ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Ciltte açılan küçük kesiden ince iğne veya plastik borularla girerek operasyon yapan girişimsel radyologlar, bu alanın Sağlık Bakanlığınca yan dal olarak kabul edilmesini talep ediyor.

Türkiye Girişimsel Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Halil Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, röntgen, mamografi, ultrason, doppler, tomografi ve MR gibi görüntüleme cihazları kullanılarak, hekimlerin hastanın içini görüp tanı koyabildiğini, girişimsel radyologların da aynı cihazların bir veya birkaçını kılavuz olarak kullanarak hastalıklara müdahale ettiğini anlattı.

Öztürk, girişimsel radyolojik işlemlerin, ciltte yapılan çok küçük bir kesi sonrası buradan vücut içine gönderilen ince iğne veya katater diye isimlendirilen plastik borularla gerçekleştirildiğini ifade ederek, bu şekilde damar ve damar dışı tedavilerin yapıldığını söyledi.

Girişimsel radyoloji uygulamalarının, cerrahiye göre çok daha kolay ve konforlu olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle dedi:

"Girişimsel radyolojide, ameliyat kesileri ve ameliyata ait birçok sorun yoktur veya çok azdır. Diğer yandan işlemler genellikle lokal anestezi ve hastanın narkozsuz uyutularak yapıldığı sedasyon ile gerçekleştirilir. Bazı durumlarda genel anesteziye ihtiyaç olsa da bunun sayısı çok azdır. İşlem sonrası iyileşme ve hastanın normal yaşama ya da işine dönme süresi daha kısadır. Bu nedenlerle, artık hastalıkların tedavilerinde büyük ameliyatlar yerine küçük çaplı operasyonlar ön plana çıkmaya başlamıştır. Temelleri yaklaşık 50 yıl öncelere dayanan girişimsel radyolojik işlemler bunların öncüsü olmuştur. Diğer yandan girişimsel radyolojideki gelişmeler, bu işlemlerdeki teknikleri de geliştirmektedir."

-"Radyologlar resmi olarak tanınmamaktadır"

Öztürk, bu uygulamaların hekimler tarafından gerçekleştirilmesine karşın Girişimsel Radyoloji'nin resmi durumunda belirsizlik olduğunu anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Girişimsel Radyoloji, 2002 yılında YÖK tarafından Radyoloji Ana Dalı bünyesinde bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir. Buna istinaden birçok tıp fakültesinde Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı kurulmuştur. Ancak buna rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından yan dal olarak kabul edilmemiştir. Bu nedenle, ülkemizde akademik olarak var olan girişimsel radyologlar resmi olarak tanınmamakta ve Girişimsel radyoloji eğitiminin kurumsallaşmasında sorunlar yaşanmaktadır. Bütün bunlara rağmen ülkemizde Girişimsel radyoloji, yurt dışındaki ileri merkezlerle aynı kalitede ve yaklaşık olarak aynı süredir başarı ile uygulanmaktadır. İşlemlerinin çeşitliliği ve karmaşıklığı çok artmış olan girişimsel radyolojide, yeni nesillerin bu uygulamaları hem teknik hem de klinik yönüyle öğrenmesi için düzenli ve kapsamlı eğitim programlarına ihtiyaç vardır."

- Türk Girişimsel Radyoloji diplomasına Avrupa'dan onay

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği olarak, uluslararası ölçekteki bilgi birikiminin yeni nesillere en iyi şekilde öğretilmesi için düzenli eğitim programları oluşturulduğunu dile getiren Öztürk, bu alanda yeterliliği gösteren "Türk Girişimsel Radyoloji Diploması" projesinin hayata geçirildiğini söyledi.

Öztürk, Türk Girişimsel Radyoloji Diploması'nın, Avrupa Girişimsel Radyoloji Derneğince tanındığına dikkati çekerek, "Müzakereler sonucunda imzalanan mutabakatla derneğimiz tarafından verilen diploma, Avrupa Girişimsel Radyoloji Derneği olan CIRSE tarafından tanınmıştır" dedi.

Girişimsel radyolojinin resmi olarak ayrı bir dal kabul edilmemesinin, hastaları mağdur edebildiğini ifade eden Öztürk, hastaların kendilerine doğrudan ulaşabilmesinin bir çok merkezde olanaklı olmadığını, klinik branş hekimlerinin yönlendirmesiyle bu alana ulaşabildiklerini aktararak, "Resmi makamlar, bazı merkezlerde bu soruna geçici tedbirlerle çözüm getirse de birçok yerde ve durumda bu çözümler yeterli olmamaktadır" diye konuştu.

Öztürk, resmi olarak yan dal olmamalarının girişimsel radyolojinin daha da yaygınlaşmasını ve vatandaşlara hizmet sunabilmesini güçleştirdiğini dile getirdi.

AA