"İçindeki sanatçı"yı 44'ünde keşfetti
Karaman'da iki çocuk annesi Öztürk, 44 yaşında başladığı ön lisans eğitiminin ardından açtığı çini ve seramik atölyesinde kursiyerlere sanatının inceliklerini öğretiyor- Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'nde eğitimine devam eden
KARAMAN (AA) - MEHMET ÇETİN - Karaman'da 44 yaşında üniversiteye başlayıp ön lisans programını bitirdikten sonra çini ve seramik atölyesi açan Hatice Öztürk, okuma azmi ve çalışkanlığıyla çevresindekilere örnek oluyor.
Açtığı seramik ve çini atölyesini KOSGEB desteğiyle geliştiren iki çocuk annesi 49 yaşındaki Öztürk, bir yandan kursiyerlere sanatının inceliklerini öğretirken diğer yandan da Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'nde eğitimine devam ediyor.
Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halk Eğitim Merkezinde dikiş nakış üzerine usta öğretici olarak çalışırken bir öğrencisine yardımcı olmak için gittiği Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) üniversite hayatının başladığını söyledi.
Psikolojik sorunlar yaşayan öğrencisine bazı sıkıntıları eğitimle aşabileceğini tavsiye ettiğini anlatan Öztürk, "Elinden tutup KMÜ Dekoratif Mimari Sanatlar ön lisans bölümüne götürdüm. Başvuru formunu aldık. Öğrencimi üniversite okuması için ikna etmeye çalışırken kendim de okumaya karar verdim. Sınava girip kazandım." dedi.
- "Zor oldu ama mezun oldum"
Daha önce çini ve seramik yapımına dair hiçbir bilgisi olmadığını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
"Gündüz çalıştığım için ikinci öğretime kaydımı yaptırdım. Gündüz iş, gece okul ve sonrası ev işleri. Zor oldu ama mezun oldum. Bir sene ara verip dikey geçiş sınavına başvurdum. Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'nü kazandım, 3. sınıftayım. Haftada 5 gün okul için Konya'ya gidip geliyorum. Günde 4 saatim yolda geçiyor. Zor oluyor ama sevdiğim için katlanıyorum."
Öztürk, diplomasını aldıktan sonra atölye açıp bildiklerini başkalarına öğretmeye karar verdiğini dile getirerek "Evimizin altındaki boş bölümü atölye olarak düzenledik. Burada kurs vermeye başladık. Malzeme temininde zorlanıyorduk, yaptığımız ürünleri pişirecek, sırlayacak fırınımız yoktu. Bunun için sürekli Konya'ya gitmek zorunda kalıyorduk. KOSGEB'in destek verdiğini duydum. Başvurdum, projem kabul edildim. Bir fırın, şablon torna ve normal torna, değirmen aldım. Böylece atölyemiz bugünkü halini aldı. Şu anda atölyemize çamur olarak giren malzeme işlenmiş, sırlanmış çini olarak çıkıyor." ifadelerini kullandı.
- "Hem anneyim hem öğrenciyim"
Farklı modeller tasarlayarak ilgi çeken eserler yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Öztürk, şunları söyledi:
"Karaman'da çini yapan başka bir atölye yok. Yaptığımız ürünleri sosyal medya üzerinden de pazarlıyoruz. Ürünlerimize il dışından da talep var. İki çocuğum var, hem anneyim hem öğrenciyim. Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra atölye çalışmalarım için daha fazla vakit bulacağımı düşünüyorum. Kurslar açarak bu sanatın daha fazla kişi tarafından yapılmasını sağlamak istiyorum. İstanbul'da birkaç sergide ürünlerim sergilendi. Daha çok sergiye, fuarlara katılmayı planlıyorum. İleride camilerin, otellerin, evlerin çini ve seramik işlerini yapabileceğimi düşünüyorum ayrıca Karaman'a özgü kültürel değerlerin hediyelik eşyalarını yapacağım."
- "Okumanın, öğrenmenin yaşı yok"
Öztürk, insanın inandıktan sonra başaramayacağı şey olmadığına işaret ederek "Üniversiteye başladığımda çevremden gülenler oldu. 'Bu yaştan sonra okuyup da ne yapacaksın?' dediler. 'Keşke biz de okuyabilsek.' diyenler de vardı. Okumanın, öğrenmenin yaşı yok. Belli bir yaştan sonra üniversite sayesinde içimdeki sanatçı ruhu, gizli kalmış yeteneğimi ortaya çıkardığım için çok mutluyum. Bir şeyler yapmanın, üretmenin zevkini alıyorum. İsteyen herkes bunu başarabilir." görüşünü kaydetti.
AA
Kaynak: