Kasım Çakır
Filistinli Kızın Feryadı
Baba! diyorlar ki sen suçlusun...
Baba! sen suçlu değilsin...
Baba! seni benden neden esirgediler...
Seni tutukladılar beni bir kez öpmeden, annemin gözyaşlarını silmeden.
Anne! her sabah yanaklarında göz yaşı görüyorum,
Filistin her şeye layık değil mi?
Her gün güneşe sesleniyorum...
Anne! babamı bir kez görebilecek miyim?
Yoksa, yoksa kıyamete kadar bir daha göremeyecek miyim?
Yoksa, annemin göz yaşları kıyamete kadar akacak mı?
Baba, neredesin! neredesin! ey ezilmiş çocukluğum!
Ey ezilmiş çocukluğum ben filistin çiçeğiyim..
Babamı hiç öpmedim, güneş doğduğundan beri...
Bayramlar, bayramı şenlikler şenliği kovalıyor, şehid üstüne şehid düşüyor.
Babam parmaklıklar arkasında! kölelerin tutulduğu duvarların ötesinde..
O gün ne zaman? parmaklıkların parçalanacağı gün ne zaman?
Her sabah çocuklarını öpen babalar! her sabah babalarını öpen babalar!
Çok şeymi istiyorum? çok şeymi istiyorum?
Utanın..Utanın..Utanın..ve babam demir parmaklıklar arkasında..
BABAMI İSTİYORUM...BABAMI İSTİYORUM..BABAMI İSTİYORUM..
Eğer, bu sözler yüreğimizi sızlatmıyor, tüyümüz kıpırdamıyor, bizi silkelemiyorsa, ŞEYH AHMET YASİN'in vasiyeti, şikayetine kulak verelim!
ALLAH’ım! Ümmetin suskunluğunu Sana şikayet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!..
Lanetullahi ala israil Rahmetullahi ala Gazze.(Devamını internetten okuyabiliriz.)
Coğrafyamızda 40-50 yıldır yaşanan acı ve göz yaşı karşısında, ''Ben ne yapabilirim?'' v.b bir soru ile cevap vermemiz, mazeret aramamız bizlerin acziyetini ortadan kaldırmadı, kaldırmazda.
Birinci görevimiz, bugün olduğu gibi ömür boyu dua etmektir. İkinci görevimiz, akil baliğ olduğumuz günden ölünceye kadar her yaşımıza uygun yüzlerce vazifemizi aksatmadan, vazifeden kaçmadan, zamanında yerine getirmektir.
1948 den bugüne kadar israili çevreleyen coğrafyada yapılan düzenlemelerin amacı sadece ABD menfaatlerini korumak değildi. Bir diğer önemli nedeni israilin güvenliğini korumak ve devamını sağlamaktı.
1980-1988 Yılları arasında yaşanan İran-Irak savaşı, 1991-2014 Yılları arasında Saddam'ın devrilmesi ve Irak'da yaşanan acı olaylar ve çatışmalar, Mısır'da, 3-Temmuz-2013 de yapılan askeri darbe ve Sisi'nin Cumhurbaşkanı seçilmesi, Suriye, Libya ve Kuzey Irak'da ki gelişmelerin ana nedeni israilin korkularını gidermek ve cesaretlendirmekti.
Saddam'ın olduğu Irak, Kaddafi'nin olduğu Libya, Mursi ve milli hükümetin olduğu Mısır ve diğer olumsuz gelişmeler bölgemizde olmasaydı, israil 2009 da ve 2014 Temmuzunda yaptıklarını yapamazdı.
Saddam ve M. Kaddafi ülkelerinin akıllısı, israilin ve ABD nin delileriydi. israil gibi bir katili ve deliyi durdurmak için bölgenin bu delilere ihtiyacı vardı. israil ve ABD tüm bunları bildiği için, 30 yıldır bölgemizde kendilerine fayda sağlayacak budama yaptılar.
Türkiye hükümetleri, 30 yıldır temkinli adım atmıştır ve bölgeye zarar verecek uygulamalara aracı olmamıştır. 12 yıllık Akparti İktidarı, israil politikasında onu cesaretlendirecek yanlış bir adım atmamıştır.
Bölgemizde başkalarının oluşturduğu konjonktür ve izledikleri strateji israil politikalarına ve yaptıklarına zemin hazırladı. Irak, Suriye, Mısır, Libya gibi ülkelerin durumu belli ve bunları tehdit olarak görmüyor. Türkiye'nin elini bağlayan en çnemli nedende bu ülkelerin bugün içinde bulunduğu durum ve bölgede yaşanan belirsizliklerdir.
Türkiye, devlet ve hükümet olarak bölge politikaları ve sorumlulukları konusunda üzerine düşen görevi ziyadesiyle yapmaktadır. Halk olarak her alanda üzerimize düşen görevi tam yaptık mı? yapıyormuyuz?
DÜŞMANIN SİLAHI İLE SİLAHLANIN!- HADİS