Bu milleti diri tutan ilkelerden birisi dinini diğeri de vatanını sevmesidir. Çünkü dini İslam ona bir kimlik vermekte ve bu coğrafyada onun varlığını korumakta.
Bundan yıllar önce bu toprakları cehenneme çevirmek isteyen din ve vatan düşmanları / 1453’te Constantina polisi aldığımızdan bu tarafa sömürgeciler içerideki piyonları ile bir DARBE yapmak istediler. Ama millet buna karşı dik durdu. Tekbirlerle sokağa döküldüler, abdestini alan şehadet arzusu ile sokaklara çıkmıştı, Allah’tan yardım istiyor ve tekbirlerle güçleniyorlardı. TEKBİR Allahü Ekber demekti. Allah en büyüktür. Bütün zalimlerden daha büyüktür. Buna inanmaktır. İşte tekbirler şeytanları korkutan tek ses ve tek yürek olmamızı sağlayan, tankların ve uçakların karşısında dik durmamızı sağlayan en önemli dinamiklerden ve ruh dirençlerinden birisiydi.
Gençlerin gönlünde ALLAHÜ EKBER inancı vardır her zaman bu bizim DNA’mıza işlemiştir, bunu Türklerden sökemeyecekler sökemediler inşaAllah.
En küçük bir saldırıda bu iman yeniden ortaya çıkacağını ve bu milletin dirilişine ve kurtuluşuna sebep olacağını çok iyi biliyorlar.
15 Temmuz gecesi Yatsı ve Sabah namazlarında CAMİLERİ doldurmamız, gazi ve şehitlerimize ve dünyanın bir çok yerinde özellikle Filistin ve Doğu Türkistan daki zalimlerin ve İslam düşmanlarının saldırıları altında olan mazlum insanlar için dua etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Bu bir vefa duygusudur.
Vefası ve duyarlılığı olmayan insanlar yaşayan ölülerdir.
Yeniden diriliş, vefa ve duyarlılığımızı tazelemek için namazlarda camileri dolduralım, zalimlerin, İslam düşmanlarının ve bu coğrafyada gözü olanlar her bir vatan haininin yüreğine korku salalım...
Hoşça sağlıcakla kalın ama en önemlisi vefası olan duyarlı olan adam gibi adam kalın
Allah’a emanet olun.