GRAFİKLİ - Avrupa’da sandıklar aşırı sağın kıskacında

GRAFİKLİ - Avrupa’da sandıklar aşırı sağın kıskacında

Fransa, Almanya ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde yaklaşan seçimler öncesi aşırı sağ partiler ve adaylar yükselişte görülüyor- Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçiminde Le Pen önemli adaylar arasında yer alırken, Hollanda'da İslam ve yabancı karşıtı söylemle

ANKARA (AA) - YUSUF ÖZCAN - Fransa, Hollanda ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde cumhurbaşkanlığı ya da parlamento seçimleri yaklaşırken mülteci krizi, Müslüman ve yabancı karşıtı söylemler sayesinde aşırı sağ partiler ve adayların oy oranlarının yükselişte olması dikkati çekiyor.

Fransa, Hollanda, Avusturya, Almanya, İtalya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı politikaları savunan partilerin son yıllarda oy oranlarını yükselttiği, meclislere milletvekili sokmayı başararak seçimlerde geleneksel olarak iktidar ya da iktidar ortağı olan merkez sağ ya da sol partilere rakip olduğu veya olabilecek konuma geldiği belirtiliyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan uzmanlar, aşırı sağ partilerin bu yükselişinde en önemli faktörler arasında seçmenlere yabancı ya da İslam karşıtı "korkutucu söylemlerle" yaklaşmaları bulunduğunu değerlendirdi.

Son yıllarda AB ülkelerinde ırkçılığın artmasına ilişkin AA muhabirine konuşan Fransa İslam Düşüncesi Akademisi Başkanı Jamel El Hamri, İslam karşıtlığının aşırı sağcı partilerin 30 yıldır yükselmesine sebep olduğunu söyledi.

El Hamri, "Özellikle son 15 yıldır İslam karşıtlığı aşırı sağın en iyi argümanı oldu.” dedi.

Avrupa'da radikalleşmeyi önlemenin yolları üzerine araştırma yapan Avrupa Demokrasi Vakfı araştırmacısı Samir Amghar da aynı görüşü destekledi. Amghar, son yıllarda Avrupa'da Müslümanlara karşı nefretin arttığını ve aşırı sağcı partilerin İslam karşıtlığı ile beslendiğini belirtti.

Amghar, "Avrupalıların Müslüman karşıtı sözler duymak istediklerini", bu yüzden Avrupa'da aşırı sağ partilerin İslam karşıtı söylemlerini devam ettireceğini dile getirdi.

- Fransa'da Le Pen

Aşırı sağın yükselişinin en ciddi örneklerinden biri Fransa'da görülüyor. Yabancı, göçmen ve İslam karşıtı söylemleriyle dikkati çeken Ulusal Cephe'nin (FN) eski lideri Jean-Marie Le Pen, 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 10,44 oy almış, yerine geçen kızı Marine Le Pen ise oy oranını 2012'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde yaklaşık yüzde 18'e çıkarmıştı.

Fransa'da 23 Nisan ve 7 Mayıs'ta iki turlu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki anketlerde Marine Le Pen'in ilk turu önde bitirecek desteğe sahip olduğu görülüyor. Son anketlere göre, Le Pen'in oy oranını yüzde 27'ye çıkararak ilk turu birinci bitireceği ve ikinci tura kalacağı tahmin ediliyor. Le Pen'in partisi FN, 2015 yerel seçimlerde de yüzde 27,7 oy almıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, aşırı sağın yükselişine ilişkin Fransa'da aşırı sağ tehdidinin gittikçe arttığını ifade ederek, "30 yıldan beri aşırı sağ hiç bu kadar güçlü olmamıştı." uyarısında bulunmuştu. Fransa'nın aşırı sağa boyun eğmeyeceğini vurgulayan Hollande, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece Fransa'nın değil, Avrupa'nın geleceğini de belirleyeceğini savunmuştu.

- Hollanda'da Wilders

Aşırı sağın oy oranlarını artırdığı bir başka ülke de 15 Mart'ta genel seçimin yapılacağı Hollanda.

Son yıllarda Hollanda’da aşırı sağcı oylar birçok parti arasında bölündü ancak Geert Wilders’in 2006’da kurduğu Özgürlükler Partisi (PVV) ile aşırı sağcılar yükselişe geçti. PVV, 2006’dan beri yapılan seçimlerde yüzde 10'unu geçti.

Daha önce Hz. Muhammed ve Kur'an-ı Kerim'e yönelik hakaretleriyle gündeme gelen Wilders'in lideri olduğu ırkçı Özgürlükler Partisinin son anketler ışığında gelecek hafta yapılacak seçimden birinci çıkma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Wilders, son olarak Hollanda’da Kur'an-ı Kerim'i yasaklamak ve bütün camileri kapatmak istediğini söylemişti.

PVV, 2006'daki genel seçimde yüzde 5,9, 2012'deki son genel seçimde ise yüzde 10,1 oy alarak mecliste 15 milletvekiliyle temsil hakkı kazanmıştı.

- Almanya

Avrupa Birliğinin lokomotif ülkesi Almanya'da aşırı sağın son yıllardaki yükselişinin 2015'teki mülteci kriziyle hızlandığı belirtiliyor. Alman hükümetinin yaklaşık 1 milyon sığınmacıyı kabul etme kararı ülkedeki aşırı sağcı kesimi güçlendirdi.

Almanya'da aşırı sağ kanatta Almanya için Alternatif (AfD) ile hakkında kapatma davası açılan aşırı sağcı Ulusal Demokratik Parti (NPD) öne çıkıyor. NPD, 2014'teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 1 almasına rağmen partinin eski lideri Udo Voigt parlamentoya girmeyi başardı.

Almanya'da ertesi yıl Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGİDA) adlı hareket, haftalarca süren İslam karşıtı gösterilerde binlerce taraftar topladı. Bunun etkisiyle ülkede aşını sağın yükselişi hızlandı.

AfD, 2013 genel seçiminde yüzde 4,7 oy almıştı. Eylülde yapılacak genel seçim öncesinde yapılan son anketler ise AfD'nin yüzde 8 civarında oy alarak üçüncü parti konumuna geleceği tahminini ortaya koyuyor.

- Avusturya'da FPÖ

Avusturya’da aşırı sağcıların Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), son yıllardaki seçimlerde aldığı yüksek oy oranları ile dikkati çekiyor. FPÖ, 2008 genel seçiminde yüzde 17,5 olan oy oranını 2013'te yüzde 20,6'ya çıkardı.

Önceleri eyalet seviyesinde oylarını artıran FPÖ, yıllar içinde ülke genelinde de oy oranını yükseltti. Parti şu anda ülkedeki üçüncü parti konumunda bulunuyor.

Avusturya'da 2016’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde FPÖ üyesi Norbert Hofer ilk turda yüzde 35 ile birinci oldu. Hofer, iptal edilen ikinci turda yüzde 49,7 oy oranına ulaştı. Hofer, tekrarlanan seçimde yüzde 46,2 oy alarak Yeşiller Partisi adayı Alexander Van der Bellen'e karşı seçimi kaybetti.

- Yunanistan'da ırkçı Altın Şafak

Yunanistan'da 2000’den önce fazla etkili olmayan aşırı sağcılar, bu tarihten sonra hızlı şekilde yükseldi. Özellikle 2008'deki ekonomik kriz sonrası ırkçı Altın Şafak partisinin yükselişi göze çarptı.

Üyelerinin yabancılara yönelik şiddet eylemleriyle tanınan Altın Şafak partisi, 2012 ve 2015'te yapılan genel seçimlerde yüzde 7 civarında oy alarak mecliste temsil hakkı kazandı.

Mecliste üçüncü parti konumunda olan Altın Şafak, ırkçı ve İslam karşıtı söylemlerinin yanı sıra AB karşıtı duruşuyla da öne çıkıyor. Ekonomik kriz ve sığınmacı sorununun Yunanistan’da Altın Şafak gibi aşırı sağ oluşumların güç kazanmasının önünü açtığı ifade ediliyor.

- İtalya

İtalya'da ise göçmen karşıtı tezleriyle bilinen Kuzey Birliği Partisi ile popülist söylemleri aşırı sağınkiyle benzerlik gösteren Beş Yıldız Hareketi son yıllarda öne çıkıyor.

Komedyen Beppe Grillo liderliğindeki küreselleşme ve Avro Birliği karşıtı Beş Yıldız Hareketi, 2009'da kurulmasının ardından girdiği yerel ve genel seçimlerde yükseliş eğilimini sürdürdü. Parti, 2013'teki son genel seçimde yüzde 25 civarında oy alarak ikinci parti konumuna yükseldi ancak diğer partilerin koalisyon kurmasıyla iktidar dışında kaldı.

2013 seçimlerinde yüzde 4,1 oy alan Kuzey Birliği Partisi lideri Matteo Salvini ise ABD Başkanı Donald Trump, Fransa'da aşırı sağcı Marine Le Pen ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yönelik övgüleriyle adından söz ettirmişti. Kuzey Birliği, İtalya'da federal bir sistem kurulmasını ve kuzeydeki bölgelere özerklik verilmesini istiyor.

- İskandinavya

Daha çok sol partilerin hakimiyetiyle bilinen İskandinav ülkelerinde de aşırı sağ ideoloji son yıllarda yükseliş gösteriyor.

Bu ülkelerden biri olan İsveç'te yabancı ve göçmen karşıtı olarak bilinen İsveç Demokratları, 2002 yılındaki yerel seçimde yüzde 1 oy oranını, 2014'teki yerel seçimde yüzde 13'e çıkardı. Jimmie Akesson önderliğindeki parti, İsveç parlamentosunda yaklaşık 20 koltuğa sahip.

Parti, 2014'teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 9,7 oy alarak 2 koltuğa sahip oldu.

Bir başka Kuzey Avrupa ülkesi Finlandiya'da ise Timo Soini liderliğindeki popülist ve milliyetçi çizgideki Gerçek Finlandiyalılar Partisi, 2007'deki genel seçimde yüzde 4,1, 2011'de yüzde 19,1 ve 2015'te yüzde 17,7 oy aldı.

Finlandiya meclisinin 2007'de en küçük parti olan Gerçek Finlandiyalılar, son yıllardaki yükselişiyle önemli bir siyasi güç haline geldi. Parti lideri Timo Soini, 2015 genel seçimi sonrasında koalisyon ortağı olarak Dışişleri Bakanı koltuğuna oturdu.

Danimarka'da ise aşırı sağcı seçmeni Danimarka Halk Partisi temsil ediyor. Daha önce Hz. Muhammed ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretlerle gündeme gelen ülkede 2011'deki seçimde yüzde 12,3 oy alan parti, 2015'te yüzde 21,2 alarak ülkenin ikinci büyük partisi konumuna geldi.

Göçmen karşıtı görüşleri savunan partinin bu konudaki politikaları uluslararası alanda tepki çekmişti.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı