Heykel dikeceğine hizmet üret!
İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Müdürü Ömer Tuğrul İnançer, Memleket’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Hz Mevlana’nın 737. Vuslat Yıldönümü Etkinlikleri’ne katılan İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Müdürü Ömer Tuğrul İnançer, Memleket’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hac’da bulunduğu 1974 yılı hariç, 1971’den beri her Aralık ayında Konya’ya geldiğinin altını çizen İnançer, “Allah ömür verdiği sürece bu vazifeyi icra etmeye devam edeceğiz” dedi.
Gazetemiz Yazıişleri Müdürü M. Ali Köseoğlu, Ömer Tuğrul İnançer’le Memleket Dergi için ‘aşka dair’ hoş bir sohbet gerçekleştirdi. Memleket Dergi’nin 17 Aralık’ta yayımlanması bekleniyor.
İSLAMSIZ MEVLANA MODASI YANLIŞ
Din olgusu, İslâm olgusu anlaşılmadan, Hz. Peygamber bilinmeden, tasavvuf ekolleri bilinmeden Hz. Mevlâna’nın bunların hepsinden soyutlanarak tek başına anlatılmasının ve anlaşılmasının mümkün olmadığını kaydeden İnançer, “Tasavvufsuz ve Resûlullahsız bir Mevlâna ortaya koyulmaya çalışılıyor. Kendine ait olmayan birtakım lâflar üretiliyor. Hz. Mevlâna’yı bunlardan soyutlayarak ortaya koymak son zamanlardaki bir modadır. Mesnevî-i Şerif’in ve Divan-ı Kebir’in Mektubat, Mecalis-i Seb’a, Rubaiyat gibi Hz. Pir’in eserlerinin tercümelerini okuyup, “Hz. Mevlâna’yı anladım!” diye ortaya çıkanlar, Hz. Mevlâna’yı anlayamamışlardır” diye konuştu.
BU İŞLER ELİF ŞAFAK’A MI KALDI?
Mevlana ile ilgili yayınlara son derece dikkat edilmesini isteyen İnançer, Elif Şafak’ın ‘Aşk’ kitabının da kendisi için hiçbir anlam ifade etmediğini söyledi. İnançer, “Hz. Mevlana hakkında söz söyleyecek bir Elif Şafak mı kaldı yani? Bu kadar ucuz mu? Elif Şafak çok mu önemli bir isim?” diye sordu. Şafak’ın işin manevi boyutunu bilmediği gibi maddi bilgilerden de mahrum olduğunu işaret eden İnançer sözlerini, “1248’de patlıcan soyuyor Bağdat Tekkesi’nde bir derviş. 1248 senesinde patlıcan var mıydı? Maddi bilgileri tamamlanmayan insanlar manevi bilgilere erişemezler” diyerek sürdürdü.
YETKİLİLER SUÇ İŞLİYOR
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sema ile ilgili genelgesini hatırlatan İnançer, “Genelgede, “Sema töreni, mutlaka bu kültürün doğru olarak aktarılabileceği, tanıtılabileceği mekânlarda ve gerekli şartların sağlandığı ortamlarda yapılmalıdır” denilmektedir. Bu genelgenin muhatabı şehirlerin idarecileridir. Sünnette, düğünde, lokantada semaya izin veren, göz yuman idareci bu işten mesuldür” şeklinde konuştu.
HER YERDE SEMA OLMAZ!
İnançer, gelişigüzel mekânlarda sema yapılmasının da yanlış olduğunu belirterek şunları söyledi: Yapmayın dendiğinde herkes yapıyor. Bu iş adabına uygun olarak yapıldığında kimsenin söz söylemeye hakkı olamaz. Fakat bir yandan yemek yiyeceksin, diğer yandan sema izleyeceksin, olur mu? Önce semazen dönüyor sonra dansöz çıkıyor sahneye, bunların önüne geçmek lazım. Konya’da Şeb-i Arus dolayısıyla yapılan gösteri, bu işin ruhuna en uygun olanıdır.
YANLIŞLIK HER YERDE
Mevlana ile ilgili çalışmaların ayrı bir titizlik istediğini vurgulayan İnançer, 737. Vuslat yıldönümü Törenleri’nin tanıtım katalogunda bile yanlış bilgiler verilmesinin son derece üzücü olduğunu vurguladı. İnançer şunları söyledi: Katalogda Mevlâna’nın hayatı anlatılırken “Vefatından sonra Sultan Veled, Mevlevi Tarikatı’nın esaslarını kurarak babasının yerini aldı” deniliyor. Buna kızarım ben, bu bilgi yanlış; Hz. Mevlana’dan sonra Kerimettin Bektemür var, ondan sonra Çelebi Hüsamettin var. İşte, Konyalılar bir şey yapmak istiyorlarsa bu yanlışları düzeltsinler.
AHMET ÖZHAN ZİRVEDİR
Şeb-i Arus etkinliklerine solist olarak yıllardır Ahmet Özahan’ın katılmasının bazılarınca eleştirilmesini de anlamsız bulduğunu belirten İnançer, “Ahmet Özhan Türk Tasavvuf Müziği’nin doruk noktasıdır. Nasıl ki Everest’ten daha büyük bir tepe yok, Ahmet Özhan’dan da büyük bir tepe yoktur. Onun bu etkinliklere gönülden katkısını görmezden gelenlere kulak asmamak lazım. Konya’daki törenler son derece nezihtir. Kimse bu güzelliği yok etmeye uğraşmasın” diye kaydetti.
HEYKEL DİKECEĞİNE HİZMET ÜRET
Konya İl Genel Meclisi’nin Konya’ya semazen heykeli dikmek yönünde bazı konuları gündeme getirdiğini hatırlattığımız İnançer, “Olaya heykel olarak bakmıyorum. Bunlar yapılabilir, nitekim Zafer’e yapmışsınız. Ama o heykelin ne sema ile ne de semazenle alakası var. Bir kere elleri yanlış duruyor. Dolayısıyla heykel dikmek suç da değil maharet de. Daha anlamlı işler yapmak, Hz. Mevlana’nın çalışmalarını daha da öteye taşımak için hizmet üretmek lazım. Heykele takılıp kalmayın” dedi.
memleket .com.tr