"Hayatımızın her alanında tevazuyu kuşanalım"

"Hayatımızın her alanında tevazuyu kuşanalım"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Mersin'de verdiği hutbeden:"Hayatımızın her alanında tevazuyu kuşanalım. Hiç kimseyi incitmeyelim. Fani dünyanın geçici heveslerine aldanarak birbirimizi üzmeyelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek ola

MERSİN (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Hayatımızın her alanında tevazuyu kuşanalım. Hiç kimseyi incitmeyelim. Fani dünyanın geçici heveslerine aldanarak birbirimizi üzmeyelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek olan kibirden, gururdan ve riyadan sakınalım." dedi.

Erbaş, cuma namazında kent merkezindeki Muğdat Camisi'nde hutbe verdi

Hutbesine "Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler…" ayeti ve “Kim Allah için huşuundan dolayı tevazu gösterirse, Allah onu kıyamet gününde yüceltir. Her kim kibrinden dolayı böbürlenirse Allah da onu kıyamet gününde alçaltır." hadisiyle başlayan Erbaş, tevazunun ve güzel ahlakın önemine işaret etti.

Erbaş, güzel ahlakın dünyayı aydınlatan ve ahireti cennete çeviren en kıymetli sermaye olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bizler, sonu cennet olan bir hayatın ancak güzel ahlakla tamamlanacağına inanırız. Rabb'imiz katında bizleri yüceltecek olan bu ahlaki güzelliklerin başında ise tevazu gelir. Tevazu, alçak gönüllü olmaktır. Kendini beğenmişlikten ve böbürlenmekten uzak durmaktır. Gurur ve kibirden arınmış bir hayatı benimsemektir. Yaratılmış her bir canlıya saygı, şefkat ve merhamet göstermek, kibar davranmaktır. Kıymetli Müslümanlar, biz müminler, tevazuyu Peygamber Efendimizden öğrendik. O, daima sade bir hayat sürdü. İnsana, insan olduğu için değer verdi. Mütevazı olmanın, cennet ehlinin özelliklerinden biri olduğunu bildirdi. Müslüman bir kardeşimizi küçük görmenin kötülük olarak bizlere yeteceğini hatırlattı. Sevgili Peygamberimizi kendisine örnek alan mütevazı bir mümin, bütün nimetlerin asıl sahibinin Yüce Rabb'imiz olduğunun bilincindedir. Mümin, elindeki bütün imkanları Allah’ın rızasını kazanmak için seferber eder. Makam ve mevki, şöhret ve zenginliği ne olursa olsun kendini diğer insanlardan farklı bir konumda görmez. Allah katında üstünlüğün ancak takvada olduğuna inanır."

- "Hiç kimseyi incitmeyelim"

Erbaş, İslam'ın, bir taraftan müminin ruhuna alçak gönüllü olmayı nakşederken, diğer taraftan da kibirden olabildiğince uzaklaşmasını hedeflediğini belirterek, müminlerin, hangi sebeple olursa olsun hiç kimseyi hakir görmemeleri gerektiğini vurguladı.

Müminlerin, her işinde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmaması gerektiğini aktaran Erbaş, şunları kaydetti.

"Mümin, tevazu içinde bir hayat yaşamakla yükümlü olduğu kadar kendisinin ve Müslüman kardeşlerinin şeref ve haysiyetini korumakla da görevlidir. O, müminleri hakir görenlere karşı asil ve vakur duruşunu muhafaza eder. Müslümanların şeref ve izzetini korumak için var gücüyle çalışır. Yüce Rabb'imizin 'Muhammed, Allah’ın Resulü’dür. Onunla beraber olanlar, inkarcılara karşı kararlı ve tavizsiz, birbirlerine karşı da merhametlidirler...' buyruğuna gönülden bağlanır."

Erbaş, hutbesini şöyle tamamladı:

"Hayatımızın her alanında tevazuyu kuşanalım. Hiç kimseyi incitmeyelim. Fani dünyanın geçici heveslerine aldanarak birbirimizi üzmeyelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek olan kibirden, gururdan ve riyadan sakınalım. İnsanları küçümseyerek onlara surat asmayalım. Yeryüzünde böbürlenerek yürümeyelim. Unutmayalım ki Yüce Rabb'imiz, kibirlenen ve kendisiyle övünen kimseleri sevmez."

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hutbenin ardından cuma namazını kıldırdı.

Kaynak:Haber Kaynağı