İFFET ABİDESİ, İKİ NUR
SAHİBİ HZ. OSMAN’DAN HİKMETLER

İlk müslümalardan. Habeşistan’a hicret eden muhacirlerden.

Peygamberimizin iki kızı ile evlenerek iki nur sahibi (Zin’n-Nûrayn) ünvanını almış olan kutlu damat. O, Peygamberimizin kızlarından önce Hz. Rukayya ile o vefat edince de Hz. Ümmü Gülsüm ile evlenmiştir.

Variyetini ve varlığını Allah yoluna adamış olan sehavet abidesi.

Hakkında Peygamberimizin Osman, meleklerin kendisinden haya ettiği adamdır…
Üçüncü bir kızım daha olsaydı onunla evlendirirdim… Ey Allah'ım! Ben Osman'dan razıyım. Sen de razı ol, buyurduğu insan… Osman, bu günden sonra yaptıklarından zarar görmez… Sen dünya ve ahirette benim dostumsun! buyurduğu insan.

Üçüncü Raşid Halife. Ermenistan, Kuzey Afrika ve Kıbrıs gibi pek çok önemli merkezin fâtihi. İskenderiyye’yi fethederek İslam Devletinin denizlerdeki üstünlüğünü tescil eden devlet adamı.

Hazırladığı ordularına "İstanbul ancak Endülüs tarafından fethedilebilir. Eğer orayı fethederseniz, İstanbul'u fethedenlerin ecrine ortak olacaksınız" diyerek Endülüs’e girmelerini sağlayan dirayetli, azimli ve kararlı yönetici.

Kur’ân mushafının çoğaltılıp önemli merkezlere gönderilmesini sağlayan, bu konuda sonraki kuşaklara büyük hizmet eden, oruç ağzıyla Kur’ân okurken zalimlerce şehid edilen ve mübarek kanları Mushafına damlayan Kur’ân adamı.

İşte onun hikmetli sözlerinden bir kaçı:

Ey insanlar! Allah’a muhalefetten sakının. Çünkü Allah’a muhalefetten sakınmak büyük bir ganimettir.

Benim hayat düsturum şudur: Ben Allah’ın Kitabını sağıma aldım, Peygamberin Sünnetini soluma aldım, Cenab-ı Hakkın bütün sırlarımdan haberdar olacağını hiç aklımdan çıkarmadım.

Ya Rabbi! Dinimi, İmanımı ve İslam’ımı, emanetimi, kuvvetimi Sen muhafaza buyur.

Kul, dünyada gözleri gördüğü halde, ahirette Allah’ın kendisini kör olarak haşr etmesinden korksun.

Manen sağır olanlar hakkı duyamaz.

Ben yamalı elbise giyeyim, kalbim huşu içinde olsun, müminler de örnek alsın!

Benim hilafet makamında kalmam için, müminlerin kanının dökülmesini asla istemem.

Bir Müslüman’ın kanının ancak; zina, kasten adam öldürme ve dinden dönmek şartları dahilinde helal olur.

(Medine’de yolda yürürken damdan üzerine ateş külleri dökülünce şöyle der:) Ateşe layık olan adam, ateşin külü ile kurtuldu ise ne mutlu ona!

Şayet ben cennet ve cehennem arasında olsam, hangisine gideceğimi öğrenmeden kül olup gitmeyi yeğlerdim.

Hikmetten anlayana anlamlı bir söz kâfidir.