Hatipoğlu'ndan belediye başkanlarına nasihatler

Hatipoğlu'ndan belediye başkanlarına nasihatler

Nihat Hatipoğlu, yerel seçimlerde seçilen belediye başkanlarına nasihatlerde bulundu

30 Mart yerel seçimleri, kimi başkan adayları için hezimet, kimi adaylar için başarı oldu. Kimi adaylar görevlerine devam edebilmenin mutluluğunu, kimileri de görevin halk tarafından kendisinden alınmasının üzüntüsünü yaşıyor.

İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, Sabah Gazetesi'ndeki köşesinden seçilen belediye başkanlarına, Kuran-ı Kerim ayetleri, Hadis-i Şerifler ve Sahabe-i Kiram ile Allah dostlarının yaşantılarından örneklerle bazı nasihat ve uyarılarda bulundu.

BELEDİYE BAŞKANLARINA HATIRLATMA

Hangi partiden olursanız olun. Lütfen aşağıda yazacaklarımı bir vatandaşın hatırlatması olarak algılayınız. Bir kardeşin bir kardeşe tavsiyesi gibi kabul ediniz.

1- Her işinizde Yüce Allah'tan korkun. O'nun sizi gözlediğini, her gizli ve açığınızı bildiğini unutmayın.

2- İki omuzunuzda olan katip meleklerin sizi takip ettiğini ve her hareketinizi yazdığını unutmayın.

3- Kazandığınız makam sizi cennete de, cehenneme de götürebilir. Ağır bir imtihandasınız. Deneniyorsunuz. O makamlara belki denenmek için getirildiniz. Sizi oraya getiren, sizi oradan aşağı indirebilir.

4- Yakınlarınızı, ailenizi işlerinizden ve belediyenin imkânlarından uzak tutun.

5- Arada bir etrafınızdaki dalkavuklardan sıyrılıp halkın içine girin. Lehinize aleyhinize konuşanları dinleyin. Size acı da olsa, hakkı söyleyecek danışmanlar, sırdaşlar edinin.

6- İşi ehline verin. Adam kayırmayın. Kimsenin ekmeğiyle oynamayın. Devlet sizi denetlemeden siz kendinizi denetleyin. Kendinizi eleştirme konusunda kendinize hiç acımayın.

7- Hz. Ömer şehit olduktan sonra rüyada görülür ve "nasıl karşılık gördün" diye soran birine şöyle der: "Hiç sorma! Beytül mala (hazineye) ait bir devenin ipini bile soruyorlar. Ben bir gün hazineye ait bir devenin çürümüş yularını atmıştım, onu bile bana sordular." Bunu hiç unutmayın, iman ediyorsanız biliniz ki sorgulanacaksınız.

8- Milletin oğlunu oğlunuz, annesini anneniz, babasını babanız, kızını kızınız bilin. Onları koruyup kollayın.

9- Kapınızı kimseye kapatmayınız. İnsanlar kolayca size ulaşabilsin. İnsanlar her an Yüce Allah'a ulaşabiliyorlar. Ellerini açtıklarında Yüce Allah'a ulaşmış oluyorlar. Ama bir kısmınıza insanlar ulaşamıyor.

10- Belediyenin gelirinden ihtiyaç dışında harcadığınız her kuruş, hanenize borç olarak yazılır. Ve ahirette bunu ödemeniz sizden istenir. Çünkü halkın malı kul hakkıdır. Allah vazgeçse kul vazgeçmeyecektir. Kul vazgeçse Allah vazgeçmeyebilir.

11- Makamınızın ve görevinizin hakkını veremediğinizde, şerre ve harama vesile olduğuna inandığınız vakit gerekirse o makamı terk edin. Hatta halka dönerek, ben bana verdiğiniz emaneti size geri veriyorum deyiniz. Bazı halifeler bunu yapmışlardır. Halkın huzuruna çıkarak emanetinizi size geri veriyorum demişlerdir. Kendilerini azletmişlerdir.

12- Mütevazı olun. Büyüklenme kötü bir huydur. Hakka yakın olmak istiyorsanız, halka yakın olun.

13- Halife Hz. Ömer şehit olduğunda giydiği cübbesinde birkaç yama vardı. Hazine altınlarla dolu, halifenin cübbesi ise yamalarla doluydu. Hiçbirimiz Hz. Ömer olamayız. Ama en azından onun izinden gidebiliriz.

14- Zulüm ahiret gününde zulmedene karanlık olarak dönecektir. Makamınızı dine karşı asla kullandırtmayın. Dinin istismarına da müsaade etmeyiniz

15- Haksızca verdiğiniz her kuruş yetimin, engellinin, fakirin, düşkünün, mağdurun, cebinden çıkmıştır. Onlardan her birinden helallik almadıkça kendinizi kurtaramazsınız. Hepsinden de helallik alamayacağınız ortadadır.

16- Elinizden geldiği kadar muhtaçları kollayın. makamınıza gelen mağdur ve muhtaç insan gözü yaşlı ve kalbi kırık geri dönmesin. Kırık kalbin Allah katında değeri çoktur. Bu satırlarla sizleri yanlış iş yapmak için oraya gelmiş insanlar olarak gördüğümüzü zannetmeyin. Sizler hakkında kötü kanaata sahip olduğumuzu da sanmayın. Ama neticede,insanların hak ve hukukuna hükmeden bir makama geldiniz. Şeytan ve nefis hepimizle oynar. Hepimiz yanılabiliriz. Bilirim, çoğunuz adilce bu görevi yapacaksınız. Benim yazdıklarım bir kardeşinizin uyarılarıdır. Lütfen böyle kabul ediniz bu yazıyı.