Ev işi yapan belediye

Konya’ya bağlı Akşehir Belediyesi seyyar çamaşırhane kurmuş, mahalle mahalle gezerek kadınları elde çamaşır yıkamaktan kurtarıyor. Elektrik, su, deterjan belediyeden olunca makinesi olan bile kendini kuyrukta buluyor. Devletten almak varken neden kendimizden bir kuruş harcayalım ama? Ayşe Zengin daha çok istiyor. Bacakları ağrıdığı için yumuşak kanepe istemekten başlıyor söze ve çamaşırla bitmeyen ev işlerini de belediyenin üstlenmesini talep ediyor! Ütüsünü, bulaşığını, cam silmesini, halı yıkamasını bilen bir belediye özlemi. Bunları da yaparsa oyunu hep bu başkana verecek. Bundan sonra belediyeleri ev işlerinde uzmanlaşmış kadrolardan doldurmalı. Belediyeler hep bütçesizlikten, partizanlıktan ve de kalitesizlikten şikayetçi. Halk da belediyelerin çalışmasından mutlu değil, daha evde bulaşık yıkayanı yok bunun! Kadın seçmen dediğin, ev işlerinin başarıyla başkası tarafından yapılmasını demek. Kadın seçmen vatandaş değildir, evinin içinde bulunduğu kentle, memleketle ilgisi yoktur. Yaşadığı yerin çevre sorunu varmış, kadınların ve gençlerin sorunu varmış ne gam! Koy çamaşırı makineye, çocuklar da çıkan köpüklü sularla köpük savaşı yapsın, memleket işleri hizaya girsin. Nasreddin Hoca görse ne derdi acaba kadınlara? ‘Karın çok geziyor Hoca!’ dediklerinde söylediğini mi? ‘Gezse bize de uğrardı.’

Kadınlar ev işlerini teknoloji ile azaltınca toplumsal hizmetlerini artırmalılar. Kendi bölgelerindeki yoksullara, yetimlere, çevre sorunlarına sahip çıkmalılar. Boş vakit neden lazım olur ki? Televizyon seyretmek için değil herhalde! Boş vakit kendi ailesinin kalitesini, kendi annelik vasfının, kişiliğinin kalitesini artırmak için lazım olmalı diye düşündüm.

VEFALI DOSTLARIM ŞİFALI OTLARIM

Ramis Dara kitabın hastalıklardan kurtulmak için değil, hasta olmamak için rehberlik edeceğinin altını çiziyor. Ülkemizde 9 binden fazla çeşitlilikte bitki var. Bunların 3 bini endemik, yani sadece bizim sınırlarımız içinde ve bir bölgede yetişiyor. Almanya’nın sadece 6 tane endemiği olduğunu düşünürsek bitki hırsızlığı anlaşılabilir belki. Bu kitapta yazar 841 bitkiyle muhabbet ettiğini belirtiyor. Maalesef 9 bin bitkimizden 3 bini, adıyla kayda geçirilmiş bulunuyor. Gerisi ölmez ve kaybolmazsa tanıyacak çocuklarımız. Edebiyatla harmanlanan kitap 776 sayfa ve güzel bir kapağı var. Kadın tuzluğu, horozgözü, gözlük otu, geyik dili gibi nice ilginç Türkçe isimli bitkinin yanı sıra hiç Türkçe ismi olmayan/bilinmeyenler de var.

Ülkemizin, kentimizin bitkilerini öğrenmek çok önemli. Bugün meşeyi çınar ağacından ayıramayan çocuklarımızla biraz ilgilensek ve onların bitkiler dünyasında ruhlarını arıtmalarını sağlasak keşke.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.