M. Ali Köseoğlu
Felaket sendromu!
Tarih 12 Haziran…
Gece…
Seçim sonuçları hemen hemen belli olduktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ekranda görüyoruz…
“Üç temel mesajım olacak” diyor ve şunları söylüyor:
-CHP bu kısa sürede 3.5 milyon oydaş kazanmıştır. En yüksek oyunu almıştır.
-İkincisi seçime girip milletvekili sayısını arttıran tek parti CHP. Seçime giren partilerin milletvekili sayısı düşerken vekil sayısını arttıran tek parti CHP'dir.
-Demokrasiye her zaman güvendik ve her zaman savunacağız. AKP’ye başarılar diliyoruz ama daha kuvvetli bir CHP var bunu unutmasınlar. Bütün dünya duysun daha özgür daha güçlü bir CHP var.
Evet, seçimin sıcaklığı üzerindeyken daha, görüldüğü üzere ‘kaybettiği’ seçimi“başarı” olarak yorumluyor Kılıçdaroğlu…
Seçimin üzerinden 1 hafta geçince yaptığı değerlendirme ise ona ‘Çarkçı Kemal’ diyenleri haklı çıkaracak cinsten…
Kılıçdaroğlu MYK’da “mutsuz olmasına rağmen AK Parti’ye oy verenleri “Bizi kurtarmayın” diye polise direnen rehinelere” benzetiyor…
Yani “Stockholm Sendromu”!
NEDİR STOCKHOLM SENDROMU
Rehinenin kendisini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanması durumuna psikolojide Stockholm Sendromu deniliyor…
Sendrom ismini İsveç’in başkenti Stokholm’de yaşanan olaydan alıyor: Banka soyguncusu tarafından altı gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek, kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler.
Meraklıları için şunu da yazayım: 1973 yılında Stockholm’de yaşanan soygun Al Pacino’nun başrolünü oynadığı 1975 yapımı Köpeklerin Günü filmine de konu oldu…
HANİ BAŞARILIYDIN?
İyi ama seçimin daha dumanı üzerindeyken ‘başarılı’ olduğunu ima et, 1 hafta geçtikten sonra da seçmenin AK Parti’ye teveccühünü Stockholm Sendromu’na benzet…
Ortada bildiğiniz bir başka sendrom var…
O da Felaket Sendromu…
Yaşanan travmanın acısının kendisini sonradan belli etmesi…
Bunu bana kıymetli hocam Dr. Ahmet Atılgan hatırlattı…
Şöyle:
12 Haziran’da seçimi kaybediyorsunuz, gece “başarılı” olduğunuzu söylüyorsunuz, 1 hafta sonra seçmenin sendrom yaşadığını söylüyorsunuz. Yani, felaketin etkisi 1 hafta sonra üzerinizde zahir oluyor.
Felaket ki ne felaket!