Fahri Kubilay
Gözümüz kadar değerli olanı korumak.
Pazar günleri, tüm mesire yerleri dolduğu gibi dağ taş insan doluyor.
Gölgeyi bulan atıyor abayı?
İnsan seline bir de dışarıdan gelenleri de eklersek kuğulu parkta mangal dumanından göz gözü görmez olur.
İğne atsan yere düşmez. Yer kapmak için sabahın erken saatlerinde yol almak gerekir bu güzelim alana?
Kimileri de kalabalıktan kaçar kuğuluyu tercih etmez. Zira Seydişehir ve çevresin de tüm dağlar, taşlar piknik için biçilmiş kaftandır. Abayı atıp öf diyecek mekân çoktur?
Bırakın Seydişehirliyi Antalya’ dan bile gelip bizim dağlarımız da piknik yapan yüzlerce insan vardır.
Sözün özü her Seydişehirli yaz mevsiminde mutlaka, kış aylarında bazen kuğulu parka bahar aylarında Susuz yaylasına, Eşek Çukuruna yaz aylarında Taraşçının korusuna Gökçüyük barajına Gölcük yaylasına Ataroluk’a ve Arvana yaylasına Tınaztepe mevkiine Yeniceköy ormanına Magmanda’ya Giden Gelmez dağlarına ve Seydişehir Antalya yolunun sağına soluna yolu düşer?
Neyse bu kadar muhabbetten sonra şu son zamanlarda ülkemizde çıkan orman yangınları sonucu kül olan o güzelim ormanları halini düşünmek bile istemiyor.
Seydişehir’in yangın konusunda şimdiye kadar böyle büyük vukuatı Allaha şükür olmuyor. Ağaç tepesinden buyana ama tarım arazileri için aynı şeyleri söylemek mümkün değil..
Son günlerde Dağlara giden varsa barut gibi en ufak bir köz parçası bile Allah esirgesin büyük felaketlere yol açabilir.
Her konuda duyarsız olduğumuz gibi bu konuda vurdum duymazlığımız had safhada.
Nerden çıkardın derseniz. Her tarafı yüzyıllarda yetişmiş çam ladin ormanın içinden geçerken su içmek için durduğun çeşmenin yanında söndürülmeden bırakılmış piknik ateşini görünce ne yaparsınız.
Ne söylediğini duyar gibiyim sinirlileriniz düzledi sakin olanlarınız en kötü kelimeleri seçti öyle değil mi ama hak etmiyorlar mı?
Bitmedi bir daha aynı şekilde bakınca zevk alıp huzur duyduğu ormanın içinde rüzgârlı havada adam boyu ateş yakarak piknik yapan hayvanları görünce ne cahil cesareti ile izah etmek yerine başka kelimeler kullanmak gerekir sanırım.
Geçen gün sevgili orman şefime dedim ki bu konu ile ilgili yazı yazacağım yazma dedi şeytan kulağına dedim ki bu batıl inanç bir şeyin konuşulmasından insanların uyarılmasından bir şey olmaz.
Ben size bu şekilde bizden kaynaklanan sorumsuzluklardan örnekleri çoğaltabilirim. Sizin de yaşamış olduğunuz birçok olumsuzluğu bu yazıyı okuyunca hatırladığınızdan eminim.
Önemli olan değerlerimize sahip çıkmak nasıl bu nimetlerden yararlanıyorsak bunları korumasını da bileceğiz.
Bu değerler bizim ve gelecek nesillere taşımakta bizim sorumluluğumuzda bunu unutmayalım.
Ormanda piknik yapıp ta ateşi söndürmeden giden zatlarla düz bir lafım var?
Ormanınızı yakanın gözü kör olsun?