Milli iradeye kurulan 17-25 Aralık komplolarının ardından Gülen grubuna bağlı yayın organlarında sürdürülen karalama kampanyasının artık İslami bütün kesimlere zarar verir hale gelişi, bir grup ilahiyatçıyı harekete geçirdi. Müslümanlar arasındaki ayrışmayı körükleyen ötekileştirici tavırdan rahatsız olan din adamlarının, Gülen grubuna yakın isimlerle biraraya gelerek, onlara çeşitli uyarılarda bulunduğu öğrenildi. ABD'nin Pensilvanya kenti kırsalında yaşayan Fethullah Gülen'e yakın ilahiyatçı Prof. Suat Yıldırım ve işadamı Mustafa Kavurmacı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda isimle biraraya gelen din adamları, muhataplarına, 'Bu gidişat bütün İslami gruplara zarar verir hale gelmeye başladı' mesajı verdi.

İYİ NİYETE SERT TEPKİ

Edinilen bilgiye göre, sağduyulu din adamlarının muhatapları da, 'bu tespite katıldıklarını, aynı görüşte olduklarını' beyan etti. Yıldırım ile Kavurmacı, masum kişilerin zarar görmemesi adına, sürdürülen tezviratın son bulması gerektiğini belirtti.

VARILAN SONUÇ PENSİLVANYA'YA İLETİLDİ

Din adamlarının sağduyulu yaklaşımlarından memnun oldukları ifade eden Prof. Suat Yıldırım ile Mustafa Kavurmacı'nın, konuyu Pensilvanya'ya, Fethullah Gülen'e de götürdüğü öğrenildi. 17 Aralık sonrasındaki beddua seansı ile tüm izleyenleri şoka uğratan Gülen, Müslüman STK ve cemaatlerin İslam'a hizmet yolunda zarara uğramaması için girişilen bu iyi niyetli yaklaşıma bile şu sözlerle tepki gösterdi: 'Ameliyat başlamıştır, ilaç tedavisine dönülemez!'

AMAN KİMSE DUYMASIN!

Paralel yapıya yönelik devlet kurumlarında başlatılan tasfiyeler sürerken, toplum tabanında oluşmuş derin yarayı kapatabilmek için sağduyulu bir girişime imza atan din adamlarının iyi niyeti 'Pensilvanya duvarı'na çarptı. Fethullah Gülen, kendisine mesaj götüren Prof. Suat Yıldırım ile işadamı Mustafa Kavurmacı'nın yaptığı uyarıları da dinlemeyerek operasyon cerrahlığına soyundu. Grubun üst düzey mensuplarından bile gizlendiği öğrenilen görüşmede Gülen, İslamî hassasiyetlerin gözetildiği iyi niyet mesajlarına da kulak tıkayıp 'Ameliyat başladı, ilaç tedavisine dönülemez' cümlesiyle misafirlerini payladı. Gülen'in İslamî hassasiyetleri gözetmeyen bu yaklaşımının yaygın biçimde bilinmesinin 'hareket içinde çözülmeyi artıracağından' endişe edildiği için, toplantının bir sır gibi saklandığı dile getirildi.

BAŞBAKAN İHANETİN ADINI KOYMUŞTU

Başbakan Erdoğan, 30 Mart yerel seçimleri öncesi yaptığı mitinglerde, Türkiye'ye yönelik uluslararası boyutları da olan kirli bir kampanyanın sürdürüldüğünü belirtmiş ve bunu 'ameliyat' olarak nitelendirmişti. Erdoğan, derin güçlerin yerli taşeronları olarak işaret ettiği paralel yapının 'yolsuzluk' kılıflı operasyonlarına ilişkin, 'Bu tezgah çözüm sürecini sabote etmek içindir. Bu oyun Türkiye'nin söz söyleyen, büyüyen ve dinlenen bağımsızlık politikasına karşı Türkiye'yi yeni bir istikamete gönderme çabasıdır. Bu ihanetin, bu ajanlık faaliyetinin hesabını soracağız. Hiçbir karanlık merkez benim ülkemde ameliyat yapamaz' ifadelerini kullanmıştı.

YERLİ İŞBİRLİKÇİLER

Erdoğan meydanlarda, 'Bu kökü dışarıda bir tezgah. Devlet içinde oluşmuş çeteler var. Küresel güçlerin taşeronluğunu üstlenen yerli işbirlikçiler, yerli piyonlar bu komploda maşa, taşeron, alet olarak kullanıldılar. Gezi'de bu oyunu nasıl bozduysak, burada da bu oyunu bozacağız' diye konuşmuştu.

Kaynak: Yenişafak