A.Cenap Kendi
FEYZİ HALICI İLE SOHBET -7-
Bu günkü yazımız ŞEYH SADRUD-DİN MUHAMMED EL KONEVİ. Hazretleridir. İslam Alim, Arif ve Velilerinden Anadolu Selçuklu Sultanlarının hocası Şeyh MECNUDDİN İSHAK’ın oğludur. Miladi 1208 Malatya doğumludur. 22/Temmuz/1274 yılında 66 yaşında iken 805 yıl önce Konya’da vefat etmiştir.
Konevi hazretleri Konya’ya teşrif ettiklerinde o günkü Konya bu günkü Konya gibi değildir. Alaaddin tepesi, İnce Minare Karatay Medresesi ve ufak tefek Tarihi kalıntılardan sonra batıya doğru Dağlara kadar uçsuz bucaksız, yolsuz yolaksız bir coğrafyada doğal oluşumlu engebeli inişli çıkışlı balta girmemiş ormanları ile fakat tabiat olarak şirin bir tabiat parçasıdır.
Alaaddin Cami’inin içine girdiğimizde başımızı yukarıya kaldırıp tavana baktığımızda göreceğimiz ŞİMŞİR DİREK ve KİRİŞ’lerin Takkeli Dağ ve eteklerindeki ormanlık araziden kesilip Öküz çiftleri ile sürünerek Konya’ya getirildiği elden geçirilip Cami inşaatında kullanıldığını bundan önceki yazılarımda kaynak gösterilerek yazmıştım.
Böyle bir Konya’da Şeyh Sadreddin hazretleri İslami eğitimini tamamlamış, kendisine verilen İrşad görevine yıllarca devam etmiştir.
Konya’nın gün batı tarafındaki Tepeköy, Başara Kavak, köyünden kopup Dere, Meram üzeri başı boş gümbür gümbür akıp gelen Çay suları ile sulanan arazide kendi halinde yetişen yüzlerce çeşit mahsulün, Bağ bahce’nin ürünleri, şifalı otları bir birinden farklı Kuş ve Bülbül sesleri ile bezenmiş muhteşem tabiatın cazibesi Şeyh hazretlerinin çok hoşuna gitmiş olmalı ki, halen ismi ile anılan Türbenin şimdiki konumlandığı yerde kendi halinde gürül gürül akan bir KOL IRMAĞININ kenarına yaptırdığı bir kulübeye yerleşmiş yüce Mevla katında kendisine ihsan edilen KUTB’u KÜLLİ, Arifin, Rical’ül Gayb “Allahu Taala’ın müsaadesi ile görevli ruhaniyet alemine mensup bu ulu zat “İRŞAD Doğru yolu gösterme” görevini yıllarca devam ettire dursun.
Yıl Miladi 1274 o zamanın sonradan görme zenginlerinden Zındık, (Allah’a inanmayan) bir zat Şeyh hazretlerinin oturduğu semte yakın bir yere bir Konak yaptırır ve oturur. O semte sonradan gelip yerleşmiş olmasına rağmen Konevi Hazretlerinin bu yaşam şeklinden ve ziyaretçilerinden rahatsız olmaktadır. Beldenin Emiri yani Valisine giderek bu kimsenin buradan uzaklaştırılmasını talep eder. Emir durumu incelemek üzere güvenliği sağlamakla görevli Zaptıya’ya emir verir alıp getirmesini söyler. Tarih Miladi 22/Temmuz /1274. günlerden Cuma. Zaptıya Şeyhin bulunduğu yere atı ile gelir Emir hazretlerinin emrini tebliğ eder. Şeyh hazretleri elinde su kabı abdest almak üzeredir. Abdestini bitirir Besmelei şerifi çeker, Zaptiyenin bileğinden tutması ile kendilerini Kabe-i muazzamada bulurlar.
Kılınan Cuma namazından sonra dönüşte zaptiye durumu nasıl izah edeceğini düşüne dursun, Şeyh kenardaki Hurma ağacından taze hurması ile bir dal koparıp zaptiyaya verir. Tekrar elinden tutar tutmaz kendilerini Konya’daki atın yanında bulurlar.
Zaptiya bu müthiş olayı izah etmeden Emirin yanına girer girmez elindeki hurma dalını Emir hazretlerine uzatır verir. Emir her şeyi çok iyi anlamıştır. Atına atladığı gibi Konevi hazretlerini ziyarete koşar.
Ve lakin Şeyhin huzuruna vardıklarında KONEVİ HAZRETLERİ RUHU TESLİM ETMİŞTİR.
Mübarek naaşı evinin olduğu yere, yani şimdiki yere defnedilir. Bu suretle Konya’da yeni bir Mezarlığın açılışı yapılmış olur. Bu Mezarlığın adı ŞEYH SADRETTİN KONEVİ Mezarlığıdır. Zamanımıza kadar kullanılmıştır.
Devamı haftaya