smith'le takip etmez. Adı senin benim gibi olan Müslümanla takip eder; canına okur. O milletin içinden çıkmış hain vasıtasıyla takip eder ve millete en büyük zararı, kendi içinden çıkmış insanlara yaptırır. Parayla satın alır, ajan edinir ve öyle kullanır.”
“Herkese ajan demiyoruz; metot bilmediğinden, ilimden uzak olduğundan emperyalist onu kullanır, fark etmez. Sahte bir takım organizasyonlar var, topluyorlar insanları etraflarında, ondan sonra onları toptan satıyorlar! Götürüyor, olmadık yere bağlıyor... Mü'min feraset gözüyle bunları anlayabilmeli. Hizmet ediyorum diyen insanları, organizasyonları irfan teraziniz ile tartın!”
“Böyle birtakım insanlara, organizasyonlara körü körüne bağlanmayın! Her birinize istiklâl tavsiye ediyorum. Hür olun, hizmeti kendiniz tespit edin, yapmaya çalışın!”
“Emperyalistlerin türlü oyunları var. İslâm, bir kimsenin hizmetiyle yürüyecek hâle gelirse, o kimseyi yok ederler, öldürürler, satın alırlar, tehdit ederler. Ne yapmak lâzım? Hizmeti yaygınlaştırmak lâzım, herkesin lider olması lâzım. "Tek lider, vazgeçilmez insan..." diye bir şey olmaz. Bakın, Filistinli çocuklarla niye başa çıkamıyorlar? Hepsi lider.”
“Bir lidere, tek hocaya, tek ekibe bağladığı bir yığın insanı, böyle üzüm salkımını sapından tutar gibi, istediği yere götürüyor!”
“Onun için, teşkilât kurdurtuyorlar; teşkilâtın başına kendi adamlarını --hain bir kimseyi-- koyuyorlar. Öteki insanların hepsini, üzüm salkımı gibi oraya buraya götürüyorlar.”
“Müsaadeli, ağabeyli, bilmem neyli hizmet olmaz... Tâbî olmayın kimseye! Bana da tabi olmayın! Bana tabi olursanız, beni sıkıştırırlar. Ondan sonra, "Sen bu adamlarına şöyle yap!" derler. İslâm'a, Allah'ın emrine tabi olun! Allah'ın dinine hizmet edin! Tek başınıza olsanız da, hakla beraber olun! O zaman İslâm kalkınır; başka türlü kalkınamaz! "Aa, efendim, dirlik, düzenlik, birlik, beraberlik, organizasyon bozulmasın" diyorlar.
“Her biriniz İslâm için, kendinizin dünyada kalmış tek adam olduğunuzu düşünün. Ama senin gibi aynı hedefe yürüyen başka insanlar varsa; onlarla da işbirliği yap! Yapmıyorsa, silkele at be! Sen onu sırtında taşımak zorunda mısın? Beni sırtında taşımak zorunda mısın? Kimse kimseye hürriyetini vermesin! Hürriyet aziz şeydir. İnsan, ancak Allah'a kul olur.
"Allahım! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz