A.Cenap Kendi
Gönül penceremden
‘Zırhımı giyinip kılıcımı kuşandım’ diyen cihana meydan okuyan Yavuz Sultan Selim Han’dan bu yüce milleti sonsuzluğa kadar götürecek olan padişah nasihati
Adalet uğruna, Türklüğün bekası uğruna, Osmanlı ülkesini korumak üzere asilerin başındaki Şah İsmail’e, Yavuz Sultan Selim’in gönderdiği bir mektup vardır tarih kitaplarında. Bakınız neler neler var.
Tarih 1514 baharı. ‘Ey İsmail, zırhımı giyip kılıcımı kuşandım. Bilesin ve anlayasın ki; ilahi hükümlerden yüz çevirenlerin Allah-ü Teâla’nın dinini yıkmaya çalışanların bu hareketlerine bütün Müslümanların, Hükümdarların mani olmaları farzdır.
Sen ki Müslümanların memleketlerine saldırıyorsun. Şefkat ve utanmayı bir tarafa bırakarak zulüm yaptın, günahsızları ağlattın. Fitne ve fesat kullandın. Nefsinin kötü arzularına uyarak İslam’ın emirlerini değiştirmeye kalktın. Türbeleri ve mezarları yıktın. Harama helal dedin. Mescitleri türbeleri yıktın. Âlimlerin ve peygamberlerin aleyhine Alehisselam efendimizin neslinden gelen beylikleri birbirine düşman ettin. Kur’an-ı Kerim’i hela çukurlarına attın. Hz Ebubekir ve Hz Ömer’e söverek hakaret ettin.
Bu saydıklarım senin kötü huylarından bir kaçıdır. Ortalıklarda dolaşan günahlarından dolayı âlimlerin fetvalarına uyarak seninle savaşmam ve ortadan kaldırmam için fetva verdiler.
Bu durum karşısında Allah’ın emirlerini yerine getirmek üzere merasimlerde giydiğin padişahlık elbiselerimi çıkarttım.
Zırhımı giyip kılıcımı kuşandım. Atıma binerek Anadolu yakasın geçtim. Maksadım senin gibi bir zalimi yok etmektir ve şahlığını ortadan kaldırmaktır’ diyor 404 seneki önceki kayıtlar.
O günlerle bu günlerin arasında değişen hiçbir şey yok…