Prof. Dr. Ali Akpınar
Gençler..
Gençlerimizi şer odaklarından nasıl koruyalım?
Kadın olsun, erkek olsun gençlik, kanın kaynadığı, enerjinin coştuğu bir dönem. Bu dönem iyi yönetilmezse, gençlerin yoldan çıkmamaları ve geleceklerini karartmamaları için bir sebep kalmayacak. Avrupa’da bir grup gençle yaptığımız sohbette konuştuklarımızı sizlerle paylaşarak konuya dikkatleri çekelim istedik:
Büyükler olarak ve gençler olarak gençliğimizin, kendimizin ve toplumumuzun geleceğimizin temeli olduğunu unutmamalıyız. Sağlam binalar, sağlam temeller üzerine kurulur. Çürük binalar üzerine kurulacak olan binalar, sallanmaya ve yıkılmaya mahkumdur. Bunun için gençliğimizi maddî ve manevî kir ve hastalıklardan uzak tutmalıyız.
Camiler, manevî dolum merkezlerimizdir. Camii ile irtibatı kesmemeliyiz. Peygamberimiz, kalbi mescidlere bağlı olan ve ibadet neşvesi içerisinde yetişenlerin Yüce Allah’ın koruması altında olacağını beyan ederek bu konunun önemini vurgulamıştır.
Avrupa’da işsiz olanlara devlet maaş da bağlasa, ailemizin maddî durumu iyi de olsa, boş durmamaya gayret etmeliyiz. Hak ile meşgul olmayanı batıl işgal eder. Kendimize iş bulmalıyız. Bu iş, iaşemizi kazanmak için yapacağımız çalışmalar da olabilir, camii merkezli sosyal aktiviteler de olabilir.
Karşı cinse karşı ilişkilerde ölçülü olmalıyız. Dinimizin bu konuda aldığı önlemlere ve bize yaptığı tavsiyelere uymalıyız. Şöyle ki bir erkek bir kızla evde, çarşıda, iş yerinde, piknikte baş başa kalmamaya gayret etmelidir. Şeytan ve nefsin isteklerine davetiye çıkarmamalıyız.
Evliliği ertelememeliyiz. Meşru bir sebep yokken, sırf dünyevî gerekçelerle evliliği sonraya bırakmamalıyız. Yakın tarihte evlilik söz konusu değilse, karşı cinse ilgi duymamalı, evleneceğimiz eş arayışını bulma telaşına düşmemeliyiz. Evlenme gündemimize girdiğinde, evleneceğimiz eşimizi seçmek için, dinin belirlediği ölçüler doğrultusunda düşünmeli, bakmalı, konuşmalı ve gereken girişimleri yapmalıyız.
Günah kadın için de günahtır, erkek için de. Zina kadın için de haramdır, erkek için de. Günahları işleyen herkes yaptığının dünya ve ahret sonucuna katlanacaktır. Kız-kadın yaparsa ahlaksızlık, erkek yaparsa erkeklik olur anlayışı yanlış ve sakat bir anlayıştır. Annemiz, kızımız, kız kardeşimiz, gelinimiz, halamız, teyzemiz için istemediğimiz bir günahı, başkalarının annesi, kızı, kız kardeşi, gelini, halası ve teyzesi için de asla düşünmemeliyiz.
Günah kurgularından günah ortamlarından, günah odaklarından uzak durmalıyız. Günah düşünen, günah okuyan, günah izleyen, günah ortamlarında bulunan kimselerin günahlara düşme ihtimali çok daha fazladır.
Günahların başımıza iç açacağı dünya ve ahret zararlarını düşünmeliyiz. Onların akıl-ruh ve beden sağlığımızı bozacağını, dünyada hesap edemeyeceğimiz bela ve musibetlere kapı aralayacağını, ahrette azap ve gazaba uğramamıza sebep olacağını sürekli hatırlamalıyız. Günahların merak edilecek bir tarafı yoktur. Tarihte bütün günahlar denenmiştir. Hiçbir günah bir kerecik olsun denenmeye değmez. Hiçbir günahta hayır yoktur. Bugüne kadar hiçbir günah hiç kimseyi ondurmamıştır. İşlenen her günah bizden bir şeyleri alır götürür. Aklımızdan bir parçayı, sağlığımızı, zamanımızı, sevabımızı alır götürür.
Arkadaş seçiminde dikkatli olmalıyız. Kişi arkadaşının dini üzeredir. Kötü arkadaşlarımızı hayırlı işlere çekerek biz etkilemeliyiz, onların kötülüklerinden etkilenmekten uzak durmalıyız. İyi arkadaşlarımızın sayısını artırmaya çalışmalıyız. Bu, kötülük yapan arkadaşlarımızla ilişkileri bütünüyle kesmek anlamına gelmez. Mesafeyi iyi ayarlamalıyız. Kur’ân’da pek çok ayet, insanları saptıran kendi arkadaş, büyük ve dostlarla ahrette nasıl hesaplaşmak isteyeceklerini anlatır.
Bulunduğumuz bölgenin gençlerine el atmalıyız. Önce kendi gençlerimize. Bu bölge bizden ibaret değil. Okul, ev, spor, iş ve benzeri vesilelerle irtibatlı olduğumuz pek çok genç var. Onlar, hocaların, büyüklerin kendilerine ulaşamayacağı, iletişim kuramayacağı gençler. Onları da boşluktan, günah bataklıklarından camiye hayır işlerine çekmeye çalışmalıyız.
Bunlarıı öncelikle yapmaya çalışırsak, yapacağımız hayırlı diğer işler kendiliğinden gelecek, hayır alternatifleri artacaktır. Yeter ki hayra ön ayak olalım, hayır düşünüp hayırda kalmaya gayret edelim. Çünkü bizler, müttakîlere önder olmayı istemişiz hep dualarımızda.