M. Ali Köseoğlu
Hayırlı işler…
Ramazan’ın en önemli yanlarından biri de insan yanımızı ortaya çıkarması…
Diğer zamanlarda her lokmayı yutan insanoğlu bir an olsun duruyor…
Acizliğini anlıyor da mı duruyor yoksa geleneksel bir duruş mu bu, orasını bilemem.
İşte şırıl şırıl su akıyor da…
O duruyor, bütün susamışlığına rağmen.
Vakti bekliyor.
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışanlar yarın ölecekmiş gibi emre itaat ediyorlar…
İnsan yanımızın ortaya çıkması ile birlikte üzerimizdeki fazlalıkları da fark ediyoruz…
Malın mülkün fazlasını emanet bilip onu gerçek sahibine ulaştırıyoruz.
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ fermanı, iftar vakitlerinde boğazımızı düğümlüyor da, bir kap yemeği birkaç parçaya bölüyoruz…
Emsalsiz bir kaynaşma…
Esasında sadaka ve zekât olarak üzerimizde taşıdığımız emaneti, etrafımızda olan ihtiyaç sahiplerine ilk elden vermemiz daha anlamlı geliyor bana…
Fark etmek için gerekiyor bu…
Fakat işte buna vakti olmayanlar için de bu şehirde güzel işler yapanlar yok değil…
Ribat Aşevi, Dost Eli Derneği, Deniz Feneri, Ayder, Ravza, Kimse Yok mu Derneği zenginden alıp fakire veren kuruluşlarımız.
Ramazandan hemen önce Hayır Marketi hizmete açan Ribat Aşevi, fakirlerin gönüllerince gezip ihtiyaçlarını alabilecekleri bu olanakla önemli bir boşluğu doldurdu.
Bunlar güzel ve destek bekleyen hizmetler…
Konyalıların yardımseverliği olmasa zaten bu işler de yürümez.
Aslında bizlerin, şehirde iç huzuruyla yürümemizde bu dernek ve vakıfların yaptığı hizmetlerin rolü büyük.
Allah rızasını yardımlaşma çalışmalarında arayan tüm vakıf ve dernek adamlarımıza buradan teşekkür ediyorum.
DOSTÇA BİR HATIRLATMA
Bugüne kadar yardımlaşma çalışmalarına hiçbir şekilde bulaşmamış, yoksul insanları koruyup gözetecek bir formül üretmemiş olanlar, bazı organizasyonları kamuoyunun gözünde küçük düşürmeye çalışıyorlar.
Bir kere Allah önünde hesap veremeyecek olanların kul önünde hesap vermesi hiç önemli değil. Yardımlaşma faaliyetleri bu açıdan da çok önemli.
İşte bu yüzden yardım organizasyonlarında bulunan vakıf ve derneklerimiz daha da titizlik göstermeliler…
Mesela ihtiyaç sahibi kimseleri bu yardım çalışmalarında istihdam ederek onları iş sahibi kılan bazı derneklerimizde insanların gönüllerine dokunacak işler yapıldığını duyuyorum.
Rızası olmadığı halde sabah 8’den gece 24’e kadar yardım çalışmalarında görev yapıp, Ramazan ayını bin bir kahırla tamamlayan ihtiyaç sahibi çalışanlar…
Bir kere, bu derneklerde yardıma muhtaç kimselerin çalıştırılması çok güzel.
Fakat ‘ihtiyaç sahibi’ olduğu gerekçesi ile kimsenin hakkı da gasp edilmemeli…
Yardımlaşma çalışmalarında bulunan gönüllüler bir yana, bu şekilde maaşlı istihdam edilen kişiler de aileleriyle birlikte iftar edebilmeliler…
Yardım çalışmalarına gönülsüzlük hiçbir şekilde bulaştırılmamalı…
Bundan Allah da razı olmaz.
Allah’ın rızasını kazanmak üzere yapılan işlerde hak ve hukukun gözetilmesinden daha güzel bir şey olabilir mi?
Hayırlı işler dilerken, biraz daha dikkatli ve titiz davranılmasını rica ediyoruz. Ve Konya’mızda faaliyet gösteren yardım derneklerimize bu konuda da güveniyoruz.