Hasan Çavuşoğlu
Bugün şehrimizin inşaat yol işinden eğitimine kadar pek çok yatırım alanında başarılı imzaları bulunan ÇAVUŞOĞLU ailesinin genç, istikrarlı ve hobileri ile dünya standartlarında bir beyni Hasan Çavuşoğlu’nu sizin için konuk ediyoruz. Hasan Çavuşoğlu
Kökü ‘Muallim Nadir Bey’e dayanan ailenin eğitimden inşaata, yol yapımından spora Konya başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında, hatta KKTC’de bile imzası olan dünyayı yatla gezerek kitabını yazma hayallerini kuran iş adamı Hasan Çavuşoğlu
Bugün şehrimizin inşaat yol işinden eğitimine kadar pek çok yatırım alanında başarılı imzaları bulunan ÇAVUŞOĞLU ailesinin genç, istikrarlı ve hobileri ile dünya standartlarında bir beyni Hasan Çavuşoğlu’nu sizin için konuk ediyoruz. Hasan Çavuşoğlu’nu yine hiçbir yerde yazılmamış, konuşulmamış hayat öyküsünden parçaları, fotoğrafları ve MEMLEKET Gazetesi farkıyla okurlarımıza sunuyoruz. İçimizden bir insanın neler yaşadığını, neleri hayal ettiğini de burada bulacaksınız. Ailesinin kökleri Karapınar ve Karaman yöresinde 1930’lu yıllarda ‘Muallim Nadir Bey’e dayanan Hasan Çavuşoğlu babasının, dedesinin izinden giderek Konya’ya kazandırdığı TED Koleji ile ufkundaki eğitim çizgisini de gözler önüne seriyordu.
Yıl 1965, aylardan Nisan, 6 Nisan… Ege Bölgesi’nin şirin illerinden Aydın’da Konyalı bir çiftin ilk çocukları dünyaya gelir. Minik yavruya Hasan adı verilir. Bu ailenin reisi Asım Çavuşoğlu eşi ile birlikte bölgedeki işi nedeniyle Konya’dan gelip geçici bir süre için Aydın’a yerleşmiştir.
MUALLİM NADİR BEY’İN
TORUNLARI OKUMUŞ, BAŞARILI OLMUŞ
Ama nüfus cüzdanında doğum yerinin Aydın yazmasının tamamen böyle bir tesadüfe bağlı olduğunu ifade eden günümüzün genç ve başarılı iş adamı Hasan Çavuşoğlu, babasının o tarihlerde İstanbul Yeşilköy Havalimanı Lisesi ile Aydın’ın içme suyu ihalelerini alarak o inşaatları yapmakta olduğunu anlatır.
“Ama aslımız baba tarafından Karaman’a ve Karapınar’a, anne tarafından ise Altınekin’e dayanır. Annem Altınekin nüfusuna kayıtlı Alime Çavuşoğlu, babam ise Karapınar’ın Hasanoba köyünden Asım Çavuşoğlu’dur. Kökümüze biraz inildiği zaman ise babamın babası Hasan Çavuşoğlu, yani dedemin babası o bölgenin meşhur ‘Muallim Nadir Bey’idir. O yörede bugün için 70-75 yaşlarında kime sorsanız Muallim Nadir Bey’i bilir. Çünkü babamın dedesi 1930’lu yıllarda, muallim (öğretmen) olarak bölgenin ilk insanı imiş. O bölgede her insana okuma yazma öğreten, yetiştiren insan Muallim Nadir Bey imiş.
Babamın babası Hasan Çavuşoğlu ise Karapınar’da uzun yıllar manifaturacılık ve kuru bakliyat üzerine ticaret yapmış.2
BABAM ANNEM İLE EVLENDİĞİ
ZAMAN HİÇ BİR ŞEYLERİ YOKMUŞ
“Babam evlendiği zaman mal varlığı ve para olarak hiçbir şeyi yokmuş. Annem ise Konya’nın seçkin ve sayılı ailelerinden birinin kızı imiş. Mesela babam hep söyler. Evlendikleri zaman babamın pompalı gaz ocağı, yorgan ve yastığı varmış. Hatta evlenirken annemin ailesinin istediği altınları da teyzemden ödünç alarak vermişler. Nikahtan bir gün sonra teyzeme götürüp altınlarını iade etmişler. Annem ise meşhur Tanoğulları’nın kızı imiş. İstanbul caddesinde annemlerin hanı varmış. Babam o günlerden bugünlere gelirken bize hep dürüst çalışkan ve namuslu olmayı öğretti.”
KARAMAN’DA İLK YAP-SATI
BABAM YAPMIŞ
Babasının ilk ticaret yıllarını kısaca özetleyen Hasan Çavuşoğlu, “Babam 1967-68’li yıllarda Karaman’ın Gödet köyünde inşaat işine girmiş ve Karaman’da ilk yap-satını babam başlatmış. Hatta o zamanlarda karşılıklı iki daireli inşaatları ilk babam yapmış. Ama insanlar bu daireleri ısrarla red etmişler. Çünkü herkesin tek tek evlerde oturduğu Karaman’da insanlar “Böyle karşı karşıya, kapı kapıya bakarak nasıl oturulur?” diye bir süre bu daireleri almamışlar. Yani babam da aldığı daireleri satamamış. Babam anlatır. O günlerde babamın ilk müşterileri 50 bin liraya bankalardan kredi alanlar olmuş” diyor.
ÜÇ BAŞARILI KARDEŞ
“Biz üç kardeşiz. Ailenin en büyük çocuğu benim. Daha sonra Mehmet ve Gönül isimlerinde iki kardeşim daha oldu. Kardeşlerimden Mehmet Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdi ve şirketimizin yönetimin kurulu üyesi olarak halen aynı şirkette birlikte çalışmaktayız. Kız kardeşimiz Gönül ise evlendi ve Ankara’ya gitti. Şu anda Ankara’da ünlü Aydın Mobilya şirketinin başında bulunmakta. Aydın Mobilya başkentte marka olmuş Köroğlu semtinde bile ofisleri bulunan bir şirkettir.”
İLKOKUL ÖĞRETMENİMİZ
BİZE NAMUSLU OLMAYI ÖĞRETTİ
Karaman Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’na yazılan Hasan Çavuşoğlu’nun unutamadığı öğretmeni ise Hasan Hüseyin Yaşar… Hasan Hüseyin hoca rahmetli olmuş. Ama Çavuşoğlu ilkokul öğretmenini anlatırken o gün çocuk aklıyla dinledikleri hep kulağında çınlıyor ve heyecanla o cümleleri tekrarlıyor:
“Hocamız bize hep okumamız gerektiğini söyler, hayatımız boyunca yanlış işler yapmamamız gerektiğini, namuslu ve dürüst insanlar olmamız için çok dikkatli olmamızı öğretirdi. Bu rahmetli hocamızın bize öğrettiklerini de yaşamım boyunca bugüne kadar hep yapmaya çalıştım.”
BENİM MÜZİK KULAĞIM YOK İMİŞ(!)
“İlkokulda iken bando takımını kurmuştuk Ama Karaman’da o zamanlar davul trampet gibi müzik aletleri yoktu. Babam onları okula İstanbul’dan alıp getirdi. Mesela babam benim bir müzik aletini çalmamı çok arzuladı. Hatta bana müzik öğretmeni bile tuttu. Ama müzik hocamız bir süre benimle ilgilendikten sonra ‘Bu çocuğun müzik kulağı yok’ diyerek bana ders vermek istemedi. Çok iyi hatırlıyorum o zaman babam öğretmenimizi ‘Ne demek müzik kulağı yok’ diye de kızmıştı.”
YÜKSELİŞ KOLEJİ BENİM
HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI OLDU
İlkokulu Karaman’da bitirdikten sonra Hasan’ı en iyi yerde okutmak isteyen Çavuşoğlu çifti eşlerine dostlarına sorarak biricik yavrularını Ankara’ya göndermeye karar verirler. Evet canları ciğerleri Hasan’ın evden ayrılıp Ankara’ya gitmesi hem kendileri hem de çocuk için çok zor olacaktır. Ama çiftin ideali yavrularının okuması, iyi bir adam olması ve kendini her yönü ile kurtarmasıdır. O günleri isterseniz yine Hasan Çavuşoğlu’ndan dinleyelim:
“1977 yılında Ankara Yükseliş Koleji’nin yatılı kısmına babam beni kayıt ettirdi. Bu yıl benim hayatımın dönüm noktası oldu. İlk defa ailemden ayrı kalıyor ve Ankara gibi büyük bir kente gidiyordum. Ayrıca yurtta kalıyordum. Sadece 11 yaşında idim. Okulda herkes çok iyi İngilizce biliyordu. Benim ise hiç böyle bir durumum yoktu. Benim de bu İngilizce’yi aynı şekilde, arkadaşlarım gibi konuşmam ve anlamam gerekirdi. Kendi kendime inat ettim. Ben de bu İngilizce’yi diğer öğrenciler gibi öğrenecektim. Artık sabahları 5’te kalkıyor, yatakhanenin alt kısmında bulunan koskocaman kütüphaneye tek başıma gidiyor ve saatlerce ders çalışıyordum. Hatta tek başıma sessizlikte ders çalışırken o kütüphanenin bilyalı kapısının açılması bile beni öyle korkutuyordu ki. Ama iki ay içerisinde çok çalışarak, her şeyimi İngilizce’ye vererek diğer arkadaşlarımın seviyesine geldim. İlk yıl teşekkür, ikinci yıl ise takdirname alarak okulun en başarılı öğrencileri arasına girdim ve artık kendimi öğretmenlerime, arkadaşlarıma kabul ettirdim.”
ANKARA’DA HAFTA SONLARI
PAZARDA BİLYALI İLE MAL TAŞIDIM
KARPUZ İNDİRDİM
Önce okuluna, daha sonra Ankara’ya kısa sürede alışan ve okuldaki derslerinin ardından hayata tutunmaya çalışan küçük Hasan bu kez hedef büyütüyordu. Çünkü babasının on beş günde bir gönderdiği harçlığı kendisi kazanmak istiyordu.
“Ankara’da Dışkapı’da oturan bir akrabamız vardı. Cumartesi, Pazar günleri onların yanına gidiyordum. Ama babamdan harçlık almamak içinde Aydınlıkevler pazarına gidip bilyalı araba ile insanların pazar eşyalarını taşıyordum. Cuma ve Cumartesi akşamları ise kamyonlardan karpuz indiriyordum. Bir hafta sonu kazandığım para ile babamdan tam 5 gün harçlık istemiyordum.”
SİYASET ANKARA’YI KARIŞTIRINCA
BABAM BENİ OKULDAN ALDI
“1978-79 yıllarında siyasi kavgalar başlamıştı. Ankara’da her gün olaylar oluyor, bombalar patlıyor, insanlar ölüyor ya da yaralanıyordu. Ortalık karışıyordu. Özellikle Ankara çok karışıktı o yıllarda. Dahası bir gün bizim okulun arkasına da bomba atılmıştı. Babamlar çok tedirgin oluyorlardı. Bu bomba olayını da duyduktan sonra bizim de siyasetten etkilenmemizden korkmuş başımıza bir iş gelmesin diye beni kolejden almıştı. Benim Ankara maceram da bu siyaset yüzünden sona eriyordu artık.”
HASTAŞ KOLEJİ, VESİLE TEYZEM
VE PİLAVLI TURŞULU GÜNLER
Ankara’daki okulundan alınan Hasan Çavuşoğlu ailesinin kararıyla eğitimine artık Konya’da devam edecektir. Hasan için her şey ayarlanmıştır. Konya’da o tarihlerde en gözde eğitim kurumlarının başında İstasyon caddesinde bulunan Hastaş Koleji gelir. Hasan bu okulda okuyacak ve yine Konya’da oturmakta olan akrabaları Vesile teyzesinin evinde kalacaktır. İşte burada bu yıllarda Hasan Çavuşoğlu’nun yaşamına Hastaş Koleji’nden çok Vesile teyzesi damgasını vuracaktır. Bugün o yılları anlatırken Vesile teyze derken Hasan Çavuşoğlu’nun cümleleri boğazına düğümlenmekte ve gözyaşlarına engel olamamaktadır. Bu bölümde Hasan Çavuşoğlu’nun gözyaşlarından kurtulması için biz de bol bol ot çayımızı yudumluyorduk.
LEĞENİN İÇİNDE YIKANIRDIM
“Ailem Karaman’da olduğu için beni Vesile teyzemin yanına verdiler. Vesile teyzem müthiş fedakar bir kadındı. Beni leğenin içine yıkardı. O günleri hiç unutamıyorum. Sobada suyu ısıtır, getirir, bir süre beni yıkar, daha sonra benim kendi başıma yıkanmam için odadan çıkardı. Babam teyzeme bana iyi baksın diye de sürekli para verirdi. Ama Vesile teyzem de bir ev almak için para biriktirirdi. Biz her gün bulgur pilavı ve turşu yerdik. Babam ise sürekli para verdiği için bizim her gün et pirzola yediğimizi sanıyordu. Ama hiçbir zaman babama anneme sordukları zaman ‘Ben her gün bulgur pilavı turşu yiyorum’ demedim. Çünkü vesile teyzemi çok seviyordum.”
İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ
BEKLERKEN DONMUŞUM
Lisede Vesile teyzeli yıllarda Hasan Çavuşoğlu’nun yine unutamadığı bir anısı vardı.
“Konya’da o yıllarda kışlar çok sert ve soğuktu. Kar yerden aylarca kalkmazdı. Yine çok soğuk bir kış günü yerde 15-20 santim kar vardı. Bir taraftan da sürekli kar yağıyordu. Orduevinin karşısında bir İngilizce öğretmenimiz ile buluşacaktık. Öğretmenimiz bana ders verecekti. Hiç unutmuyorum, saat 16.30 için randevulaşmıştık. Saat 17 oldu, 17.15 oldu. Ama öğretmenimiz gelmemişti. Bense hala ısrarla öğretmenimizin gelmesini bekliyordum. Soğukta beklemekten artık saati hatırlamaz olmuştum. O gün ayaklarım ve ellerim donmuş. Saatlerce karla donan ellerimi, ayaklarımı ovdular. Neden sonra hastaneye götürmek akıllarına geldi. Evet o gün İngilizce öğretmenimi bekleyeceğim diye ölümden dönmüştüm. Sonradan öğrendik ki öğretmenimiz de gelemeyeceğini bir başkası ile bildirmiş, ama o da beni bulamamış.”
BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NE GİDİŞ
“Hastaş Koleji’ni bitirdikten sonra sınava girdim ve Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ni kazandım. Üniversiteyi 4 yılda çok başarılı bir öğrenci olarak bitirdim. Üniversiteyi bitirdikten sonra 6 ay Londra’da mastır yaptım.”
KIBRIS’TA BİR İNGİLİZ İŞ ADAMI
İLE TİCARİ HAYATA İLK ADIM
“Londra’dan döndükten sonra 2.5 yıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, ağırlıklı olarak Girne’de bir İngiliz ortağımla müthiş bir tatil köyü yaptık. Bu benim hayatımın iş dünyasında çok önemli bir yerini tuttu. Kıbrıs’ta villalar, yap-sat işi yaptık. Çok villa yaptık. Ama Kıbrıs’ta Asil Nadir krizi bir Türk iş adamı olarak bizleri de etkileyince Kıbrıs’tan ayrılmak zorunda kaldık.”
BAŞARIMI HAYATIMI
BİRİCİK EŞİME BORÇLUYUM
“Kıbrıs dönüşü evlendim. 1991 yılında Konya’nın köklü ailelerinden Köprülüler’in kızı ile yaşamımı birleştirdim. Kenan Köprülü’nün kızı ile evlendim. Eşim de öğretmen, İş Teknik öğretmeni. Ben bugün bulunduğum noktada bütün başarımı eşime borçluyum. Eşim bizim için büyük fedakarlıklar yapıyor, bizlere katlanıyor. Hani derler ya ‘Her erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır’ diye. Evet ben eşimin hakkını asla ödeyemem.”
BİNA İŞİNDEN SONRA
YOL İŞİNE GİRDİK
Burdur’da kısa dönem vatani görevini tamamlayan Hasan Çavuşoğlu askerlik sonrası ticari yaşamına daha değişik alanlarda devam etme kararı alır.Yol taahhüt işine girer. Bu dönemi ise Hasan Çavuşoğlu şöyle özetler: “15- 20 yılda büyük işler yaptık. 3. Organize Sanayii’nin asfaltından alt yapısına duvarına kadar bütün işini biz yaptık. Şu anda Konya-Aksaray duble yolunu yapmaktayız. Manavgat’ta maden işletiyoruz. Alanya’da dolanit maden ocağını iki üç aya kadar devreye sokacağız. Serik’te büyük asfalt işlerin yapmaktayız.”
TED’İ KONYA’YA KAZANDIRDIK
“TED Türkiye’de eğitimde bir marka. Bugünkü hükümetimizin pek çok bakanı bu okullardan mezun. Çocuklarını ise bu okullarda okuyorlar. TED için hedefimiz şu anki okulumuzu Sille yolunda müthiş bir mimari ile oraya taşımak. Bu konuda Selçuklu Belediye Başkanımız ile görüştük. TED’de bu yıl 25 burslu öğrencimiz var. Her sene bu öğrenci sayısını artırmak istiyorum.”
ÇOCUKLARIMLA ATA BİNİYORUZ
“Oğlum ve kızım ile sporu çok seviyoruz, birlikte ata biniyoruz. Okul olarak yüzme, kayak, hentbol gibi sporlara ağırlık veriyoruz. At ve yüzmenin yanı sıra dalgıçlık benim için büyük hobi. İki brovölü dalgıcım. Bu arada dağ paraşütünü öğrenmeye çalışıyorum. Çocuklarımın spor yapmalarını, kişilik olarak doğru dürüst, namuslu insanlar olarak yetişmelerini arzuluyorum.”
MEHMET ÇAVUŞOĞLU İŞİMİZİN RAMBOSU
“Kardeşim Mehmet Çavuşoğlu bizim işlerimizin Rambosu. Gecesini gündüzünü işe vererek çalışan bir kişi. Yılda 150 bin kilometre yapar. Amcam Mustafa Çavuşoğlu da bir başka Rambomuz. 24 saatte 100 kilometre yapar.”
DÜNYAYI YATLA GEZİP
KİTABINI YAZACAĞIM
“Dünyayı yatla gezmek istiyorum. Dünyayı gezdikten sonra bunu bir kitap olarak yazacağım. Çocuklarıma da para pul, ev araç değil böyle bir hazine bırakmak istiyorum. Kitap okumayı çok severim. Mesela Peygamber efendimizin hayatını ikisi İngilizce yayın olmak üzere 4 ayrı kitaptan okudum.”