Fahri Kubilay
İşin Aslına Dönmek
Okulların açılması ile tüm öğretmenlere öğrencilere ve eğitimle ilgili olanlara başarılar diliyorum. Her yıl olduğu gibi bu yılki eğitim öğretim yılına da yine bildik sorunlarla başlandı.80 yaşında bir hasta düşünün ki, tüm hastalıkları üzerinde taşıyor. Tüm hücreleri yaşlanmış, yeni hücre üretemez hale gelmiş, ilaç versen kabul etmiyor, serum versen olmuyor, ne yapsanız boş. İşin uzmanı olduğunu söyleyenlerin deneme tahtası haline gelmiş. Her gelen uzman bir deneme yapıyor, şu olur mu bu olur mu? Durum ortada, ilk önce hastaya teşhisi doğru koyamazsanız, sonuç böyle olur. Bu işten tüm taraflar sıkılmış durumda. Öğrenciden veliye, öğretmenden müdüre kadar eğitim sistemi deyince akla hemen sorunlar geliyor. Bu yıl da diğer yıllardan farksız olarak birçok sorunla eğitim-öğretim yılına başladık. Bendeniz 15 yıldır kırtasiyecilik yapıyorum, hiçbir dönem olsun sorunsuz eğitim-öğretim yılına başlamış değiliz. Her dönemde mutlaka velilerle sinir harbi yaşarız. Kitabı alır, bu olmayacakmış, yok yeni baskı olacakmış, yok olmazsa değiştirebilir miyim? Sağ olsun Başbakan, vatandaşa bedava kitap dağıtarak bu işi bir nebze de olsa çözmüş oldu; ama gel gör ki mesele burada bitmiyor. Bizim alışkanlıklarımız var, bitmeyen alışkanlıklarımız. Bakan bağırıyor, kesinlikle dergi okutulmayacak diye. Evet dergi okutulmuyor, ama gidin öğretmenler odasına, sınıf etkinlikleri adı altında yüzlerce örnekle kuşatılmış durumda buralar. Yok kardeşim bu işler, bu şekilde olmaz. Kitapları bedava dağıtıyorsun, çok güzel. Ben bir kitapçı olarak destekliyorum, ama bedava kitap dağıtmak işin bir boyutu. Bugün Seydişehirde 45 kişilik sınıflar var. Aynı sırada 3 öğrenci oturuyor. İkili öğretimde sabahın yedisinde okula giden çocukları düşünün ve bu insandan nasıl verim alacağınızı da düşünün. Bunlar olayların çözülebilecek tarafları. Bir de çözülemeyen ve her gün ahtapot gibi okulları ve çocuklarımızın geleceğini saran, tehdit eden sorunlar var, bunlar ne olacak? Bugün uyuşturucu yaşı ilkokula kadar inmişse, sınıf kavgalarında silah bıçak kullanılıyorsa, okul önlerinde tacizcilik yapılıyorsa, ki bunlar zaman zaman yaşanan hadiseler, bunlar için de çözümler üretilmeli. Bunlar toplumun temelini sarsan hadiseler. Tamamı da eğitim sisteminin yanlışlığından kaynaklanıyor. Yapılan teşhis ve uygulanan tedavinin yanlış olduğunu gelinen nokta doğruluyor. Yetmiş yıldır denemediğiniz sistem kalmadı, eğer yanlış tedaviye devam ederseniz hasta ölür beyler. Bu milletin hastalığı bu değil artık, bu bünye bu tedavi sistemini kaldırmıyor. Bu ülkenin geleceğini düşünüyorsanız ve yaşanabilir bir Türkiye isteniyorsa işin aslına dönülmesi lazım. İşin aslı ne? İşin aslı, din eğitiminin sonuçlarındaki tehlikenin tehlike olarak görülmekten vazgeçilmesi. Yok, din eğitimini tehlike görmeye devam ederseniz, daha çok gider gelirsiniz bu yollardan.