Fahri Kubilay
Hangisi daha vahşi…
Doğal yaşamı, dağları, ormanları, denizleri, nehirleri, gölleri ve bunların içinde yaşayan canlılara karşı Anadolu insanının tarihten gelen bir sevgisi ve tutkusu vardır.
Şehirlerin stresinden bunalan insanlar hafta sonlarında mesire yerlerine, dağlara çeşme başlarına, göl kenarlarına kendisini atmak ister. İnsanı dinlendiren stresini alan bu tür yerler, içinde yaşayan canlılarla güzel ve değerlidir.
Beyşehir in sazanı, suğla gölünün yağ balığı, üzümlü derenin alabalığı yüzyıllardır yöre halkı için bir değerdir, bir kıymettir. Bölge halkı yedisinden yetmişine kadar bu balıklarla büyümüştür. Hatta bu bölgelerden göçüp gidenler bu yörenin özlemi ile yaşar. Seydişehir leblebisinden sonra ikinci hediye yöreye ait balık türleridir.
Gel gör ki bu güzelim memlekette insanoğlunun kendisine yaptığı kötülüğü hiçbir canlı bir başkasına yapmıyor.. Allahın insanoğlunun hizmetine sunduğu tabiat belli bir denge üzerine kurulmuştur. İnsanlar tarafından bu denge bozulduğu zaman felaketle karşı karşıyasınız demektir. Yılanları yok edersen fareler çoğalır- leylekleri yok edersen yılanlar çoğalır-keklikleri yok edersen- keneler çoğalır- kurtları yok edersen- domuzlar çoğalır bunun gibi örnekler.
Avlanma hususunda dünyanın belki hiçbir yerinde olmayan özgürlük Türkiye de var. Eline tüfeği alan eline düzeni alan eline ağı alan hiçbir kural tanımadan tüm değerleri yok etmek için doğaya koşar
Nasıl mı efendim sizler birkaç örnek vereyim…
Adam yasak zamanında ava gider tam 12 kg lık sazan balığı tutar.. Bununla da yıllarca övünür. Hal buysa 12 balık tutmamıştır, o milyonlarca doğacak yavruyu yok etmiştir..
Eline tüfeği alan bohçacılar ( avcı dilinde doğada ne varsa bilinçsizce vuran) ava gider neslini tükettiği av hayvanlarından sonra Şahinlere , Leyleklere , Bülbüllere, Kumrulara varana kadar ateş eder hatta bir şey bulamasa trafik levhalarını hedef alır.Buradan bilinçli olarak avlanan doğal dengeyi evladı gibi koruyan arkadaşlarımızı tenzih ederim..
Son bir örnekle konuyu bitirelim Av yasağının olduğu bir pazar günü Beyşehir göl kenarında üç beş arkadaş ailecek piknik yapıyoruz..Akşam üzeri bir araba geliyor , içinden üç beş kişi hızla araçtan iniyorlar . Ne yapacak diye merak ederken alel acele kasık çizmelerini giyip ellerine aldıkları o kocaman ağ ile yanımdaki arkadaş söyledi adı trolmüş doğruca gölün içine şöyle bir hilal çiziyorlar ağı topladıkları gibi eyvallah… Zamanlamaları sazan balıklarının yumurtasını atmak için sahile doğru yöneldiği an…
Siz buna avcılık mı diyorsunuz bana göre bunun adı resmen katliam. O insanlar yasak zamanda yaptıkları bu işle birkaç balık tuttuğunu zannediyorlar hal buysa milyarlarca yumurtayı yok ettiklerinin farkında değiller..
Şimdi sizlere sormak istiyorum bilinçsizce yasak zamanda avlanan bu bohçacılar mı? Daha vahşi Yoksa Afrika ormanlarında yaşayan yaşamı için bir ceylanın peşinde koşan o Kaplan mı daha vahşi…