Durali Göğüş
Feraset Mührü
Çağlar içerisinde coğrafyaları, milletleri ve insanları etkileyen karar anları olduğu hepimizin malumudur. Yaşamı, değişimi, yenileşmeyi şekillendiren ve yön çizen baş aktörün insan olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Tam da burada insanın aklı, iradesi ve kimliği devreye girmekte. Hele ki önüne iki seçenekli bir tercih sunulmuşsa.Burada insanın yeteneklerinin, sorumluluklarının ve hedeflerinin ne olduğunu bilmesi ve kendini tanıması öne çıkmaktadır. Bireyin en net ve sağlıklı değerlendirme ölçeği ‘’Feraset’’.
Peki, nedir feraset? Anlayış, seziş, sezgi. Anlayışta ve kavrayışta güçlü, zeki, sezgileri kuvvetli olmasıdır. Bir başka ifade ile Feraset kelimesi Türkçede "(göz veya kavrayışta) keskin olma". Ferasetin yapısal özelliğinde akıl, zekâ, vicdan, iman, iyilik, yararlılık, güzellik, ahlak, milli ve manevi değerler bütünsel düşünebilme yatmaktadır. Ayırt edebilme, geleceği planlayabilme, analizleyebilme. Kandırılmamak, aldatılmamaktır. 28 Mayıs günün dünya gündeminin ilk sırasına oturan Türkiye seçimleri 2. turda iki başkan arasında bir tercihti. Öncelikle şunu hemen belirtmeliyiz ki kazanan Türkiye ve milletimiz olmuştur. Ağzını açmış diş bileyen küresel güçler ve içerideki odakları kaybetmiştir. Bu asil millet tüm dış müdahaleye ve algılara teslim olmadı. Kısacası milletin ‘’Feraseti’’ galip geldi. Milletimiz önündeki iki tercihe şu anlamda baktı. Hangisi kifayetli? Hangisi kifayetsiz muhteris?
‘ Kifayetli‘ ’bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik, liyakat sahibi daha bilgili, kültürlü ve nitelikli olan.
‘’Kifayetsiz Muhteris‘ ’bir işi yapabilmek için gerekli bilgi ve yeterliliğe sahip olmadığı halde o işi yapabilmek için her şeyi yapabilecek olan kişi.
Halkımız Feraseti ile;
Sözünün eri, güvendiği, adanmış adamı seçti.
Atanmış, teröristlerle, sapkınlarla ve ilkesizlerle olanı seçmedi.
Vatan sevdalısı, bayrak sevdalısı inançlı, azimli, çalışkan ve üretken olanı seçti.
Kimlikleri bulanıklaşmış ayakları zayıf, güvensiz ve cilalanmış masanın kahramanlarını seçmedi.
Kimin kimlerle yürüdüğüne baktı. Dünya liderleri arasında karizmasını ülke karakterine dönüştüren cesur, yürekli ve güçlü profilde olanı seçti.
Dışarıdakilerle kol kola gönül gönüle olanı, içerideki seçmene kalp işareti veremeyen yeteneksiz aldatıcıları seçmedi.
Ancak Rabbinin huzurunda eğilen, alnını seccadeye koyan, ağzı dualı adamı seçti.
Oruçsuz iftar açma şovlarıyla seccadeyi ayaklar altında çiğneyeni seçmedi.
Sırtını küresel patronların himmetine, şefkatine dayayan el ovuşturup para dilenen mandacı beyinleri seçmedi.
Evlatlarını dağdaki eşkıyalara kaptıran Diyarbakır annelerinin evlat hasretini paylaşan, şehit Yasin Börüleri ve Ömer Halisdemirleri unutmayan ‘’Tek Devlet, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan’’ hep birlikte kardeşiz diyen gönül insanını seçti.
Tek hedefleri küreselciler ve kendi çıkarları olan, yabancı düşmanlığına sarılan faşizan insanlık suçu anlayışını seçmedi.
Yüz yıllarca aynı çatı altındaki milleti sınırlarla parçalayan emperyalistlere karşı duran, zalimin zulümden kaçan kardeşlerine ensar ruhu ile kucak açan Anadolu merhameti olanı seçti.
Terörle ortaklık yapanı, ülkesine ihanet eden kaçak trollerle iş tutanı, sınır çizgisini insanlığının önüne geçiren vicdan damarı patlamış, ensar olmayı yük addeden kafaları seçmedi.
Dünya siyasetinde, ekonomisinde güçlü devlet olma hedefi olan hayalleri ve davası büyük olan adamı seçti.
Ufuk, hedef ve güçlü olma kavramını zihinlerinde küçümseyen, yatırımları ve gelişmeleri duraduracağız diyen, dışarıya bağımlılığa devam hastalığı olanı seçmedi.
Hakkı ve haklıyı üstün tutan insanlığın huzur ve saadetini düşleyen adamların olduğu ittifakı seçti.
Kimliklerini gizli güçlerin iradesine teslim etmiş, söz ve eylemlerinde helalleşme ve barış maskeli olan aldatıcıları seçmedi.
Daha da genişletebilir lakin yazı yerimiz sınırlı.
Emperyal güçlerin aslında bildikleri halde yinede mevcut lideri indirmek için son ana kadar saldırmaya devam edeceklerdi. İlk turda 3 aday ile yarım puanlık bir farkla 2.tura götürme başarısını gösterdiler. 28 Mayıs ikinci turunda seçmen çoktan kararını vermiş olarak sandığa koştu. İlk turda parlamento oluşumundaki ‘’Ferasetini’’ başkan seçimi için de işletti. Artı bir oy benim oyum diyerek 350 Km yol kat ederek koşan Hilal kızımız, doksanlık koca çınar anamız, babamız aşkla geldiler sandıklarının başına. ‘’Türkiye Yüzyılına’’ mührü vurmak için şehirleri yıkılan, canlar alan depremin yüreği yaralı gönül insanlarının yüzlerce km yol giden aşkı idi ‘’Feraset.’’ Gaye yeniden geleceğin güçlü ülkesi ve liderine yol arkadaşı olmaktı. Kafasındaki parola, kim kifayetli kim kifayetsiz muhteris sorusuna odaklanmış olarak girdi oy kabinine. Sonuç. ‘’Kifayetli’’ Dünya Liderine ‘’Feraset Mührünü’’ vurdu.
Hüsrandakiler belli idi. Tüm küresel güçler ve onların içerideki ,dışarıdaki Kifayetsiz Muhterisleri olmuştur. Yürekleri coşan ve sevinenler ise umut ve gönül insanı ‘’Doğru zamanda, Doğru Adam, Dünya Lideri Recep Tayyip Erdoğan’’a Feraset Mührünü vuranlardı.
Çağın değiştiği tarih 29 Mayıs’ta ikinci kez küresel dünyaya ‘’Türkiye Yüzyılı’’ ilan edilmişti. Küresel Güçlerin çağı kapanmış, kazanan ‘’Türkiye Zaferi ‘’olmuştur.
‘’Türkiye Yüzyılı’’ Milletimizin ve Dünya Mazlum Coğrafyaların Bayramı hayırlı olsun.