Görüntülere rağmen generalleri alıkoyduğunu inkar etti

Görüntülere rağmen generalleri alıkoyduğunu inkar etti

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, dönemin Genelkurmay Başkanlığı Muhabere, Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Korgeneral Uğur Tarçın ile Tuğgeneral Göksel Sevindik'i alıkoyan ekipte yer alan sanık eski Binbaşı Bülent Kaya savunma yaptı.

Olay tarihinde Kara Harp Okulunda bulunduğu sırada tanımadığı bir yüzbaşının, Genelkurmay Başkanlığında beklendiğini söylediğini iddia eden Kaya, rutin işlerini tamamladıktan sonra sivil kıyafetleriyle Genelkurmay Başkanlığı Karargahına gittiğini söyledi.

Neden çağrıldığına ilişkin Şube Müdür Vekili Albay Doğan Öztürk'ü aradığını ancak ulaşamadığını belirten Kaya, bu sırada diğer personelin çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.

Hava almak için dışarı çıktığı sırada karşılaştığı Albay Öztürk'ün telaşlı bir şekilde terör saldırısı olduğunu, herkesin tedbir aldığını, sivil kıyafetlerle dolaşmaması gerektiğini söylediğini öne süren Kaya, bunun üzerine odasına geçerek üniformalarını giydiğini ifade etti.

Elektrik kesilmesi nedeniyle dışarı çıktığını, Genelkurmay Başkanlığı ana binasında bir ışık gördüğünü anlatan Kaya, bu durumu merak ettiği için koşarak buraya gittiğini kaydetti.

Elleri bağlı bir askeri yere yatırılmış vaziyette gördüğünü, neler olduğunu sorduğunda tatbikat yapıldığı bilgisini aldığını savunan Kaya, karargaha girdiğinde yüzü maskeli tam teçhizatlı askerlerin silah doğrultarak yere yatmasını istediklerini ileri sürdü.

Binbaşı olduğunu söylemesine rağmen askerlerin sorularına cevap vermediğini ve kendisini alıkoyduklarını iddia eden Kaya, "Bu askerler binaya yabancı oldukları için nereden çıkabileceklerini bana sordular. Ellerinde silahları vardı, neyin ortasında kaldığımı anlayamamıştım. Bu yaşanılanların bir tatbikat olmayacağı ortaya çıkıyordu. Kendilerine yol göstermem için ellerim ve gözümü bağlanmadılar. İradem dışında verdikleri komutlara uydum. Bu arada arkamda bir hareketlenme olduğunu hissettim, arkaya bakmamı engellediler." ifadelerini kullandı.

- "Düşmesin diye kolundan tuttum"

Silah seslerinin gelmesi üzerine bu durumu fırsat bilerek odasına kaçtığını söyleyen Kaya, silahlı askerlerin de peşinden geldiğini belirtti.

Sanık Kaya, bir süre odasında kaldığını, telefonla konuşmak için dışarı çıktığında kendisini alıkoyan askerlerle bir kez daha karşılaştığını öne sürdü.

Bu askerlerin, elleri ve gözleri bağlı bazı rütbelileri alıkoyduklarını ancak söz konusu kişileri tanıyamadığını savunan Kaya, şöyle devam etti:

"Bu askerler kendilerine eşlik etmemi istediler. Bu sırada önlerinde yürüyen şahıslardan biri yere düşmek üzereyken elinden tuttum, bundan sonra böyle yürümek durumunda kaldık. Yanımdaki kişinin bir general olduğunu düşünüyorum. Boyu benden uzun olduğu için rütbelerini göremedim. Özel donanımlı bir asker de elini tuttuğum şahsın koluna girdi. Bu şahsı helikoptere bindirdikleri anda kaçmaya çalıştım. Birkaç adım atmışken biri kolumdan tutarak, 'Bu da gidecek.' dedi. Helikopterin ön tarafından boş bir yer kalmıştı. Arkada birileri vardı ancak kimlerin olduğunu bilmiyordum."

- "Kaçmayı başardım"

Bir zaman sonra helikopterden indirilerek minibüse alındıklarını kaydeden Kaya, koğuş düzeni olan bir yere alındığını anlattı.

Alıkonulan diğer kişilerin de başka bir odaya götürüldüğünü ifade eden Kaya, elleri bağlı olmasına rağmen bir askerin, alıkonulanlara su vermesini istediğini iddia etti.

Kaya, "Askerler içerdeki şahsa su vermemi istedi. İçeri girdiğimde tutulan kişinin korgeneral olduğunu görünce heyecan yaptım, hatta üzerine biraz su döktüm. Bu sırada aralarında konuşan askerlerin sıkıyönetim ilan edildiğini söylediklerini duydum. Bir darbe yapılabileceği aklımın ucundan geçmemişti." şeklinde savunma yaptı.

Tutulduğu odadan kendi imkanlarıyla kaçmayı başardığını öne süren Kaya, dışarıda konuştuğu bir askerin, herkesin filo binasında toplandığı ve askeri savcının geldiğini söylediğini aktardı.

Bunun üzerine savcının bulunduğu yere gittiklerini ifade eden Kaya, savcıdan darbe girişimi olduğunu öğrendiğini dile getirdi.

- "Savunmanıza gerçekten inanıyor musunuz?"

Kaya'nın savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanığa "Seni rehine olarak aldıklarını söylüyorsun ancak diğer rehinelerin gözleri bağlı ama senin bağlı değil. Kaldı ki rehineler arasındaki er ve astsubayın da gözleri bağlanmış olduğu görüntülerden anlaşılıyor. Senin gibi kaçmaya teşebbüs eden ve telefon açmaya çalışan, rahat durmayan bir rehinenin gözlerini bağlamıyorlar. Bu muamelenin nedeni nedir?" sorusunu yöneltti.

Derdest edilecek asıl kişinin kendisi olmadığını düşündüğünü savunan Kaya, "Odak noktasında ben olmadığım için bana o muameleyi yaptıklarını düşündüm." yanıtını verdi.

Sanık Kaya, müşteki avukatlarından Hayrettin Bıyıklıoğlu'nun "Huzurda verdiğiniz savunmaya gerçekten inanıyor musunuz?" sorusuna, yoruma dayalı olduğu gerekçesiyle itiraz etti.

Darbeciler tarafından alıkonulduğunu iddia eden Kaya'ya, karargahın güvenlik kamera görüntülerinden elde edilen olay gününe ait fotoğrafları gösterildi.

Kaya, darbeci askerler tarafından alıkonulan Korgeneral Tarçın ile Tuğgeneral Sevindik'in yanındaki kişinin kendisi olduğunu belirtti.

 

Kaynak:Haber Kaynağı