Kemal Alemdaroğlu zamanında İ.Ü’de rektör yardımcılığı yapan ve hemen her gün ismini haberlerde duymaya alıştığımız Nur Serter, bildiğiniz gibi geçen sene Atatürkçü Düşünce Derneği’yle ‘Cumhuriyet mitingi’ adı altında şehir şehir iktidara karşı milleti bir araya getirmeye çabalayarak yine ortaya çıkmıştı da neticesinde CHP listelerinde iyi bir sıraya yazdırmıştı adını. Ve seçildi. O artık bir CHP milletvekili. Yani, ‘başörtüsü siyasi simge’ derken, aslında başörtüsüne karşı olmanın da siyasi bir simge olduğunun orta yerdeki en büyük kanıtı…

Önceki gün, Meclis kürsüsünde “Fethullah Gülen'i öve öve bitiremeyen bir Bakanın ona karşı önlem almasını beklemiyoruz'' diyerek, yine bildik senaryoya dönüş sinyalini verdi. İrtica mirtica, din min, gericilik mericilik…

Fethullah Hoca’nın Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en büyük dış propagandasını yaptığını idrakten uzak, güya onun ismini vererek iktidarı askere şikâyet etme hevesi yani…

…

Bıktık usandık şu dindarlara aşağılık kompleksi yaşatmaktan zevk duyanların birinci sınıf insan havalarından. Oysa ‘esveli safilin’ olmadan yaşamak, üç günlük dünya nimetlerinden istifade etmeyle değişilemeyecek mertebede. Dedik ya, idrak meselesi…

Konya Vergi Dairesi’nin web sitesinde başörtülü bir kız çocuğu, ‘verginizi verin, malınıza haram karıştırmayın’ diyor ya, vergi toplanacak diye sevinecekleri yerde, aman vergi kalsın, haramı helalı bulaştırmayalım işimize. Şeriat gelir, elimizi ayağımızı keser türküsündeler hala…

Bunlar nasıl insan ya?..

…

Yalçın Doğan Hürriyet’teki köşesinden laf sokuyor, “Şeriat iyi para edecek” başlıklı yazısıyla. Helal gıda sektörünün giderek büyümesi ve Türkiye’nin de biran evvel bu alana yönelerek hakkını almaya çalışmasına bozulmuş. Hiç liberal ekonomiye sığar mı diye çırpınıyor. Bunlara göre, dünyanın en geri ülkesi olalım ziyanı yok, ama altı oklu yemeli içmeli sistemimiz devam etsin. Yav arkadaş kıçı kırık şahinden bozma doğan kılıklı devletler bile uzaya giderken hala mı? Evet, maalesef…

Yazıklar olsun…

…

Fethullah Gülen Hoca, Fatma Nur Serter gibilerden korkacak adam değil. Onu sevenler de... Hoca, bayrağımızı Uganda’nın, Tanzanya’nın, Yeni Zelanda’nın ve adını dahi bilmediğimiz dünyanın ucunda bucağında her köşesine dikmiş, İstiklal Marşımızı buralardaki türlü türlü dinlere mensup çocuklara ezberletmiş müteşebbislerin ilham kaynağı. Sigara bile içmeyen, yüzlerinden gülücük eksik olmayan ve işinin ehli binlerce gönül eri öğretmeni ülkelerinden ayırıp binlerce kilometre uzağa götüren sebep ne olabilir di ki zaten…

Hocaya son sağlık sorunlarından dolayı geçmiş olsun der, hayırlı hizmetlerinin devamını Allah’tan niyaz ederim…