FETÖ'nün itirafçı ablası gerçek yüzlerini anlattı!

FETÖ'nün itirafçı ablası gerçek yüzlerini anlattı!

FETÖ’nün Uşak’taki öğretmen ablalarından Y.T., ifadesinde örgüte nasıl girdiğini ve yükseldiğini, sistemin nasıl işlediğini anlattı:

 “Önce sohbetlere katıldım, sonra abla oldum. Yardımlar topluyorduk. Bonkör yardımlarım nedeniyle mütevelli heyeti üyeliğine terfi ettirdiler. Toplantılarda sinyal kırıcı kullanıyorlardı”

Uşak polisinin FETÖ/PDY terör örgütünün "ablalık" yapılanmasına yönelik operasyonunda yakalanan; para toplama, aklama, aktarma gibi kritik örgütsel görevleri bulunan 22 kişi arasında, kentte öğretmenlik yapan Y.T. de vardı. İtirafçı olarak serbest bırakılan Y.T. ifadesinde, "ablalık" sistemini anlatırken, örgütteki işleyişe ilişkin de önemli bilgiler verdi.

"ARTIK TOPLANTILARDA BİZDEN PARALAR TOPLANMAYA BAŞLANDI"

Örgütle 2005'te geçici görevli bulunduğu okulda tanıştığını anlatan Y.T., öğretmen arkadaşlarının evinde yapılan toplantılarda, yeni görevlendirilen meslektaşlarının sohbetler düzenlediğini söyledi. İlk günler sohbet konusunun Peygamber, Allah sevgisi ve dinimizde temizlik gibi konular olduğunu belirten Y.T., "2 yıl boyunca aldığımız dini telkinlerin ardından konular Cemaat'in fakir öğrencilere yardımı, yurtta kalan öğrencilere yardımı oldu. Artık toplantılarda bizden paralar toplanmaya başlandı. Ben de elime geçtikçe paralar vermeye başladım. Bu paralar sohbeti yapan ablaya verilirdi" dedi.

 

"TELEFONLAR TOPLANTI ODALARINA ALINMIYOR"

"Ben yardımlarda biraz bonkör davrandığım için olsa gerek, öğretmen olan T.Ö. bir hediye paketi yaparak güzel bir bohça ile bana getirdi ve bana 'Seni mütevelliye aldık, bundan sonra o sohbete katılacaksın' dedi" sözleriyle örgütteki yükselişini anlatan Y.T., mütevelli toplantılarında yaşananları ise şöyle dile getirdi: "Mütevelli grubunda görev alan öğretmenlerin ayrıca kendi sohbet grupları da vardı. Mütevelli sohbet grup toplantılarına, cep telefonlarımızı odanın dışına koyarak girerdik. Nedenini sorduğumda 'Zaten sinyal kırıcı var ama bizim tedbir almamız lazım' dediler. 'Biri şikâyet ederse 28 Şubat'ı yaşarız' gibi kuruntuları vardı."

"NEDEN FİLİSTİN'E DUA ETMİYORUZ?"


Örgütün geziler ve sosyal etkinlikler düzenlediğini ifade eden Y.T., "Toplantılara katılmadığım zaman çok ısrar ederlerdi. Hatta psikolojik baskı yapıp 'Sen nasıl Allah rızasından uzaklaşıyorsun?' gibi insanı vicdanen rahatsız edecek söylemlerde bulunurlardı" diye konuştu. 2009'da yardım için yola çıkan Mavi Marmara için grupta "Ne gerek vardı" diye eleştirildiğini anlatan Y.T., "Bir gün 'Her sohbette, her şey için dua ediyoruz da neden Filistin ve Mavi Marmara şehitleri için dua etmiyoruz?' diye sorduğumda G. bana 'Büyüklerimiz bize gündem gönderir. Bunlar üzerine konuşulup dua edilir. Biz onlar ne derse onu yapmakla mükellefiz' deyince, ben bu duruma çok kızdım. Ama yine de niyetlerinin kötü olmayacağını düşünüyordum" ifaddesini kullandı. Yine bir toplantıda milletvekili adayı da olan H.S. tarafından "Kendi sendikamızı kuracağız ve herkes bu sendikaya girecek" talimatı geldiğini kaydeden Y.T., kendisinin buna "Yaptığınız bölücülük. Ne gerek var yeni sendikaya?" diye karşı çıktığını, buna rağmen gruptakilerin Aktif Sen'e geçirildiklerini söyledi. Haber Türk

 

"TWEET ATACAKSINIZ, ÇEVRENİZE DERSHANELERİN KAPATILMASININ OLUMSUZ OLACAĞINI ANLATIN"

Hükümetin dershaneleri kapatma kararından sonra örgüt içerisinden büyük tepki gösterildiğini vurgulayan Y.T., şöyle devam etti: "Toplantılarda hükümete karşı devamlı bir karşı propaganda faaliyetleri yürütmeye başladılar. Eleman teminini dershanelerden sağladıkları yönünde bir fikir oluştu bende. 2013 yılı kasım ayında bu mütevelli hocaları öğretmenlere bildiri niteliğinde kâğıtlar vererek 'Tweet atacaksınız, çevrenize dershanelerin kapatılmasının olumsuz olacağını anlatın' gibi söylemlerde bulundu. Ben bu dönemde, devlete zarar vermeye başladıklarını, hatta Amerika için çalıştıklarını bile düşünmeye başladım. Sonra onlarla iletişimimi kestim. Bu Cemaat'in okuluna giden çocuklarımı okullarından alıp devlet okuluna gönderdim."  Habertürk