Mustafa Yiğit
Hüsnü Uğur’un kaleminden “Başbuğlu Yıllar”
Türk siyasetinin ve devlet hayatının yeri dolmayacak şahsiyeti, Türk milletinin devletiyle, vatanıyla onurlu bir şekilde kıyamete kadar yaşamasını, hayatı boyunca kendine temel gaye edinen Başbuğ Alparslan Türkeş’in doğumunun bu yıl yüzüncü yıldönümü.
Türk siyasî hayatına yön veren, peşinden milyonları sürükleyen liderleri saymaya kalksak hiç şüphesiz Alparslan Türkeş adını ilk sıralara yazarız.
Türkeş, Türk milletinin her daim var olmasını, tabutluklara girme pahasına savunan, Türk milliyetçiliği düşüncesini kuvveden fiile geçiren büyük bir siyaset ve devlet adamıdır.
Türk siyasetine böylesine etki etmiş, büyük bir devlet adamının hayat hikayesi, yaşadıkları sadece Milliyetçi ideolojiye gönül verenleri değil, herkesin merakını da cezbeder.
Başbuğ’la ilgili bugüne kadar pek çok eser verildi, onun hayatının farklı yönleri ele alındı. Ancak ilk kez Başbuğ siyasetini milli iradenin çatısı altında yaşayarak gören ve gözlemleyen bir isim Başbuğ hakkında bir kitap çıkardı.
MHP Meclis Grup Müdürü Hüseyin Hüsün Uğur’un kitabından bahsediyorum.
Hüsnü Uğur, Başbuğ’un 80 yıllık hayatının son yirmi yılına yakından şahitlik eden, Meclis Çalışmalarında onun hizmetinde bulunan bir isim olarak, Başbuğ’la ilgili anılarını bir kitapta topladı.
Hüsnü Uğur’un Başbuğ’un hayatıyla ilgili bizzat kendisinin yaşayıp gördüğü çoğu yeni olan bilgileri, yaşanan olayları ve önemli anektodları anlattığı kitap “Başbuğlu Yıllar- Türkeş’in Bilinmeyen Yönleri 1978/1997” adıyla Berikan Yayınlarından çıktı.
Kitabın önsüzünü Başbuğun en büyük emaneti olan MHP’nin ve ülkücü hareketin lideri MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli kaleme almış.
Önsözde “gerek insanlık tarihinin vicdanı, gerekse milletimizin hasletleri, kendisine hizmet eden, ufkunu genişleten ileriye doğru taşınmasından emeği geçen evlatlarının hakkını teslim etmiştir başbuğ da bu evlatların mücevheri olarak aziz hatırasını yad ilelebet yaşatılacaktır “ diyen MHP lideri, “Başbuğlu Yıllar” kitabının bunun için önemli bir vesile olduğuna işaret ederek; “ Yeni kuşaklar için Başbuğ’u daha iyi anlama yolunda bir kaynak olacağını ümit ediyorum” notunu düşmüş.
Kitapta ilk önce yazarın gençlik yılları, ülkücülükle tanıştığı dönem ele alınmış. Eserin ilerleyen bölümlerinde ise Başbuğ’un özellikle Meclis günlerinde yaşadığı, başından geçen olaylar, kişiler, kimi dramatik, kimi gülünç hadiseler çok sade ve temiz bir Türkçe ile ele alınmış.
Kitap içeriğiyle, verdiği bilgilerle de Ülkücü Hareketin hafızası niteliğinde bir eser olmakla birlikte , sadece Başbuğ’u değil bir dönemin hikayesini de tanıklıklarıyla birlikte ele almasıyla önemli bir belge niteliği de taşımakta.
Döneme damgasını vurmuş isimler, siyasiler, gençlik liderleri, siyasi kutuplaşmalar, 12 Eylül Darbesi ve Başbuğ Türkeş’in Mamak günleri, ülkücü hareketin atlattığı badireler de resimlerle, belgelerle, ve Türkeş’in yazara anlattığı anektodlarla, dönemin şahitlikleriyle anlatılıyor.
Bir solukta okuyacağınız, tarihi roman tadında bir eser olan “Başbuğlu Yıllar” dünden bu güne Türk siyasetine Milletin Meclisinin içinden bir gözle bakması açısından da ayrı bir önem taşıyor.
Eserin yazarı Hüsnü Uğur, kitabın girişinde anı-biyografı tarzı kitaplarla ilgili gelebilecek eleştirilere de işaret ederek çok mühim bir uyarıda bulunuyor, “Bu eserde pek çok isim, pek çok konu ele alındı. Bu konulardan biri bazıları kimi arkadaşlarımızı üzebilir, kırabilir. Ancak, benim niyetim kimseyi kırmak ya da üzmek değil; yaptığım sadece olanı, yaşananları ve bana anlatılanları, olduğu gibi aktarma gayretidir”
Evet “Başbuğlu Yıllar” bir döneme şahitlik eden, Başbuğ’un bizzat kendisiyle çalışma onuruna erişmiş, onunla hasbihal etmiş, döneminde yaşanan pek çok kritik mevzulara bizzat vakıf olmuş Hüsnü Uğur’un kalemiyle okuyucularıyla buluştu. Bize de yazarın kendi imzasıyla hediye edilen bu önemli eseri heyecanla okumak düştü.